|
‘Nitelikli azınlıklar niteliksiz çoğunluklardan evladır’…
Perşembe günü Ankara'daydık.
Türkiye Bilişim Derneği
'nin gelenek haline gelmiş, bu yıl 32'ncisini idrak ettikleri Kurultay'ında bir panele katıldık. Bu kez moderatör olarak…

Panelin başlığı şöyle konmuştu:
Teknoloji Üreten Türkiye için İklimi Nasıl Değiştirmeliyiz?.
..

Hepsi birbirinden değerli, özgeçmişleri kitapçık olarak yayınlanabilecek derece derinlikli konuşmacılar vardı… Özet unvanlarıyla, broşürde yer aldıkları şekilde sıralayalım:

Nihat Bingöl
, (2006-2009 Başbakanlık Strateji Geliştirme Başkanı, 2009'dan bu yana Kalkınma Bakanlığı Bölgesel Gelişme ve Yapısal Uyum Genel Müdürü),
Dr. Şeref Oğuz
(Sabah Gazetesi Ekonomi Müdürü),
Çiğdem Ertem
(İntel Ortadoğu, Türkiye ve Afrika Bölge Direktörü),
Dr. Cemal Akyel
(ODTÜ Teknokent AŞ Bilişim Telekomünikasyon Kümelenmesi Yönetim Kurulu Üyesi),
Cengiz Ultav
(Vestel Elektronik Yön. K. Üyesi, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı Yön. K. Bşk.),
Emrehan Halıcı
(Halıcı Şirkteler Grubu Yön. K. Bşk., Türkiye Zeka Vakfı Yön. K. Bşk., 21., 23. Ve 24. Dönemler Milletvekili)
İlyas Yılmaz Yıldız
(20. ve 21. Dönem Milletvekili, Teknopark Ankara Yönetim Danışmanı)

Panelistlere şöyle bir baktım… Bir de salona… Yaklaşık 250-300 kişi alabilecek salonda 50 kişi vardı. Katılımcılardan biri salondaki izleyicilerin sayılarının azlığından yola çıkıp bunun konuya ülkemizde hâlâ gereken önemin verilmediğinin bir tür kanıtı olduğundan dem vurdu. Haksız da değildi… Panele hiçbir ücret almadan katılan konuşmacıların yaklaşık saat ücretlerini orada ve Kongre Merkezi'ne gelip dönmek için yolda geçirdikleri zamanla çarpınca ciddi rakamlara ulaşmak mümkündü. İnsanın 'kıymet' duyarlılığındaki zaaf o katılımcıyı rahatsız etmiş olmalıydı… Sabah daha kalabalıkmış. Yemekten sonra (hazım zamanları) azalıyormuş katılımcı sayısı…

Ben de oradakilere dönüp
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Dairesi Başkanı Abdurrahman Şen
beyin bir konuşmasında dikkatimi çeken şu aforizmayı aktardım: “Nitelikli azınlıklar, niteliksiz çoğunluklardan çok daha büyük değişimleri sağlayabilirler”…

Keşke Türkiye Bilişim Derneği panelin kaydını dileyenlere ulaştırabilse de, tüm konuşmaları izleme fırsatı bulabilseniz… Ben size burada Dr. Şeref Oğuz Bey'den (onun izniyle) tadımlık bir bölüm aktaracağım. Üstat, teknoloji kullanan ve tüketen ülkeden teknoloji üreten bir ülke haline gelebilmek için gerekli iklim değişikliğini sağlamamıza engel olduğunu düşündüğü 10 '
bariyer
' tespit etmiş. Sonra da bu 10 bariyeri ortadan kaldırabilecek yöntemleri bir araya getirmiş…

