1956 yılında Gelibolu’da doğdu. 1979 yılında Fransa, Grenoble Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdi. 1982 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde yüksek lisans yaptı. 1985 yılında aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde doktorasını tamamladı. 1981-1999 yılları arasında Marmara Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü’nde öğretim üyeliği yaptı. Özellikle Silahlı Kuvvetlerin siyasi rolü, İslâmi hareketler, devlet sosyolojisi konularında çalıştı. 1990 yılından bu yana çeşitli dergi ve gazetelerde toplumsal ve siyasal analizler yapmaktadır. Tempo, Power dergilerinde, Yeni Yüzyıl, Star, Yeni Binyıl, Sabah gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. Bayramoğlu; 'Türkiye’de İslâmi Hareket', '28 Şubat Bir Müdahalenin Güncesi', 'Türkiye’de Ordu' ve 'Çağdaşlık Hurafe Kaldırmaz' kitaplarının yazarıdır.
Bu duruma hükümetin açığa almalar, görev değiştirmeler, yasa değişikleri gibi keskin tedbirlerle tepki vermesi kaçınılmaz ve doğaldır...
Bu tedbirlerin niteliği, yerindeliği, hukukiliğine ilişkin tartışmalar, şu aşamada, fazla anlam taşımıyor, zira iktidar kavgası keskin...
İktidar kavgası keskin ancak yapısal yönü de son derece önemli.
Şimdi kavganın aktörlerini bir yana bırakıp sorunu yapısal açıdan ele alalım...
Ve bu ucun törpülenmesi bugün Türkiye''nin asli meselelerinden birisi haline gelmiştir.
Bu ucun yarattığı sorun ise Fidan meselesinin de ötesinde, pekçok konuda, özellikle siyasi nitelikli davalarda (Ergenekon, Balyoz, KCK) hukuk devleti işleyişini olumsuz etkilemesi, denetimsiz yargı ve emniyet mekanizması üzerinden otoriterleşme kokuları yaymasıdır.
Görmek gerekir ki, (bu konularda siyasi iktidarın sorumluluğu ve negatif politik duruşu unutulmamak kaydıyla), ülkede yaşanan değişim sürecinin demokratik niteliğine ilişkin soru ve şüpheleri doğuran bu sivri uç olmuştur.
Nasıl?
Son gelişmelerin tek olumlu yanı bu tabloyu siyasi iktidara açık bir şekilde göstermesi olmuştur.
Şöyle:
1.Özel yetkili mahkeme ve savcılıklar meselesine mutlaka el atılmalı, ünlü 250. ve 251. maddeler genel bir bakışla gözden geçirilmelidir. Bu yolla yargının eylem alanı hukuki denetime ve ölçüye tâbi kılınmalıdır.
2.Siyasi yön içeren kovuşturmalarda emniyet istihbarat alanının demokratik ve hukuki denetimi sağlanmalı, adli kolluk meselesi hayata geçirilmeli, savcı-polis ilişkisi somut hukuki ilkelere bağlanmalıdır.
3.Kritik davaların sürdüğü İstanbul Emniyeti ve adliyesinde soruşturma ve kovuşturma dosyalarının yeni teftişler, görev değişiklikleri üzerinden ele alınıp, denetlenmesi mutlaka yapılmalıdır.
Bunlar önünde şu aşamadaki tek engel, hükümetin demokratik değişimin henüz konsolide olmadığına inanmasıdır.
Siyasi iktidar kanımızca görevlendirmelerde ve yasa değişikliklerinde ileri adımlar attığı takdirde, Ergenekon, Balyos gibi süreçleri esneyeceği ve geri döneceği endişesi taşımaktadır.
Özellikle başbakanın bu endişeleri aşması, Türkiye''yi demokratik raya oturtur, AK Parti''nin demokrasi açısından çıta atlamasını sağlar.
Demokrasi, siyaset ve değişim...
Üçü bir arada olursa anlamı olur...
Bu yol riskli ama kesin bir yoldur...
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.