Hürriyet gazetesinin, By-Lock'un patent sahibi olduğu iddia edilen David Keynes ile New York'ta yaptığı röportaj, Türkiye'de tartışılmaya devam ediyor. David Keynes FETÖ militanı veya imamı bir Türk. Asıl isminin ise Alparslan Demir olduğu iddia ediliyor. Keynes'in, Hürriyet'e yaptığı açıklamalar bir çok açıdan sorunlu görünüyor. Zira belgesiz delilsiz örgütsel ideoloji ile yapıldığı anlaşılan açıklamalarda, FETÖ operasyonlarının en önemli delili mahiyetindeki kriptolu haberleşme sistemi ByLock'u çarpıtma, saptırma ve yönlendirme gayret ve amacı açıkça görülüyor. Şu ana kadar 18 bin FETÖ'cünün, ByLock kullandığı için tutuklandığı, 40 bin kişi ile ilgili deşifre çalışmalarının devam ettiği bir süreçte, Türkiye'de ByLock kullananların % 90'ı cemaatçi iddiası ''Mağduriyet Algısını'' pekiştirmeye yönelik psikolojik harekata hizmet ediyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Afyonkarahisar'da ByLock kullanıcısını 68 bin olarak açıklamıştı. Bu durumda Keynes'e göre 6800 FETÖ mensubu mağdur olmuş oluyor. Oysa ByLock kullanan herkesin FETÖ mensubu olduğu su götürmez bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Zira terör örgütü hiyerarşisi içinde Abla veya Abi'lerde bulunan Flash Disk'e yüklenmiş, kriptolu yazışma ve mesaj programı ByLock, bizzat bu kişiler tarafından kendilerinin sorumluluğundaki diğer örgüt mensuplarının telefon veya bilgisayarlarına yükleniyor. ByLock yüklenen terör örgütü üyeleri ve irtibat kuracağı diğer örgüt mensuplarına ait rakamlardan oluşan 5 karakterli şifreler de yine abla veya abiler tarafından FETÖ mensuplarına veriliyor. Bu program üzerinden fotoğraf ve video paylaşımı yapılamıyor. Örgüt üyeleri fotoğraf ve video göndermek için Kakao Talk ve Cover Me isimli programları kullanıyor. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, terörist başı Gülen'in iadesi için ABD'ye hareket etmeden önce havaalanında yaptığı basın toplantısında, son zamanlarda ByLock'un 'delil vasfını sulandırmak' için bir kampanya yürütüldüğünü kaydederek, ''ByLock'a referansla giriliyor, sistemin sizi onaylaması gerekiyor, ardından şifre veriliyor. Dolayısıyla bu uygulamanın online bir mağazadan indirilip de gelişi güzel kullanılması mümkün değil. ByLock'a girenlerin tamamı FETÖ üyeleridir' açıklamasında bulunmuştu.
Röportajda ByLock'un deşifre olmasıyla birlikte, Ocak 2016'dan sonra, ByLock kullanılmadığı açıklaması açık bir maniplasyondur. Bu ifade ByLock'tan tutuklanan veya tutuklanması muhtemel FETÖ mensuplarının 15 Temmuz kalkışmasında ve darbe girişiminde ilişkilerinin olmadığına yönelik olarak gerçekleri çarpıtan açık bir yalan ve yönlendirmeye işaret etmektedir. Şöyle ki: 15 Temmuz Kalkışmasını soruşturan yargı mensupları ByLock ve yazışmalarını veya mesajlarını birlikte değerlendiriyorlar. Milyonlarca mesajdan oluşan ByLock yazışmaları, yargı sürecinde delil niteliği taşıyor. İstihbarat birimlerimiz içindeki uzman kadrolar, örgüt içi milyonlarca yazışma ve mesajları çözmeye devam ediyor. Bu başarılı çalışmalar neticesinde FETÖ'nün 15 Temmuz Kalkışma tarihini ilk kez 11 Ocak'ta ByLock yazışması kanalıyla terör örgütünün tüm üyelerine gönderdikleri tespit edilmişti. Bu tarihten itibaren çok sayıda FETÖ üst düzey yöneticilerinin, ByLock üzerinden '15 Temmuz'da zulüm bitecek' mesajları attıkları ortaya çıkarılmıştı. ByLock mesajlaşmalarının çok az bir kısmının deşifre edilmesi bile terör örgütünün 15 Temmuz Darbesi'nin tüm ByLock'çular tarafından bilindiğini ve örgütün darbedeki rolünü açık ederken, himmet toplama, para transferleri, KPSS sınav sorularının çalınmasına yönelik diğer yasadışı faaliyetleri de gözler önüne sermişti. Kaldı ki ByLock kullanımının Ocak 2016 tarihinde bittiği iddiası da birçok ilimizde FETÖ'ye yönelik yapılan operasyonlarda göz altına alınıp tutuklanan örgüt elamanlarının ifadeleriyle ve By-Lock kullandıklarının tespit edilmesiyle çökmüş bulunuyor. ByLock'un, 15 Temmuz bir kenara, sonrasında bile FETÖ için vazgeçilmez bir görüşme aracı olarak kullanıldığının kanıtı da ani baskınlarla gözaltına alınan isimlerin yazışmalarından OHAL diyaloglarının elde edilmesi ve sorgularda nasıl ifade verileceğine ilişkin telkinlerin de aynı uygulama üzerinde tespit ve tescil edilmesi olmuştu. Yakında tüm illerimizde FETÖ terör örgütü ile olarak hazırlanması muhtemel iddianamelerde bu hususta önemli delilleri görebileceğiz.
Bu röportajın sorunlu olduğunu bile bile Hürriyet gazetesi açık bir şekilde ByLock üzerinden FETÖ operasyonlarını sulandırmaya yönelik algı operasyonuna hizmet eden bu söyleyişi neden yayımladı? Üstelik bir iddiaya göre, yayın kurulunun itirazlarına rağmen bu haberin sür manşetten yayımlanmasının arka planında ne var? Bu algı operasyonun Adalet Bakanı'nın terörist başı Gülen'in iadesi için Amerika'ya gidiş sürecine denk gelmesi yalnızca bir tesadüf mü? Yoksa medya olarak 27 Mayıs'ta, 28 Şubat'ta, Çağlayan Adliyesinin bir terör örgütü tarafından basılıp Savcı Kiraz'ın şehit edilmesinde sicili tartışılan bazı medya organlarının tıpkı Kılıçdaroğlu gibi 15 Temmuz'da darbecilere karşı oluşturulan ''Yenikapı ruhuna ihanet ederek fabrika ayarlarına dönmesi mi'' söz konusu? Bekleyip görelim.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.