Çetiner Çetin Ortadoğu’yu iyi tanıyan ve oradaki gelişmeleri iyi takip eden bir gazeteci. Çetiner aylardır Ortadoğu’da asıl krizin Körfez’de olduğunu yazıyor. Dün Suudi Arabistan veliahdı üzerine verdiği bilgileri okuyunca doğrusu MESİHİ RUHA sahip olduğunu iddia ederek kitleleri yönetme sevdasının körfez ülkelerine de sirayet etmiş olmasına şaşırdım.Efenim mesele şu; Suudi Arabistan Krallığı’nın yeni veliahdı Muhammed Bin Salman Birleşik Arap Emirliklerinin kral olması için kulis yaptığı isim imiş.
Çetiner Çetin Ortadoğu’yu iyi tanıyan ve oradaki gelişmeleri iyi takip eden bir gazeteci. Çetiner aylardır Ortadoğu’da asıl krizin Körfez’de olduğunu yazıyor. Dün Suudi Arabistan veliahdı üzerine verdiği bilgileri okuyunca doğrusu MESİHİ RUHA sahip olduğunu iddia ederek kitleleri yönetme sevdasının körfez ülkelerine de sirayet etmiş olmasına şaşırdım.
Efenim mesele şu; Suudi Arabistan Krallığı’nın yeni veliahdı Muhammed Bin Salman Birleşik Arap Emirliklerinin kral olması için kulis yaptığı isim imiş. Bu tercihin Suudi Arabistan’ı daha da saldırgan yapacağı söyleniyormuş. Muhammed Bin Salman kendisini Büyük İskender’e benzetiyor ve çağın Zülkarneyn’i olduğunu ve Yafes’in soyundan olduğunu iddia ediyormuş. Zülkarneyn bildiğiniz gibi Kur’an’da söz edilen olağanüstü bilgi ve yetileriyle Yecüc ve Mecüc’ü bir demir duvarın arkasına hapseden kişi. Yafes ise Nuh’un üçüncü oğlu. Çin, Rus, Slav ve Türkler’in onun soyundan geldiği söyleniyor, yani hakkında rivayetler muhtelif…
Bu bilgiyi okuyunca Mesihi ruh ve Zülkarneyn iddiasında bulunan Fetö lideri ve bu yapıların benzerlikleri aklıma geldi. Eyvah! İslam kisvesi altında eklektik ve senkretik yeni bir kült mü oluşturulmaya çalışılıyor diye düşündüm.
Şimdiye kadar bu konuları ele alan, sosyal psikoloji üzerine çalışmaya alışık bir toplum değiliz. Ne kurumlarımız ne de akademi dünyasının böyle bir alanda çalışmaya yakınlığı da yok. Dini konuları konuşmaktan kaçtıkça da, sakız orucu bozar mı bozmaz mı seviyesinin üzerine çıkamadıkça da bu alanda kitlelerin kandırılmasının, her şeye hazır kitle haline getirilmesinin önüne geçmek zor görünüyor.
RADİKALİZM VE KÜLT ARAŞTIRMA MERKEZLERİ KURULMALI
Dünyanın gidişatı gösteriyor ki Türkiye’de de artık radikalizm + kült araştırma merkezlerinin oluşması gerekiyor. Bilgisizliğimizin bedeli ağır oldu. Pek çok şey gözümüzün önünde oluştu. Bundan sonra da seyirci kalmamak ve farkında olmak için bu alanda çalışmaların artması ve toplumun bilinçlendirilmesi gerekiyor. Eğer bu yapılmazsa benzer yapılanmalar eskilerinin yerini biz fark etmeden alacaktır. Aşağıda aktaracağım makaledeki örneklerin hepsi gözümüzün önünde biz yaşarken oldu geçti. Biz bir dini gurupla kült bir yapılanmayı ayırt edemediğimiz için de alarm zillerini, bir sarmaşık gibi bünyeyi sarmadan çalamadık. Bu farkındalığın oluşmasına katkı sağlamak amacıyla Prof. Hilmi Demir’in “
Bir Kült Cemaat olarak Fetö ve Gurup Kimliğinin inşası
” yazısındaki notlardan paylaşmak istiyorum.