1.
Farklı
olandan korkuyoruz, 2. Bize
benzemeyeni
sevmiyoruz, 3. İşbölümü yapma kültürümüz yok;
rakiple çalışma
yapmıyoruz, kuyusunu kayıyoruz, 4.
Akıl
yerine
kurnazlıkla
hareket etmeyi tercih ediyoruz, 5.
Sabır
yerine
telaş
gösteriyoruz, 6.
Merak
yerine
biat
kültürünü geliştirmişiz, 7.
Bilgi
yerine
kanaat
geliştiriyoruz, 8.
Özgünlük
yerine
taklide
yönelmek daha çok işimize geliyor, 9.
Kazan
Kazan
ilişkisi kurmak yerine,
Kazan
Kaybet
ilişkisi tesis etmeyi tercih ediyoruz, 10. İlişkilerde Ödül yerine
Ceza
ön plana çakıyor…

1.
Kültür
değişimiyle diğer değişimler tetiklenebilir, 2.
Merakı
kamçılamalıyız, 3.
İhtiyaçlar envanteri
çıkarmak şart, eğer gerekiyorsa '
İcat çıkarın
!', 4.
Farklılıkları çeşitlendirmek
kaçınılmaz, 5.
Uzmanı
değil,
tutkuyu
işe alın, 6.
Hata
bir
hak
olarak tanımlamalı, bunun yanı sıra
vazgeçmemek
gerekli, 7. Sabret, sabret, sabret, 8.
Başarısızlığı
yönetmede
başarılı olmalıyız, 9. Fikri yargılamayın; o fikre katkı getirecekseniz konuşun yoksa susun, 10.
Ödüle
ortak olunmalı ve nihayet tümü için geçerli olmak üzere: 11.
Dua
edin!..

Yüksek hızlı trenle gittik geldik. Ve yolculuk boyunca teknolojik gelişmenin insan yaşamına getirdiği müthiş katkıyı, tüm ofis işlerimizi rahat koltuklarımızdan hallederek bir kere dua ettik…

İletişimde 'Sağ gösterip sol vurmak'!..

Batı'nın bizim çevremizde kilitlenmesini her zaman hayra yoranlardan değilim… Rusya'nın üstümüze üstümüze geldiği şu günlerde, yıllarca yanıbaşında durduğumuz NATO'nun bize destek olması tabii ki önemli bir güç… Ancak bizim ecnebi müstemleke aydınımızdan aldığı destekle başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere Türkiye'ye yüklenen Batı basınının takındığı tavrı iyi okumak gerekiyor…

Söylemeye çekinmiyor değilim ama sanki bazı Batı basını Rusya'yı Türkiye'ye karşı tahrik etmeye özen gösteriyor… İletişimde sık sık başvurulan bir numaradır. 'Sağ gösterip sol vurmak' ya da 'Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla' diye özetlenebilecek bu taktiğe en iyi örneklerden biri bizim gazetede yer aldı. Haberi aynen aşağıya alıyorum:

“Guardian: Putin domatesle başarısızlığını örtüyor

İngiltere'de yayınlanan Guardian gazetesinin başyazısında Rusya'nın Türkiye'ye yönelik eleştirileri ve tehditlerinin ardında, Devlet Başkanı Vladimir Putin'in kendi başarısızlıklarının üzerini örtme çabası yattığı ifade edildi. Yazıda Rusya'nın Suriye'deki tabloyu dönüştürmeyi hedeflediğini ancak bölgede sadece hatalarına yeni hatalar eklediği belirtildi.”

Derinlerde bir yerde diyor ki arkadaş… Türkiye'yi sıkıştıracaksan adam gibi sıkıştır!..

Allah'tan herkes o kadar kolay gaza gelmiyor…
#Türkiye Bilişim Derneği
#Guardian
#Putin
#ruya tükiye
9 yıl önce
‘Nitelikli azınlıklar niteliksiz çoğunluklardan evladır’…
"Muhafazakâr olmayan" gazete farkı
Transfer kaosu
Bu oyun gelişir
Gannuşi’den Gazze’ye giden yolu kim kapatıyorsa?
Dünya bize gebe, biz hakikate…