İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırım er ya da geç sona erecek. Sonra, hem İsrail, hem onu destekleyenler, hem de susup izleyenler, sanki hiçbir şey olmamış gibi yollarına devam etmek isteyecekler. Hayır. Yaşananları unutma, sakın unutma! 40 bine yakın masum savunmasız sivil öldürüldü. Bunların 15 bini çocuk. Şehirler harabeye döndürüldü, okullar, üniversiteler, hastaneler yıkıldı. Doktorlar, öğretmenler, gazeteciler, yazarlar, bilim insanları, yardım gönüllüleri katledildi. Evlerini terk edip güvenli
İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırım er ya da geç sona erecek. Sonra, hem İsrail, hem onu destekleyenler, hem de susup izleyenler, sanki hiçbir şey olmamış gibi yollarına devam etmek isteyecekler. Hayır. Yaşananları unutma, sakın unutma!
40 bine yakın masum savunmasız sivil öldürüldü. Bunların 15 bini çocuk. Şehirler harabeye döndürüldü, okullar, üniversiteler, hastaneler yıkıldı. Doktorlar, öğretmenler, gazeteciler, yazarlar, bilim insanları, yardım gönüllüleri katledildi. Evlerini terk edip güvenli bölgelere sığınan milyonların ekmeğe, suya, ilaca erişimi engellendi. Hitler’in soykırımını dahi gölgede bırakacak, tarihin en büyük zulmü yapıldı. En başta bu soykırımın korkunç boyutunu sakın ha unutma!
Soykırımı adına İsrail denilen terör devleti yaptı; Amerika Birleşik Devletleri soykırıma nakit ve silah desteği verdi. İngiltere, Almanya, Fransa başta olmak üzere Avrupa’nın hemen tamamı soykırıma açık destek sağladı. Hepsinin elinde soykırımın izi var, ellerinde kan var. Bunu sakın unutma.
Bir ateşkes sağlandığında, ellerinde masum bebeklerin, çocukların kanı olan bu devletler çıkıp “insan hakları” diyecekler. İnsanı ve insana ait tüm değerleri Gazze’de öldürdüler. Bunu onlara her ağızlarını açtıklarını hatırlat. Unutturma ve unutma!
Gazze’deki soykırım hakkında yazılmasını, konuşulmasını engellediler. Hakikati dile getirenleri işten attılar, tutukladılar. Sokaklarda gösterileri yasakladılar. Polis şiddetiyle protestoları bastırdılar. “İfade özgürlüğü”, “gösteri ve protesto özgürlüğü” diyerek ağızlarını her açtıklarında onlara barbarlıklarını hatırlatmayı sakın unutma!
“Basın özgürlüğü” diyecekler… Gazze’de 150 gazeteci doğrudan hedef alınıp öldürülürken, İsrail’de medya ofisleri basılırken görmezden geldiler. Uluslararası basın kuruluşları gözümüzün önünde cereyan eden soykırımı görmediler, tek kelime yazmadılar. Twitter (X), Instagram, Facebook gibi sosyal medya mecraları Gazze’deki soykırıma alenen sansür uyguladılar, gönderileri engellediler, Gazze’den bahsedenlerin hesaplarını sildiler. Bunların ne kadar yalancı, ikiyüzlü, sahtekâr olduklarını sakın ama sakın unutma!
İsrail Gazze’de soykırım yaparken, sahip olduğu tüm değerleri ayaklarının altında çiğneyen, İslam ve Müslüman düşmanlığı söz konusu olduğunda hiçbir değerini hatırlamayan, maskesinin altındaki barbarlığı açık eden Batılıyı da unutma. Yine unutma: Hangi maskeyi takarlarsa taksınlar, onlar için sen her zaman “ötekisin”, sen de bir Gazzelisin. “En iyi Müslüman ölü Müslümandır” anlayışını 7 Ekim’den bu yana alenen gösterdiler. Onların kim olduğunu, senin kim olduğunu bu vesileyle bir kez daha hatırla ve asla unutma!
Küresel şirketler, uluslararası markalar soykırıma ya açıktan destek verdiler, ya sustular. Starbucks, McDonald’s, Coca Cola ve daha nicesi, soykırım bittikten sonra satışlarını artırmaya, imajlarını düzeltmeye çalışacaklar. Her birinin soykırımın sponsoru olarak ebediyyen suçlu olduklarını sakın unutma, unutturma!
İslam dünyasının güçlü, nüfuzlu, petrol zengini devletleri ve devlet adamları Filistin’de soykırım yapılırken sustular, görmezden geldiler, hiçbir şey yokmuş gibi davrandılar. Hatta kimileri İsrail’le işbirliği yaptılar. Yarın ateşkes sağlandığında İsrail’le masaya oturmak için fırsat kollayacaklar. Susarak soykırıma ortak olan bu korkakları da, onlara suçlarını sürekli hatırlatmayı da unutma!
Türkiye’de soykırımdan fırsat devşirmeye çalışanları da unutma! Soykırımdan siyasi rant elde etmeye kalkışanları unutma! “Hamas terör örgütüdür” diyerek İsrail’e yaranmaya çalışan Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu’nu, “Filistinliler toprak sattılar” diyerek mücadeleyi karartmaya çalışan sözde tarihçi İlber Ortaylı’yı, İsrail’i savunmak için kırk takla atan Fatih Altaylı’yı, Yılmaz Özdil’i, her türlü meselede ahkâm kesip Gazze’de çocuklar öldürülürken susan sözde sanatçıları, İsrail’le ticareti savunan politikacıları, Almanya ve İran adına etki ajanlığı yapan hainleri, Türk ırkçılığı görünümünde Müslüman ve Arap düşmanlığı yapan ama aslında Amerika’ya ve İsrail’e uşak olan sözde politikacıları da sakın unutma!
Bu arada cesur yürekleri de unutma! Dünyanın her yerinde, kısıtlama ve yasaklamalara rağmen sokaklara çıkıp protesto edenleri, okuldan atılma pahasına üniversitelerde hakkı savunanları, Gazze uğruna polis şiddetine maruz kalanları, “Ben bu utanca ortak olamam” diyerek kendisini yakanları, gördüğü yerde, hatta Kudüs’ün ortasında Siyonist’e anladığı dilden konuşanları, Gazze’de doktorluk yapan kahramanları, binlerce yardım gönüllüsünü, boykota katılan minikleri, okul bahçesindeki dondurma arabasını boykot eden yiğitleri, Gazze için, Filistin için yüreği yanan, dişini, yumruğunu sıkan, dillerinden duayı eksik etmeyen temiz, samimi, merhametli kalpleri de unutma!
Gün gelecek ateşkes ilan edecekler. Gün gelecek “barış” masasına oturacaklar. Hiçbir şey olmamış, yaşanmamış gibi yollarına devam etmek isteyecekler. Ama sen bu vahşeti, bu barbarlığı, bu alçaklığı, suçu ve suç ortaklığını asla unutma, unutturma. Kinini, öfkeni, intikam hissini her daim sıcak tut, sakın ha, aman ha unutma!