“Kültler yerleşmiş inançlardan faydalanırlar. Fakat bu onların dini yapılar olduğu anlamına gelmez. Eklektik ve senkretik bir yapı arz ederler. Farklı hatta birbirine zıt sistemlerden iktibaslar yaparak, çeşitli felsefi tezleri telif ederek yeni bir felsefi sistem meydana getirirler. Fetö de İslam geleneğinden, tasavvuftan ve Hristiyanlıktan aldığı parçaları Yunan mitolojileri ve ezoterik sembollerle bir bütünlük içinde kullanmıştır. Fetö lideri Hz. Muhammed’in Risalet nurunun ve Mesih’in manevi şahsiyetinin kıyamete doğru bir kişinin zatında tecelli edebileceğini onun da kendisi olduğunu ima eder. Hem peygamber nuru hem de Mesih’in manevi şahsiyeti ile tahkim edilmiş böyle bir zatın artık kozmik olayları yönlendirme becerisine sahip olması kaçınılmazdır. Kendisi bir vaizdir, vaizlerin kutsilerden olduğunu, yani özel görevle seçilmiş kişiler olduğunu söyler…
Örgüt lideri üç aşamalı bir strateji ile vaizi basit ve yalın anlamından çıkartarak Peygamberlerin ashabı, Hz. İsa’nın havarileri yapmakta ve ahir zamanda görevlendirilecek kişilerin bu ünvanı taşıdığı algısı yaratmaktadır. Dolaylı olarak kendisinin vaiz olmasının bir rastlantı olmayıp ilahi olarak seçilmiş görevlendirilmiş bir misyon olduğunu belirtmektedir…
Fetö liderinin videolarının yayınlandığı sitenin adı ise Herkül’dür. Herkül, Yunan mitolojisinde Tanrı Zeus’un oğludur. Zeus bütün tanrılar arasında en güçlü, en üstün olandır. Bu noktada 1832’de ABD Kongresi heykeltıraşları Washington heykelini Zeus şeklinde yapması oldukça önemlidir. Amerikan çizgi filmlerinde donanmalarında Herkül sembolü kullanılır. Zeus ve Herkül adeta Amerika’yla özdeşleşmiş gibidir. Fetö lideri ilginç bir şekilde kitaplarında Herkül’e seslenmekte, onu çağırmakta ve adeta ona kurtarıcı bir rol biçmektedir. “Ey ümmeti merhume, beklediğin subh-u kıyamet değilse ellerini boynundan çöz Herakles’in…” ya da “halbuki o bir Herkül bekliyordu. Yunan mitolojisin yarı tanrısı Fetö liderinin dilinde bir kurtarıcıya dönüşüyor. Eklektik ve senkretik bir yapı üç gelenekten bir araya getirilmiş parçalarla yapılmış gibi görünüyor. Nur’u Muhammed’i +İsa Mesih + Herkül…
…Fetö liderinin cemaat kültünü oluşturmak için başvurduğu bir diğer araç da kendisinin insan üstü güçlere sahip olduğunu, aşkın metafizik alanla sürekli temas halinde olduğunu gösteren bir takım inanışlara yer vermesidir. Bu algıların yerleştirilmesi için bir takım metafizik olaylar, büyü, cin, akıl ötesi kurgular ve rüyalar kullanılır. “
Yazı bütün bu bahsedilen konulara ilişkin konuşma ve kaynak atıflarla devam ediyor. Mesela Fetö liderinin emniyet teşkilatında cinlerin kullanılmasının öneminden söz ettiği alıntılar var. Fetö lideri gerekirse bazı insanların üzerine bunların salınabileceğini hatta akılları ile oynanabileceğini söylüyor. Kendisine rüyada haberler verildiğini ve saldırılar karşısında ilahi bir el ile korunduğu iması birçok yazıda yer alıyor.
Dinler bile tartışmaya izin verirken kültler kendilerini tartışmalara kapalı tutarlar. Hepimiz adım adım bir kültün inşa edilme sürecini izledik. Başkalarının onun yerini almasını önlemek için illa ki bilgi ve şeffaflık şart!
#Ortadoğu
#Suudi Arabistan
#FETÖ
