Kendimize tekrar tekrar sormamız gereken soru şu: Görüyor muyum?
Bu ömür sonlu, ölürken yanımda götüreceklerimi ve götüremeyeceklerimi idrak ettim mi?
Kalp gözüyle görüyor muyum? Akıl gözüyle görüyor muyum? Başımdaki göz ile görüyor muyum?
Sonuncusu çok mu anlamsız geldi?
Gelmesin. Fotoğraf paylaşma müptelalığı ile birlikte bakışımızı ve görüşümüzü makinelere emanet ettik.
Gide gide bir yere varıp duruyoruz. Lakin durduğumuzda bakışımızı makineye emanet edip arka arkaya fotoğraf çekiyoruz.
Halimiz masaldaki çocuklara benziyor. Ormanda kaybolmamak için, yola ekmekten işaret bırakan çocuklara.
Onlar evlerine dönmek için ekmeklerini yollara serpiyordu, biz yaşadığımızı/var olduğumuzu/hayatta olduğumuzu ispat etmek için, bir hayali başka bir hayalin üzerine monte etmeye çalışıyoruz.
Sahi yaşadığımızı kime ispatlamaya çalışıyoruz? Bir faninin hayat üzerinden ispat derdine düşmesi kadar acıklı bir şey var mı?
İnsan ya dururken görür, ya yürürken. En güzeli dura dura yürümektir.
Ayet-i Kerime'de buyrulmuştur: “Sen dağları görürsün de, yerinde durur sanırsın. Oysa onlar bulutların yürümesi gibi yürümektedirler. Bu her şeyi sapasağlam yapan Allah'ın sanatıdır. Şüphesiz O, yaptıklarınızdan tamamiyle haberdardır."
Dervişler gah dururlar, gah yürürler. Her halükarda görmeye devam ederler.
Uykuda ya da uyanıkken görme ve görüşme hali devam eder.
Sanatçılar yürüyebilmek için durur. Bir yerden bir yere gitmek için durur.
Yazar yazabilmek için, ressam nakışlamak için durur.
Müzisyen kainatın ana ritmini duymak için durur.
Sadece görmek için değil, duymak için de durmak gerekir.
Dururken görenler tefekkür ile görür. Yürürken görenler yeryüzünde Allah'ın halifesi olduğunun idrakiyle nazar eder sağına soluna.
(Derviş deyince ekran dervişlerini, timeline dervişlerini kast etmediğimiz anlaşılmıştır herhalde. Allah'ın huzurunda değil de takipçilerinin huzurunda dualarına dua ekleyenleri kast etmediğimiz...)
Bütün güzel hikayelerin geçmişte yaşandığına inanmak gibi bir yanılgının içindeyiz. Güzel insanlar iyi atlara binip gitti demek bize iyi geliyor. Oysa dünya durdukça güzel insanlar aramızda yaşamaya devam edecek. Ne ki bizim onları görecek gözümüz giderek ışığını kaybediyor.