Küreselleşme çağında üretmek kadar üretileni satabilmek de bir o kadar önemlidir. Satabilmek için de, üretilen ürünlerinileri teknolojiiçermesi,kaliteli, ucuz ve yeni tasarım ürünü olması gerekir.**Dünyadaki değişimi, yeni teknolojiyi, yeni ürün konseptini yakalayan ve buna uygun üretim altyapısını kuran yatırımcılar kendileri kazanırken ülke ekonomisine de kazandırırlar.İşadamlarının dünyadaki gelişmelere uyum gösterme becerileri o ülkenin ekonomik performansını doğrudan etkiler.Özellikle desanayicilerintoplumunrefah
Küreselleşme çağında üretmek kadar üretileni satabilmek de bir o kadar önemlidir. Satabilmek için de, üretilen ürünlerin
içermesi,
kaliteli, ucuz ve yeni tasarım ürünü olması gerekir.
Dünyadaki değişimi, yeni teknolojiyi, yeni ürün konseptini yakalayan ve buna uygun üretim altyapısını kuran yatırımcılar kendileri kazanırken ülke ekonomisine de kazandırırlar.
İşadamlarının dünyadaki gelişmelere uyum gösterme becerileri o ülkenin ekonomik performansını doğrudan etkiler.
Özellikle de
toplumun
refah seviyesinin artışında
çok büyük bir
ifade edilebilir.
Türkiye gibi gelişen ülkelerin güçlü bir ekonomiye sahip olması için
teknoloji üreten/kullanan ve sanayileşen bir yapı
gerektiği açıktır.
Diğer sektörleri de ihmal etmeden sanayiye ve sanayiciye yapılacak yatırım daha yüksek katma değer elde etmek için zorunludur. Bunun için sanayicinin ve sektörün sorunlarına eğilmek ve özellikle
Anadolu’daki üreticilerin
(sanayicilerin)
sorunlarını çözmede daha aktif destek
vermek gerekiyor.
Firmaların büyük kısmının
ile faaliyette bulunduklarını dile getirebiliriz.
Bu yetersizliğin giderilmesinde devletin katkısı (düşük faizli kredi, yatırım indirimi veya vergisel avantajlar şeklinde) çok önemlidir.
Son dönemde uygulanan
üreticiyi bir ölçüde rahatlatmıştır.
Sanayicinin maliyetini azaltabilecek özellikle
imkanı, hammadde temininde yaşanan güçlüklerin giderilmesi ve ulaşım maliyetlerindeki düşüş üretimi motive edecektir.
Sektöre dinamizm kazandıracak bir diğer gelişme de nitelikli
eleman ihtiyacının karşılanmasıdır.
hem
kapasite kullanım oranları yükseltilebilir
hem de
sağlanabilir.
Bu noktada Sanayi Bakanlığı ile diğer öncü kurumlar (sanayiciler/sektör ve üniversiteler) arasında iş birliği geliştirilerek sektörün ihtiyaçlarına uygun mühendis, tekniker ve ara eleman eksikliği giderilmelidir.
İleri teknolojiye yatırım yapmayan sanayicinin rekabet etme gücü azalır. Bunun için sanayicilerin, daha fazla Ar-ge harcaması yapması ve bu yöndeki teşviklerin artırılması gerekiyor.
İleri teknoloji kullanan, kalite ve fiyat avantajı yakalayan sanayici için pazarlama (piyasalara ulaşma) sorunu da olmayacaktır.
Sanayicilerimizin çoğu aileden gelme sanayici, özellikle Anadolu’da üretim yapan firmaların önemli bir kısmı yeterli piyasa, karlılık analizi (fizibilite) yapmadan,
plansız-programsız bir şekilde piyasaya girmişlerdir
. Bu noktada, söz konusu aile işletmelerinin yönetsel bilgi (kurumsallaşma) anlamında desteklenmesi gerekir.
Sanayicilerin talep (iç ve dış) yetersizliği sorunu yaşamaması için dünyadaki gelişmeleri ve dinamikleri yakalayacak şekilde hareket etmeleri ve piyasa analizi konusunda uzman kadrolarla desteklenmesi gerekiyor.
düşük kapasite ile çalışma ve bu yapının birim maliyetleri artırıp rekabet şansını azaltması durumu karşımıza çıkacak ve refah kaybı yaşanacaktır.
Özellikle ihracatçı firmaların,
ürün kalitesindeki yetersizlik,
dış rekabete açık olmama,
ve
gibi bir takım sorunlarının giderilmesi gerekmektedir.
Firmalar,
da rahatsızlar; kanunların işverene ağır yükler getirdiğini, yeterince açık ve basit olmadığını, objektiflikten uzak olduğunu düşünmekteler.
Bu kapsamda üretimi/sanayiyi destekleyen bir vergi altyapısının kurulması üzerinde durulmalıdır.
Sonuç olarak, özellikle de Anadolu’da faaliyette bulunan sanayiciler çok büyük özveriyle ayakta durabilme savaşı vermekte ve
ileri gitmesi için uğraşmaktadırlar.
Ülkemizin 2023 ve 2071 hedeflerine ulaşmak için öncü aktörlerin sanayiciler olduğunu unutmamalıyız.