Kuzey Kore ne işe yarar?

04:0030/04/2017, Pazar
G: 17/09/2019, Salı
Abdullah Muradoğlu

Fransız jeopolitika uzmanı
Yves Lacoste
'nın meşhur bir kitabının başlığı “
Coğrafya Her Şeyden Önce Savaş Yapmaya Yarar”
idi. Ziyadesiyle kışkırtıcı bu başlık bugünlerde en fazla “
Kuzey Kore
” için kullanışlı bir ifade. ABD Başkanı Trump
“Kore yarımadasına çok güçlü bir filo gönderiyoruz”
demişti. Trump, uçak gemisi “
USS Carl Vinson”
eşliğinde bir savaş filosunun Pasifik sularında seyir halinde olduğuna gönderme yapmıştı. Gerçi filonun rotasının-ortak tatbikat için-Avustralya olduğu anlaşıldı ama bu arada nefesler tutuldu. Trump yönetimi askerî müdahale dahil tüm seçeneklerin masada olduğunu bildirmeye devam ediyor.


Bu gerilim sahneleri Ekim 1962'deki “

Küba füze krizi

”nin adeta yeni bir versiyonu. 13 gün süren kriz sırasında ABD, Küba'yı denizden abluka altına alırken, “

Sovyetler Birliği

”ne ait savaş gemileri Atlantik sularında adaya doğru seyir halindeydi. Kriz, ABD Başkanı Kennedy ile Sovyet Lideri Kruşçev'in uzlaşmalarıyla son buldu. Güya dünya bu iki liderin sağduyulu davranmalarıyla nükleer savaşın eşiğinden döndü. Gerçekteyse “Küba Krizi” iki süper güç arasındaki “

gizli pazarlık

” ile nihayete erdi. Bu pazarlığa göre Moskova Küba'daki Sovyet füzelerini, Washington ise İzmir'deki Jüpiter füzelerini sökmeyi kabul etmişti. Sonraları bu pazarlığın deşifre olması Küba ve Türkiye'de 'sözde müttefikler'e güveni çokça sarsmıştı.



Küba Krizi

“Soğuk Savaş

”ın en gerilimli sahnelerinden biriydi. Şimdiyse 'Kuzey Kore krizi' gündemde. Washington, Kuzey Kore'nin nükleer denemelerinin sözde ABD'yi vuracak bir düzeye ulaşmasını engellemek istiyor. Bu kez Washington, Kuzey Kore'nin iplerini elinde tutan

“Çin

”den gerilimi noktalayacak ciddi bir hamle yapmasını bekliyor. Ancak “Soğuk Savaş” döneminin kapanmış olmasına rağmen Kuzey Kore'nin neden ABD'yi vurmak isteyeceğine dair tatmin edici bir açıklamaya henüz rastlamadık. Nükleer saldırı tehdidine maruz kaldığı savunulan Güney Koreliler ise bu krizin doğrudan tarafı olmak istemiyorlar.



ABD Kuzey Kore'ye sopa sallarken Çin'i mahiyetini bilmediğimiz bir anlaşmaya zorlamak mı istiyor? ABD'nin Rusya'nın himayesindeki Suriye rejimine ait bir hava üssüne yönelik sembolik saldırısı “Putin'e mesaj” olarak yorumlanmıştı. Dün Rusya Dışişleri Bakanı

Sergey Lavrov

'dan Suriye'de Washington'la 'tam işbirliği' yapmaya hazır oldukları mesajı geldi. Bu tam işbirliğinin Ankara, Şam ve Tahran için ne anlama geldiğini ilerleyen günlerde göreceğiz.



ABD dış politikasının tasarımcılarından

Henry Kissinger
“Diplomasi

” kitabında '

kriz kurgusu

'nun yeni güç dengelerinin kurulmasında veya bozulmasında elverişli bir yöntem olduğunu anlatır. Kissinger “

Bismark Almanyası

” ile Fransa arasındaki bir krizi de örnek veriyordu. Bu örneğe göre 1875'te önemli bir Alman gazetesinin başmakalesi '

Savaş kaçınılmaz mı?

' başlığı taşıyordu. Kışkırtıcı bir başlıkla düzenlenmiş bir savaş korkusu biçiminde bir sözde-kriz ortaya çıkmıştı. Bu başyazı artan Fransız askeri harcamaları ve Fransız ordusu tarafından çok sayıda at satın alınmasına tepki olarak yazılmıştı. Bu savaş korkusunu, daha ileri gitme niyeti olmadan bizzat Bismarck kurgulamış olabilirdi. Zira ortada herhangi bir Alman seferberliği veya tehdit edici askeri birlik kaydırmaları yoktu. Kissinger 'kriz kurgusu'nun bir diğer faydasını ise

“Bir ulusun moralini yükseltmek için mevcut olmayan bir tehdidi ortadan kaldırmaktan daha kolay bir yol yoktur”

sözleriyle özetler.



Acaba “Kuzey Kore krizi”, karmaşık güç labirentleri arasında yolunu şaşıran Trump ve ekibi tarafından Washington'daki '

iç kriz'

in üstesinden gelmek için kurgulanmış olamaz mı?


#Yves Lacoste
#Sergey Lavrov
#ABD
#Rusya