Amerika ve Almanya’nın Yunanistan’da “Doğu’daki düşmana karşı” Artemis Saldırısı olarak isimlendirilen füze tatbikatı 9 Kasım’a kadar sürecek. Türkiye’ye örtülü silah ambargosu uygulayan Amerika derin devleti (Müesses Nizam) ‘Türkiye’nin işgal edilmesi’ lobisinin başını çeken Almanya ve Yunanistan ile birlikte Girit Adası’nda bulunan ‘Chania NATO Füze Fırlatma Üssü’nde Patriot ve Stinger füzelerinin kullanıldığı tatbikata başlandı. NATO’nun askeri kanadına bağlı Avrupa Müttefik Karargahı’nın ‘operasyonel
Amerika ve Almanya’nın Yunanistan’da “Doğu’daki düşmana karşı” Artemis Saldırısı olarak isimlendirilen füze tatbikatı 9 Kasım’a kadar sürecek. Türkiye’ye örtülü silah ambargosu uygulayan Amerika derin devleti (Müesses Nizam) ‘Türkiye’nin işgal edilmesi’ lobisinin başını çeken Almanya ve Yunanistan ile birlikte Girit Adası’nda bulunan ‘Chania NATO Füze Fırlatma Üssü’nde Patriot ve Stinger füzelerinin kullanıldığı tatbikata başlandı. NATO’nun askeri kanadına bağlı Avrupa Müttefik Karargahı’nın ‘operasyonel teyakkuz değerlendirme kriterleri’ kapsamında taktiksel bir senaryo ile gerçek füzeler kullanılacak. ABD Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre;
“Artemis Saldırısı gibi tatbikatlar şimdiki ve gelecekteki kuvvetlerin, potansiyel rakipleri caydırmak, caydırıcılığın başarısız olduğu zaman da onları hızlıca yenmek gibi kabiliyetleri nasıl edindiklerini ve farklı alanlarda veya tartışmalı bölgelerde savaşmaya hazır olduklarını gösteriyor”
cümlesi dikkatlerden kaçmıyor. Zira konunun uzmanı üst düzey askerlere göre, NATO ittifakı içinde Türkiye ile birlikte yer alan, ABD, Almanya ve Yunanistan müştereken yaptıkları tatbikatta Türkiye’yi hedef alarak gözdağı verirken,
gerekirse savaşırız tehdidinde bulunuyorlar
. Tartışmalı bölgelerden kasıt ise Ege’de gri bölgede bulunan adalar kastediliyor. Ülkemizin, NATO, ABD ve Batı ekseninden Avrasya eksenine kayarak, Rusya’dan S-400 Hava Savunma Sistemi almaktaki kararlı duruşu, yerli ve alternatif savunma sistemleri geliştirmesi ve bağımsız politikalar üretmesi nedeniyle
Türkiye’nin NATO’nun yeni potansiyel düşmanı ilan edilebileceği yönünde tehdit edilmesi trajikomik
bir değerlendirme olduğu kadar alçakça ve düşmanca yapılan bir davranış biçimine işaret ediyor.
Üstelik Amerikalı müttefiklerimiz! fırsat buldukça Türkiye’nin Amerika’nın düşmanı olduğu tezini açıklamakta bir beis görmüyorlar. Kısa bir süre önce Alman televizyonuna çıkan ABD Ordusunun Suriye’deki sözcüsü Albay Ryan Dillon, PYD’ye hemen her tür silahı verdiklerini söylemekle kalmayıp, PKK için “
Düşmanımın düşmanı dostumdur
” demedi mi? Başkan Donald Trump’ın eski baş stratejisti Steve Bannon Washington’da “Türkiye’nin Amerika’ya yönelik en büyük tehdit olduğunu ve hatta Amerika açısından
Türkiye’nin İran’dan bile daha tehlikeli olduğunu
” açıklamıyor mu? Ve önceki gün Hakkari Şemdinli’de sıfır noktasında şehit verdiğimiz 9 güvenlik görevlimizin
ABD’nin PYD-PKK’ya verdiği silahlarla şehit edildiği
adli makamlarca açıklanmadı mı?
Sanki, 60, 71, 80, 28 Şubat darbeleri, 7 Şubat MİT, Gezi, 17/25 Aralık başarısız darbe girişimleri ve 15 Temmuz Kanlı kalkışma veya darbesinin arkasındaki azmettirici güç onlar değil. Terörist başı Gülen başta olmak üzere tüm NATO ve AB ülkeleri binlerce firari FETÖ’cü ye kucak açarak, terör örgütü mensuplarını Türkiye’ye iade etmedikleri gibi barındırma ve oturma izni vererek terörü destekleyip koruyorlar. Tıpkı bölücü terör örgütü PKK’yı koruyup kolladıkları eylem, eğitim silah desteği verdikleri gibi. Türkiye 60’lı yıllardan günümüze ABD’ye hangi zararı verdi? Ne yazık ki koca bir hiç. Amerika ise binlerce insanımızı teröre kurban ederken, darbelere verdiği destekle ülkemizin en az bir asır Batılı ülkeler seviyesine gelmesini engelledi. Asıl, Türkiye’nin
baş düşmanı dost görünüp kalleşçe Türkiye’nin altını oymaya çalışan Amerika ve İsrail’dir
. Ortadoğu’yu bölüp parçalarken Türkiye’yi de bölüp parçalama derdindeler. Ancak Yeni Türkiye Ortadoğu’da ve dünyada oyun kuran bir güç olarak ABD ve İsrail’in Ortadoğu’daki oyunlarını Fırat Kalkanı operasyonu ile bozdu. Terör koridoruna izin vermediği gibi Türkiye’nin kuşatılmasına da izin vermeyeceğini dost düşman bütün ülkelere açıkça duyurdu. Astana Süreci’nin lokomotifi olarak, Rusya ve İran ile ittifak yaparak Suriye ve Irak’ın toprak bütünlüğünü bozmak suretiyle bölgenin Balkanlaştırılması stratejisinin boşa çıkarılmasını sağladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2’nci doktrini sayılabilecek açıklaması terörü destekleyen ülkeleri hedefe aldı. “Şu örgütün arkasında şu devlet varmış, öteki örgütün arkasında başka devlet varmış, bunların hiçbiri de bizi ilgilendirmiyor.
Hiçbir meşru devlet, kendi askerini, personelini teröristlerle bir arada tutmaz.
Bizim için teröristlerin yanında olan herkes teröristtir
. Atalarımız, ‘Zurnada peşrev olmaz, ne çıkarsa bahtına’ derler. Bugüne kadar ‘
diyerek,
’ diyerek, ‘
diyerek bizi oyaladıklarını sananlara
.”
#Amerika
#Yunanistan
#Almanya