Diğer taraftan Anadolu köylerinde yoksulluğun kız çocukları üzerinde oluşturduğu baskıyı oturduğumuz yerden anlamak mümkün değil. “...
” diyen baba sadece kendisini anlatmıyor. Binlerce benzer durumda olan aile var. Endişeyle yürekleri burkulan. Bir başka açıdan ise ortaya çıkan resimde; yurdu işletenlerin olayda standartları sağlamadıkları için vebali büyük. Ama Süleymancı ya da başka biri'ci olmasının hiçbir önemi yok. Sadece ve sadece sahip oldukları –cı ekinin çağrıştırdığı manaya uygun olarak “kız çocuklarına” her şeyden çok daha fazla önem vermeleri beklenirdi.
Belki bu vesileyle eğitimde sorumluluk ve hesap verebilirlik anlamını içeren “accountability” kavramını ısrar ve inatla hiçbir mensubiyetin delemeyeceği bir kararlılıkla yerleştirebiliriz. Standartların bilimsel verilerle tespitini, uygulamanın denetlenmesini, sorumluluk mercilerinin belirlenmesini yanan kız çocuklarının hatırasına hürmetle o resmi gözümüzden uzaklaştırmadan yapabiliriz.
Bu kaderi değiştirmek istiyorsak eğitim standartlarını –cı'lara bakmadan bilimsel standartlarda uygulamanın yollarını sağlamak zorundayız.
Adana'da bir yurtta yanan kız çocuklarının çığlıkları başımıza büyük bir balyoz gibi indi. Temennim odur ki bu çığlıkları unutmayız ve belki de bize diğer kız çocuklarının kabuslarını hafifletmek için yol gösterici olur.
Bu faciada da benzerlerinde olduğu gibi sonuç verecek bir zeminde konuşulmuyor. Öyle olunca da konu “din anlayışı” üzerine sonuçsuz ve verimsiz tartışmalara odaklanıyor. Bu konumlamalar; kızları önemsiz gören anlayışı ortadan kaldırmaya da, onları değersizleştirme potansiyeli olan cemaat yapılarını yok etmeye de yetmiyor.
Elbette Türkiye'de dindarlık anlayışı, bunun sosyolojisi, akli sorgulamaya izin vermeyen cemaat yapıları, birçok sorunda olduğu gibi bunun da sebepleri arasında sayılabilir. Ancak bu işin sonucunu etkilemiyor. Yokluktan, yoksulluktan niteliği uygun olmayan yurtlara kız çocuklarını teslim etmenin önüne geçmenin yolu; halkın inançları ya da tercihlerine kızmak olmamalı. Böyle olduğu zaman savunma mekanizması meselenin özüne odaklanmanın önüne geçiyor.
Üzüntümüz işe yaramalı, değişime sebep olacak konuşmalara sebep olmalı. Dilek ve temennilere ya da kız çocuklarının eğitim standartlarının değişmesine tek bir katkı sağlamayan gevezeliklere dönüşmemeli.
Uğraştığımız onca büyük büyük meselelerinin ortasında birbirine sarılarak kül olmuş çocuklar… İhmal, çaresizlik, yoksulluk… Ne derseniz deyin. Kime kızarsanız kızın, zaman geri gitmiyor. Ancak bundan ders çıkartarak belki bir nebze yoksul kız çocuklarının eğitim standartlarının yükseltilmesi konusunda bir hamle yaparız. Bunu siyasi çatışmalara alet etmeden, birbirimize hakarete vesile etmeden konuşmayı başarır, elbirliğiyle sonuçları değiştirme şansını yakalayabiliriz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.