Tayyipçiler…

03:0014/05/2016, Cumartesi
G: 13/09/2019, Cuma
Ayşe Böhürler

Malum, Ak Parti'nin olağanüstü kongresi yaklaşıyor. Dar vakitte ne yazayım derken uzun zaman önce kaleme aldığım notlardan özellikle kuruluştaki medya yorumlarını paylaşayım istedim. Peygamberimizin bir hadisi şerifinde söylediği gibi hayat, “bir ağacın altında konakladığımız kısa bir an gibiyse“ nereden geldiğimiz nereye gideceğimizi de belirler.



Ak Parti'nin kuruluş aşamalarında medyada çok şey yazıldı, çizildi, gösterildi. Bu yazıların çoğu alay, küçümseme, aşağılama ifadeleriyle doluydu. Bir bölümü de yok saydı elbette. Bu dönemin en önemli tartışma konularının başında Tayyip Erdoğan ve başörtülülerin parti kurucusu olup olamayacağı geliyordu. Bu tartışma AK Parti liderinden amblemine, ismine yapılan algı operasyonlarıyla pekiştiriliyordu. Satır araları şu cümlelerle doluydu. “Bu mürteciler nasıl cesaret ediyorlar? Kaç kez partilerini kapattık, başörtülü vekilini Meclis'ten kovduk. Bu ne cüret!” …Bu yola devam edersek başımıza geleceklere ilişkin tehdit yazıları her yere hakimdi. Mesajlar Tayyip Erdoğan'aydı. En iyimserleri O'na “Kasımpaşalı delikanlı” derken, dalga geçip korkutma amaçlı fotomontaj resimlerde Erdoğan'ı komutanların önünde ceket iliklerken gösteriyorlardı.



Tüm kurucu adaylar ve kurmaylarla ilk kez Afyon'da bir araya geldik. Bir medya ordusunun takip ettiği toplantının ikinci gününde Milliyet gazetesi biz başörtülü kurucuları ”Tayyib'in Merveleri” başlığıyla manşete taşıyarak tartışmayı başlatmıştı. Bu süreçte partinin adı konmamıştı. Objektif görünmeye cesaret edebilen gazeteler çalışmaları YENİLİKÇİ ekip başlığında veriyordu. Merkez medyanın tanımıysa uzun süre “TAYYİPÇİLER” oldu. Ak Parti'nin başkanı “Tayyip”, parti mensupları “Tayyipçiler” başlığıyla manşetlere taşındı. Köşe yazılarında “Geliyorsunuz ama biz size bu diyarı dar edeceğiz” mesajları hakimdi. Manşetler atılırken kamuoyu nezdinde algı oluşturuluyordu. Mesela kuruluş toplantısının Afyon'da yapıldığı belirtilirken “Cahil ve köylü dindarların bildiği tek tatil yeri olan kaplıca...” ifadesi araya sıkışıveriyordu.



BİLKENT'TE KURULUŞ


Bilkent'te kuruluş heyecan vericiydi. Birçoğumuz ilk kez siyasetin içindeydik. Hedeflerimiz ve umudumuz büyüktü. Bizden beklentiler de büyüktü ancak bir o kadar da “başaramayacaksınız” diyen insan vardı etrafımızda. Başımızda Demokles'in kılıcı gibi sallanan çok şey vardı. Biz başörtülü kurucular bu süreçlerde hep arka planda kalmaya özen gösterdik. Parti'nin başörtümüzden dolayı zarar görmemesi için ne gerekiyorsa yaptık. İlk tartışmalardan birisi kuruluşun ardından yapılması gereken Anıtkabir ziyaretiydi. Medya bir avcı timsali bekliyordu. Biz buna katılacak mıydık? Manşetlere malzeme vermedik.



YAŞ ORTALAMASI


Parti kurulduğunda Tayyip Erdoğan 47 yaşındaydı. Kurucuların yaş ortalaması da 46'ydı. Kurucular arasında yaşı 60'ın üzerinde olan 7 kişi bulunuyordu.



RAHLE Mİ SARIK MI?


Bu manşeti 18 Ağustos 2001'de Sabah Gazetesi atmıştı. Ak Parti'nin, ampulü amblem seçmesi de medyada bir aşağılama vesilesi olmuştu. Önyargılar hayal güçlerini artırmıştı. Ampulün argo çağrışımlarından tutun, sarığa ve rahleye benzetilmesine kadar değişik ve ilginç benzetmeler yapılmaya başlandı. Ampul ters çevirilince sarığa, içindeki çizgiler rahleye benzetilirken, parti adının ise Allah-Kuran-Peygamber'in ilk harfleri olduğu öne sürülüyordu..



“AK PARTİ” İSMİ ÜZERİNDEN KURGULAR… AK-BİL ya da “ALLAH-KUR'AN-PEYGAMBER “


Konu sadece parti logosuyla sınırlı kalmamış isme de sıçramıştı. İşte tartışmaların özeti: Partinin adını oluşturan sözcüklerin ilk harflerinin “Allah, Kuran, Peygamber” sözcüklerinin ilk harfleriyle aynı olduğuna dikkat çekenlerin yanı sıra Erdoğan'ın Belediye Başkanı iken uygulamaya soktuğu AK-BİL projesiyle paralellik kuranlar da bulunuyordu. Erdoğan'ın partinin kısaltılmış adıyla Türk siyasetinde yer etmiş bir figürü kullanmak istediği yorumları da yapılıyordu. İlk çok partili serbest seçimde DP'nin iktidara gelişi “Ak Devrim” diye anılmıştı. 1960'dan sonra kurulan Adalet Partisi de, 1983'de kurulan DYP de beyaz at figürünü “kır at” adıyla sembol olarak seçmişti. DSP lideri Bülent Ecevit ise, CHP Genel Başkanı seçilmesinden sonra ilk seçim kampanyasında “Ak Günlere” sloganını ve ak güvercin sembolünü kullanmıştı. “Ak” kelimesini, Milli Görüş'ün de kullandığı ve bir dönem Erdoğan'ın “Akıncılar” arasında yer aldığı da hatırlatılıyordu.



Devamı haftaya…



#Ak Parti
#Tayyip Erdoğan