Yeni Şafak

Milli iradenin feraseti

02:009/11/2015, Pazartesi
G: 13/09/2019, Cuma
Bülent Orakoğlu

AK Parti'nin yaklaşık yüzde 50 oyla tek başına iktidar olduğu, 1 Kasım seçimlerinin en önemli sonucu, Türkiye'yi Suriyeleştirmek ve Iraklaştırmak isteyen iç ve dış şer mihraklarına karşı milli iradeyi temsil eden seçmenin, birlik ve beraberliğimizin kardeşliğimizin bozulmasına izin vermeyeceği yönündeki mesajıydı. Yüce Türk milleti 1 Kasım'da Türkiye üzerinde oynanan oyunların farkında olarak milli güvenliğimize, toprak bütünlüğümüze yönelik tehditlere karşı başta Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan olmak

AK Parti'nin yaklaşık yüzde 50 oyla tek başına iktidar olduğu, 1 Kasım seçimlerinin en önemli sonucu, Türkiye'yi Suriyeleştirmek ve Iraklaştırmak isteyen iç ve dış şer mihraklarına karşı milli iradeyi temsil eden seçmenin, birlik ve beraberliğimizin kardeşliğimizin bozulmasına izin vermeyeceği yönündeki mesajıydı. Yüce Türk milleti 1 Kasım'da Türkiye üzerinde oynanan oyunların farkında olarak milli güvenliğimize, toprak bütünlüğümüze yönelik tehditlere karşı başta Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan olmak üzere AK Parti'ye güven ve itimadını yenilemek suretiyle kritik bir süreçte iç ve dış sorunlara karşı Türkiye'nin elini güçlendirdi. Bu durum öncelikle milli iradenin firasetini ortaya koyarken vesayetçi dönemlerde mumla aradığımız devlet-millet kaynaşmasının bariz ve tipik bir örneğini sergilemesi açısından da ayrı bir öneme sahip sanırım.
G-20 liderlerinin onuncu toplantısı, 2015 yılında dönem başkanlığını üstlenen Türkiye'nin ev sahipliğinde, 15-16 Kasım günlerinde Antalya'da yapılacak. Bu toplantıya katılacak olan ABD Başkanı Obama'nın bu zirvede Cumhurbaşkanı Erdoğan'a PYD/YPG'nin ABD için terör örgütü olmadığı yönündeki kırmızı çizgilerini ileteceği bir süre öncesine kadar Dışişleri Bakanlığı'nda üst düzey danışman olarak görev yapan Prof. David Phillips tarafından iddia edilmişti. Phillips ayrıca Türkiye'nin IŞİD ile mücadele koalisyonuna katılma kararının Erdoğan tarafından PKK'ya saldırmak için bir kılıf olarak kullanıldığını iddia ederek iki ülke arasında dostluk ve güvenin(!!!) giderek azaldığını öne sürmüştü. ABD ve PYD arasında güvenlik konusunda işbirliğine dikkat çeken Phillips, ABD tarafından PYD'ye Kobani'de hava desteği verilerek havadan silah ikmali yapıldığını, bundan sonra PYD/YPG ile daha fazla işbirliğine gireceklerini açıklamış, Türkiye'nin buna cevabının ise, YPG güçlerine ateş açarak verdiğini belirtmişti.
Bu açıklamalardan sadece birkaç gün sonra 1 Kasım seçimlerinde Türk kamuoyunun Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti'ye verdiği destek karşısında, ABD'nin İŞİD'e karşı Irak ve Suriye'de yürüttüğü Doğal Kararlılık Operasyonu'nun sözcüsü Albay Steve Warren'in, sinevizyon aracılığıyla Pentagon'da düzenlenen basın toplantısında, ABD'nin artık YPG'ye silah ve mühimmat vermeyeceklerini açıklaması bir kez daha küresel kumpas ve algı operasyonlarına karşı kamuoyu desteğinin gücünü ortaya koyması açısından hayati öneme sahip görünmektedir. Bu durum küresel merkezin hedef aldığı ülkelerde etki ve nüfuz ajanları vasıtasıyla kamuoyunu etkilemek amacı ile neden algı operasyonlarına giriştiğinin açık işaretlerini de veriyor zannımca.
7 Haziran'dan 1 Kasım'a ne değişti de, AK Parti böylesine büyük bir zafere imza attı, sorusunun cevabı ile ilgili olarak yazılı, görsel ve sosyal medya platformlarında çeşitli analizler ve yorumlar yapıldı, yapılmaya devam ediyor. Kimilerine göre 1 Kasım'da toplumun tamamı kucaklanmıştı. Toplumun tanımadığı adaylar yerine eski siyasi tecrübesi olan adayların devreye sokulması AK Parti'nin en büyük kozu olmuştu. Toplumun çeşitli kesimlerine yönelik vaatler, siyasi ve ekonomik istikrar vurgusu bu sonucun alınmasında en büyük etkendi.
Şüphesiz 1 Kasım zaferinin kazanılmasında bu yönde yapılan analiz ve açıklamaların büyük bir bölümü iyi niyetli, yapıcı ve gerçekleri ifade etse de bazı araştırma şirketlerine göre MHP ve HDP'de yaşanan sert düşüş ve bunun bir sonucu olarak AK Parti'nin aynı anda hem MHP'den, hem HDP'den oy almış olmasının ne sosyolojik olarak, ne siyaset bilimi açısından, ne de istatistiki olarak izahı yoktu. Aslında Adil Gür haricindeki kamuoyu araştırma şirketlerinin neredeyse tamamı sınıfta kalmıştı.
Zira Türk milleti hem araştırma şirketlerini ve özelikle de Türkiye'yi koalisyonlar sürecine mahkum etmek isteyen “1 Kasım'da değişen bir durum yok lobisini” ters köşe yapmıştı. Türkiye'yi terör kartını kullanarak dize getirmek isteyen küresel merkezin kontrolündeki terör örgütlerine karşı güvenlik güçlerimize terörle mücadelede büyük destek veren siyasi iktidar ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kararlı tutumları sayesinde terör örgütleri PKK/PYD-DAİŞ-FETÖ-DHKP/C'ye ağır zayiat verdirildi. Lojistik destekleri yok edildi. Bu terör örgütlerinin 1 Kasım seçimlerini kana bulamaya yönelik faaliyetleri Diyarbakır, Gaziantep ve İstanbul'da hücre evlerine yapılan baskınlar sayesinde önlendi.
Aslında eski Türkiye'de terör yaratarak mevcut iktidarları antidemokratik bir şekilde iktidardan uzaklaştıran küresel merkez bu kez kendi oyunu ile ters köşe oldu. Yüce Türk milleti bu kez milli güvenliğini tehdit eden terörle ve bu terörü besleyen ülkelerle en iyi mücadeleyi Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti'nin verebileceğinin bilincinde AK Parti'yi tek başına iktidara taşıdı.
Bu süreçte kamuoyunun bu anlamda bilinçlenmesine neden olan yerli her kesime ülkemiz adına sağ olun var olun dileklerimizle.
#milli irade
#feraset
#AK Parti
Yorumlar

Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.

Henüz yorum bulunmuyor

İlk yorumu siz yapın.

Kapat

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.