Cumhurbaşkanı olmak isteyen küçük kız

04:0023/01/2017, Pazartesi
G: 17/09/2019, Salı
Fatma Barbarosoğlu

Cuma günü ilk ve orta dereceli okullarda yarı yıl tatili başladı. Hal böyle olunca muhabirler okulların yolunu tuttu, bininci kez çocuklara ne olmak istediklerini sordu.



Nereye baksak bir “bölünme” hikayesi gördüğümüz için, bu defa 10 yaşındaki bir kız çocuğunun ne olmak istiyorsun sorusuna vermiş olduğu cevap üzerinden “bölündük”.



Nasıl mı “bölündük”?



“Ne olmak istersin?” sorusuna 10 yaşlarındaki kız çocuğu “Cumhurbaşkanı olacağım” diye cevap veriyor.



Muhabir “Nasıl?” diyor.



Nasılı izah ediyor: Önce muhtar, sonra vekil, sonra bakan sonra da cumhurbaşkanı.



Cumhurbaşkanı olunca yapacağı ilk icraatı da belirlemiş. Sorulmadan, otomatiğe bağlanmış gibi anlatıyor. İdamı geri getirecek. İdamı nasıl geriye getireceğine dair de bilgi sahibi. “Anayasalar geriye doğru işlemiyor, ama ben geriye doğru işleyenini yapacağım” diyor.



Son cümlesinden anlaşılacağı gibi bu kız çocuğuna bu cevaplar EZ BER LE TİL MİŞ!!!



Niye ezberletilmiş, ne ara ezberletilmiş, diye soruyorsanız...



Öğrencilerine urganlı poz verdiren öğretmen haberini hatırlıyorsunuz muhakkak. Dolaysıyla, sosyal medyada öğrencisi aracılığıyla rol kapmak isteyen bir öğretmen gayreti üzerinden iz sürmek mümkün.



Milli Eğitime bağlı bir okulda aklınıza her estiğinde televizyondan geliyoruz diye içeri girip çekim yapamazsınız. Okuldan izin alınır, okul yöneticileri de kendilerini en iyi temsil edecek öğrenciyi nazara verirler.



Okul yöneticileri ve bu kız çocuğunun öğretmeni için verdikleri eğitimi en iyi şekilde temsil eden tutum, “idamı geri getirmek”...



Eleştirel akla ve ahlaka sahip olmadığımız için her olaydan bir bölünme hikayesi çıkartarak kendimizce duruş sergiliyoruz.



Duruş sahibi olmak filanı çok sevmek, filandan nefret etmekle olabilecek bir şey değil. Duruş sahibi olmak için önce düşünce kaslarınızın ve eleştirel aklınızın olması, sonra da olayları birbirine bağlayan analitik zekanızın devreye girmesi gerekir.



Cumhurbaşkanı olmak isteyen küçük kızın cümlelerine kimi hayranlık üzerinden, kimi aman Yarabbi şaşkınlığı üzerinden dahil oldu. Hatta hızını alamayıp “AKP kindar nesil yetiştiriyor” diye başlık atanlar da oldu.



Size göre birbirinden fersah fersah uzak iki anlayış mı söz konusu olan?



Bendenize göre bu iki tavır, birbirinin tembel ikizi.



Bu haberi bir hafta boyunca tartışmak niyetindeyim. Bugün muhabirin sorusunu merkeze alacağım.



Soru sormak önemlidir. Sokrates, sorunun, düşüncenin ebesi olduğunu söyler.



Küçük kızın vidyosu haberciliğin duvara toslayan yanını gösteriyor.



Sunucu bin yıllık sorusunu soruyor, ama bin yıllık cevaptan farklı bir cevap alınca yeni bir soru ile cevabın üstüne gidemiyor. “Niye idam cezasını geri getirmek istiyorsun?” diye soramıyor. Çünkü küçük kız çocuğu, bu soruyu sormasına fırsat vermeyecek şekilde 15 Temmuz darbesini bile cevabın içine sıkıştırıveriyor.



Karnelerin verildiği gün öğrencilere “Ne olacaksınız?” sorusunu sormak kadar klişe ve emeksiz bir soru olamaz.



Muhabirin ezber/klişe sorusuna hiç odaklanmayıp kız çocuğunun ezberletilmiş cevabına odaklanmak, sorun alanlarına odaklanarak çözüm bulmayı değil, her sorun alanından bir çatışma kıvılcımı çıkarmayı amaçlayan ahlakımızı temsil ediyor.



“Cumhurbaşkanı olmak isteyen küçük kız” vidyosunun birincil sorun alanı, muhabirin “Ne olmak istiyorsun?” sorusudur. Bu soru, geçmişin aile meclislerinde kalmış bir sorudur.



Sorduğumuz her soru, kişinin kendisi ve çevresi hakkında düşünmesini sağladığı kadar soruya cevap vereni tanımamıza da imkan sunmalıdır. Dolayısıyla kamusal sorumluluk olarak o çocuğun ne olmak istediği bizim sorumluluk alanımıza dahil değildir.



Kamusal sorumluluk alanımıza dahil olacak sorular, çocukların ne öğrendikleri üzerinden olmalı.



Çocukların ne öğrendikleri üzerinden yaratıcı sorular soran, sorduğu soruların cevabını merak eden muhabirlerimiz var mı?



Cevap vermemiz gereken ilk soru budur!



Kız çocuğu için “Eyvah çocuklarımızın muhayyilesi idamdan öteye gidemiyor” diye dertlenmek yerine “Niye bizim muhabirlerimizin yaratıcı soruları yok?” meselesini merkeze almamız gerekiyor.


#Yarıyıl tatili
#Okul
#Cumhurbaşkanı