Tevbe Suresi en son gelen surelerdendir, müşriklerle olacak ilişkiler konusunda ültimatom gibi hükümler içerir. Önemli bir kısmı Tebük Gazvesi ile ilgilidir. Bu gazve/gaza çok zor şartlar altında yapıldığı için buna “
” adı verilmiştir.
İşte bu münasebetle gelen ayetlerden biri olan surenin 122. ayeti konumuzla ilgili olarak çok önemli noktalara işaret eder. Ayetin meali şöyle:
'
'.
Bazı meallerin bu ayeti kerimeye yanlış mana verdiklerini düşünüyorum. Şöyle anlıyorlar: '… bir grup da savaşa çıkmayıp Medine'de kalsın ve dinde tefekkuh etsin ki, savaşa çıkanlar döndüklerinde bu çıkmayan grup onları uyarsın'.
Dinde tefekkuh için geride kalanlar onsuz kimden bilgi alıp da tefekkuh edebilecekler? Böyle bir anlam öncelikle bağlama uygun değildir. Ayette tefekkuh edeceklerle ilgili kelimeler de '
' teşvik eder. Çıkmayıp otursunlar değil, çıksalar ya, çıkmalılar anlamına gelir.
O halde bundan '
' edecek, yani onu çok iyi kavrayıp anlayacak olanlar çıkmak, hayatı, toplumu ve insanı tanımak zorundadırlar ki dini iyi anlayabilsinler gibi bir mana çıkar.
denmesi, dinin doğru anlaşılabilmesi için Kur'an-ı Kerim'den başka şeylerin de anlaşılması gerektiğine işaret eder. Din bir bütündür, Kur'an-ı Kerim'in Sünnet örneğiyle uygulanmasıdır.
Cihat bir farzı kifaye olduğu gibi, ayet dinde tefekkuh'un da öyle olduğunu anlatır.
'Dinde tefekkuh' denen eylemin hem cihada denk bir iş olduğuna, hem de çok zor olduğuna işaret eder. Bu zorluk, en başta dediğimiz gibi, hem tefe'ul kalıbından, hem de cihat ve seferberlik sırasında bile bu işin devam ettirilmesi gerektiğinin söylenmesinden anlaşılır. Osmanlı'da ulemanın askere alınmamaları bundan olsa gerektir.
Tefekkuh için ayrılacak olanların toplumun her kesiminden olması gereği de yine toplumu ve alt kültürleri iyi tanımakla alakalı olmalıdır.
Ayeti kerime ayrıca tefekkuh ile elde edilecek bilginin, yani fıkhın İslam'ın tebliği ve daveti için en gerekli ilim olduğunu da gösterir. Bugün fıkıh denince anlaşılan disiplinin tefekkuh etme anlamına gelmeyebileceğine de işaret eder. Onun için
, onunla ilk başta ahireti tanımanın, nefsin gizli afetlerinin, amellerin sevabını götüren huyların ilmi anlaşıldığını söyler. Ve belki de onun için Resulüllah, “
” buyurur.
Burada kavimlerine dönüp gelecek olanlar tefekkuh için çıkanlardır, savaş için çıkan ordu değildir.
Ve en önemlisi, toplumu inzar edecek, yani uyaracak olanlar ancak dinde tefekkuh edenlerdir, yani asıl anlamıyla fakihlerdir. Demek ki tefekkuh etmeden uyarabilme olmaz. Uyarma da ancak uyarılmadan sonra ve de ancak heyecanla olabilecek bir iştir. O halde ayetten bu özellikleri taşımayan ulemanın fakih olamayacağı da anlaşılır. Bir zamanlar '
' demiştik, işte o da bunu anlatır.
Aynen dedikleri gibi: '
'.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.