Cumhurbaşkanı ve Türkiye’nin itibarını kim koruyacak?

04:005/04/2016, Salı
G: 13/09/2019, Cuma
Ali Saydam

Hangi birinden başlasam ki… Batı basının tamamı için her şeyi aslında
anlatıyor.


Nefret yüklü bir kapak bu. Tabii ki Sayın Cumhurbaşkanı'nın şahsını hedefliyor. Başlıkta şöyle diyor: “Der fürchterliche Freund” (

Korkunç Dost

) Sağ elini yumruk yapıp 'Oley' çeken Cumhurbaşkanı gerçekten korkunç bir yüz ifadesi ile resmedilmiş. Arkasında bir gazete kâğıdından yapılmış bir uçak… Altta ise ufalmış kalmış utanç içinde bir Merkel…



Alt başlık daha da saldırgan: “Präsident Erdoğans Feldzug gegen Freiheit und Demokratie” (

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Özgürlük ve Demokrasiye karşı meydan savaşı

)



Derginin içinde neler yazdığını ve bu yazıların kimlere dayanılarak yazıldığını ayrıca aktarmayacağım… Tahminlerinize bırakıyorum…



İki gün önce de başka uzun bir makale de

Süddeutsche Zeitung

'da yayınlanmıştı. Bu gazete neredeyse her gün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı yerden yere çalan haberler yapma konusunda der Spiegel ile yarışıyor…



The Guardian, WSJ, FT, The Independent

ve küllüm bu ülkelerin TV'leri bir Erdoğan düşmanı halinde…



Peki Erdoğan kimi temsil ediyor? Sadece kendisini ve ailesini mi?..



Cumhurbaşkanı Erdoğan

Türk Devletini

temsil ediyor… Bizim gafillerin bir türlü anlayamadıkları bu zaten.



Adamlar Cumhurbaşkanımıza

'çakarken',

aslında tüm devlete ve millete çakıyorlar…



Peki bunu niçin yapıyorlar? Çünkü İslam ve Türkiye düşmanlığı bu medya organlarının yayınlandığı ülkelerde had safhada. Tiraj almak için yapıyorlar Erdoğan düşmanlığını…



Türkiye'nin politik alanda kazandığı başarıları da yok etmeye çalışıyorlar böylece. Onların en büyük destekçileri de,

'Türkiye'de İçimizdeki İrlandalılar'

… (Tabir Sayın

Mustafa Denizli

'ye aittir)



Alman Şansölyesi Merkel

, ki kapakta zavallı bir biçimde resmedilmiştir, Erdoğan'ı ve Türkiye'yi savunmak için yırtınırken yalnız kalıyor. Medyası onun da karşısında. Bu nedenle siyasi geleceği de tehlikede.



Peki,

Obama

neden ikili oynuyor. Sayın Cumhurbaşkanı'nın arkasından

'sallıyor'

?..



Kendi kamuoyu nezdinde partisinin gelecek seçimlerde puan kaybetmemesi için… Merkel'in durumuna düşmemek için…



Aynı nedenle ABD'nin Ankara Büyükelçiliği, ABD yurttaşları ve büyükelçilik çalışanlarını Türkiye'deki 19 şehire gitmemeleri konusunda uyarıyor. Daha geçenlerde Şanlıurfa'daydım. Tehlikenin T'si yok. Halk son derece sakin ve huzur içinde…



Peki, buna karşı ne yapılabilir?



Buna karşı dış politikadaki mahir manevraların bir işe yaramadığı aşikâr. Tek çıkış yolu var, diğer ülkelerin kamuoyu ve kamu vicdanını Türkiye ile ilgili doğru bilgilerle donatmak; bunu

Algılama Yönetiminin

11 kuralını uygulayarak yapmak. Ondan da önce

kara propaganda

diyeceğine, tutturup “O algı yönetimi yapıyor”, “Hayır bu algı yönetimi yapıyor” diye söylenip, bilimsel, stratejik iletişimin temel öğesi olan Algılama Yönetiminin toptan reddiyesine neden olacak ve devleti bu alanda

'silahsızlandıracak'

söylemlerden kaçınmak…



Kim yapacak tüm bunları? Kim koruyacak Cumhurbaşkanımızın ve Türkiye'nin halklar nezdinde itibarını? Tabii ki

Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü

… Cumhurbaşkanımızın ve ülkemizin itibarını korumaktan sorumlu bir numaralı kuruluş Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğüdür… Öteki kurumlar sonra gelir…



O

Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü

ki, ayağına kadar gelen

U2

'nun ünlü solisti

Bono

fırsatını dahi kaçırmış dünyaya 'satamamış' bir iletişim fırsatına dönüştürememiştir… Daha ne diyeyim.



Cumhurbaşkanımıza ve onun temsil ettiği ülkemize saygı ve bağlılık lafla olmuyor…


#der Spiegel
#The Guardian
#WSJ
#FT
#The Independent
#Der fürchterliche Freund