Tecrübe kazandı

04:007/11/2015, Cumartesi
G: 13/09/2019, Cuma
Ayşe Böhürler

7 Haziran üzerine çok şey yazıldı. Siyaset tecrübesinin devreye sokulmaması, nasılsa kazanırız özgüveni ile hareket edilmesi, siyaset teorisi ile sahadaki pratik arasındaki farkın göz ardı edilmesi gibi birçok etkeni gözlemleyen de aktaran da çok oldu. Özetle; 7 Haziran'da “Yeni AK Parti” teması halk tabanında destek bulmadı. “Yeni” olanın içi “eskisinden daha iyi” dedirtecek bir içerikle doldurulamadı. Bu kıyaslamanın vardığı boyutu en iyi anlatan yazı Yıldıray Oğur'un 21.09.2015 tarihli “Ak Parti'nin

7 Haziran üzerine çok şey yazıldı. Siyaset tecrübesinin devreye sokulmaması, nasılsa kazanırız özgüveni ile hareket edilmesi, siyaset teorisi ile sahadaki pratik arasındaki farkın göz ardı edilmesi gibi birçok etkeni gözlemleyen de aktaran da çok oldu. Özetle; 7 Haziran'da “
Yeni AK Parti
” teması halk tabanında destek bulmadı. “Yeni” olanın içi “eskisinden daha iyi” dedirtecek bir içerikle doldurulamadı. Bu kıyaslamanın vardığı boyutu en iyi anlatan yazı Yıldıray Oğur'un 21.09.2015 tarihli “
Ak Parti'nin En Büyük Kozu
” başlıklı yazısıdır.
Oğur'un “AK Parti'nin yeni aday listesiyle içine kapanması, onu değil bunu aday yapmasının sonuca tayin edici bir etkisi olmayacak
” şeklinde özetlediği fikirlerin tam tersi gerçekleşti.

Bu süreçte Ak Parti nedenleri analiz etti ve organik yapısına geri dönme kararı verdi.

“7 Haziran'dan 1 Kasım'a ne değişti”
sorusunun cevabı Ak Parti Kongresi'nde MKYK'nın değiştirilmesiyle başlar. Seçim sürecini yönetecek ekibin değişmesi, Ak Parti'nin organik yapısına tekrar dönmesini sağlamış; hem stratejiler hem de adaylar ince bir mühendislikle nokta atışı hesaplarla tespit edilmişti.

Kim ne derse desin bu seçimlerin kazanılmasında “
eski siyasi tecrübe
” Ak Parti'nin en büyük kozu oldu. Halk tecrübe ettiği, bildiği bir siyasete oy verdi. Ak Parti ilk seçimlerdeki stratejisini izledi. Genel kampanyalara, medyaya prim vermedi. Yüz yüze iletişimi güçlendirdi. Sahaya inen tecrübeli isimler, seçmenin gönlünü almayı başardı. Kampanya filmlerinde bile yerelin nabzı tutuldu. Faruk Çelik'in, Türk-Arap-Kürt kardeşliğini vurguladığı kampanya viral filmleri bu seçim döneminin en etkili çalışmalarıydı. Bu mesajlar halkta bir karşılık buldu, Urfa'da oy artışı %18 oldu. Elbette tüm bu süreçte dış konjonktürün iktidar karşıtı negatif tutumu da pozitif etki üretti. Suriyeli mültecilerin yaşadıklarının oluşturduğu ibret tablosu, terörle mücadele ve devamındaki riskler topluma iyi anlatıldı. Halk “İstanbul basınına” itibar etmedi. Yerelde kendisine bire bir ulaşan mesajlara göre kararını verdi. Bu süreçte Ak Parti, Başbakan ve Cumhurbaşkanı aleyhindeki tüm kampanyaların yanı sıra bunlara prim veren CHP ve HDP'nin cemaate verdiği destek, oy artışını sağlayan faktörler arasında sayılabilir. Bu genel tespitlerin yanı sıra “
HDP'ye ilk kez oy veren 1 milyon seçmenin sadece 4 ayda
HDP'den uzaklaşması ne anlama geliyor
” sorusuna cevap olarak eski Batman milletvekili M. Emin Ekmen'in bir yazısından aldığım notları paylaşmak istiyorum...

KÜRTLER “KANDİL'E VAN MINUT, AK PARTİ'YE YOLA DEVAM” DEDİ

“Seçmenin ilk hayal kırıklığı HDP'nin, koalisyon ortağı olmayacağını ilan etmesiydi. Deprem etkisi yaratan ikinci olay ise KCK'nın ateşkesi sona erdirdiğinin ilanı oldu.
Siyaset güçlensin, çözüm süreci tamamlansın
diye verilen oylar birdenbire yeni bir şiddet dalgasını ateşlemişti. Zihinleri kemiren sorular, eşleri çocuklarının yanında katledilen asker/polisler gibi izahı zor olaylarla beslendi. Diğer yandan hendek savaşları ile şehirlerin huzuru kaçırıldı. Yüz bin
nüfuslu ilçelerde ilan edilen hendek savaşlarına katılımın
birkaç yüz kişiyle sınırlı kalmasını dahi okuyamadı örgüt ve bu politikasında ısrar etti. Bu ısrarla dayatılan çatışmalar iç göç dalgasını tetikledi. 90'larda köylerini kaybetmiş insanlar varoşlardaki gecekondularını terk etmek zorunda kaldılar. Siviller iki ateş arasında kalarak hayatını kaybetti. Devrimci Halk Savaşı girişimi tüm bölgede esnafı ve günlük hayatı felç etti. 24 saatlik
şehir yaşamlarının 10 saate düşmesi büyük bir huzursuzluk yarattı
. Vatandaş çatışmalardan uzak durup, serhildan davetlerine katılmayarak “bu savaş benim savaşım değil” demişti, şimdi sandıkta da bu savaşı reddetmiş oldu…

Kürtler
; Türkiyelileşmeyi sadece Türk solu ile entegrasyon olarak anlayan kadroları tartışmaya açtı.
7 Haziran'da seçilen 80 milletvekili arasında; bir kısmı sadece 500 kişilik potansiyele sahip örgütler, federasyonlar, kolektiflerden toplamda 40'a yakın temsilci varken; kendi ifadeleri ile Kürt siyasi hareketinin kadrolarından sadece 18 kişinin olmasını kemikleşmiş HEP tabanı dahi sindiremedi.
/ Çözüm sürecini başlatan ve yürüten bir lideri; Kemalistlerle, Oslo›yu deşifre eden KCK davalarını yürüten paralel yapı ile birlikte «şeytanlaştırmayı» hiç
anlayamadı ve hazmedemedi
. / Önce Erdoğan›ı sonra Barzani›yi
hedef alan sert ve ölçüsüz söylem dindar tabanın hiç hoşuna gitmedi. / IŞİD aleyhtarı mücadelenin yüksek satın almasının şehvetine kapılıp, İslam dinini ve Aziz Peygamber'ini hedef alan söylemi şiddetle reddetti. / Ak Parti karşıtı söylemin İslami kimliğini hedef almasından, HDP'nin de bu koroya katılmakta tereddüt etmemesinden rahatsız oldu. Kobane'yi Suruç bildiler, Rojava gelişmelerini çoğunlukla büyük bir kaygı bazen de en az Irak'taki Bölgesel Kürdistan'a duydukları heyecan ve ilgi ile izlediler ama bunun Türkiye için bir kabusa dönüşmesini de kabul etmediler… Top şimdi Ak Parti'de, Hükümet'te
.” M. Emin Ekmen
#1 kasım seçimleri
#ak parti
#hdp
#kürtler