Pek Trumpvari bir karmaşa..

04:0031/01/2017, Salı
G: 17/09/2019, Salı
Abdullah Muradoğlu

ABD Başkanı
Donald Trump,
ilk icraat olarak kamuoyunda “
Obamacare”
olarak bilinen sağlık reformu yasasını iptal etti. Ardından
İran, Irak, Suriye, Yemen, Libya, Sudan
ve
Somali
vatandaşlarına 90 gün süreyle ABD'ye giriş yasağı getirdi. Bu yasak uygulamaya sokuldu ama ABD'nin çeşitli eyaletlerinde 5 ayrı mahkeme başkanlık kararnamesini askıya aldı. Başvuruları değerlendiren yargıçlar vizeleri veya yeşil kartları olan Müslüman ziyaretçilerin ülkeye alınmasına karar verdiler. Öte yandan 16 eyaletin başsavcısı başkanlık kararnamesini kınayan ortak bildiri yayımladı. Böylece Trump ilk günlerinde yargıçlarla karşı karşıya geldi.


Yasağı askıya alan yargı kararlarına konu olan davalardan birisi, ABD'ye yasal giriş izni olduğu halde gözaltına alınan iki Iraklı adına açıldı. Oysa Iraklılardan biri, ABD ordusuna sözleşmeli çevirmenlik yapıyor imiş. Diğer bir davaysa havaalanında gözaltına alınan, “

Massachusetts Üniversitesi

”nden iki İranlı profesörle ilgiliydi. Giriş yasağı getirilen ülkelerden çok sayıda öğrenci ABD'de okuyor. Birçok üniversite yönetimi bu öğrencilere ABD'den ayrılmamaları yönünde duyurular yapıyor. Velhasıl, Trump ülkede tuhaf bir karmaşaya yol açtı.



Trump'ın giriş yasağı getirdiği Irak'ta 6 bin civarında ABD askeri var. Bu askerlerin bir kısmı eğit-donat, lojistik destek ve özel kuvvetler personeli. “Kısa süreli geçici görevlendirilme” ile Irak'a gönderilen ABD askerleriyse bu sayıya dahil değil. Irak'ta birkaç hava üssü ABD'nin kontrolünde. Bu üslerde görev yapan Amerikalıların tam sayısı da bilinmiyor. Trump'ın Savunma Bakanlığı'na getirdiği emekli general

James Mattes'

in ABD'nin Irak'taki asker sayısını artıracağına dair haberler çıkmıştı medyada. Yani, nerden baksan bir tutarsızlık.



Bir yazımda Trump için “

biraz Roosevelt, biraz Reagan

” benzetmesi yapmıştım. ABD Başkanlarından

Ronald Reagan

aktörlüğünün yanısıra “

General Electric pazarlamacılığı

” da yapmıştı. Aktörlüğe ara veren Reagan 1950'lerin sonlarına doğru TV'ye geçmiş, birkaç yıl süreyle

“General Electric Theatre”

adlı programının sunuculuğunu yapmıştı. Emlak Kralı Trump da, 2004'te “

NBC

”deki programı ile şov dünyasına adım atmıştı.



Reagan ile Trump arasındaki benzerlikler bu kadarla sınırlı değil. Trump'ın sağlık reformunu iptal etmesi gibi Reagan da sosyal yardım programlarından kesintiler yaptı. Yüzde 30'a varan bu kesintileri orduya aktarmıştı. 1980 yılına kıyasla savunma harcamaları 1985'te yüzde 51 oranında artmıştı. Orduya aktarılan meblağ 70 milyar doları bulmuştu. Tramp da seçim kampanyasında savunma harcamalarını ve asker sayısını artıracağını vaat etmiş, “

Ordumuzu yeniden inşa edeceğiz

” demişti. Trump, asker sayısını artırarak ne yapacak, orası meçhul.



Trump

“Beyaz Saray

”da düzenlediği kahvaltılı bir toplantıda iş dünyasından on iki CEO'yu ağırladı ve özel sektör üzerindeki düzenleme maliyetlerini yüzde 75 oranında azaltacağını, vergileri de önemli ölçüde düşüreceği vaadinde bulundu. Reagan da servet sahiplerinin vergilerini bariz şekilde azaltmış, ulusal borcuysa üçe katlamıştı. Reagan yüzde 70 olan en yüksek gelir vergisi oranını kendi döneminde yüzde 28'e kadar düşürmüştü. Ama yüzbinlerce yoksul sosyal yardım parasından mahrum kaldı. Şehirler için ayrılmış federal fonlar neredeyse yarıya indirildi. Kamusal sağlık alanında da önemli kesintiler gerçekleşti. Reagan dış dünyayı hiç tanımayan bir ABD Başkanı olarak görülüyordu. Halkı Müslüman olan 7 ülkenin vatandaşlarına getirdiği 'tuhaf' giriş yasağı, Trump'ın dış dünyaya ilişkin bilgisinin sınırlarını gösteren ibretlik bir vaka oldu.


#Donald Trump
#Beyaz Saray
#ABD
#İran
#Suriye