"Nükleer anlaşma”nın sağlanmasının ardından uluslararası yaptırımlar son buldu ve İran tecrit edilmiş bir ülke olmaktan çıktı. Böylece İran için 'yeni bir dönem' başlamış oldu. Bu başlangıcın İran halkı için hayırlı uğurlu olmasını diliyoruz. Hiç kuşkusuz tecridin son bulmasının siyasi, sosyal ve ekonomik sonuçları olacak. İran ekonomik olarak güçlenecek, ancak bu gücü 'nasıl' kullanacağı konusunda bir şeyler söylemek için vakit erken sayılır.
Tahran yönetimleri ambargoları İran ekonomisinin gelişmesine sekte vurduğunu haklı olarak savundular. İran petrol rezervlerinde Suudi Arabistan, Venezüela ve Kanada'dan sonra dünyada dördüncü, doğal gaz rezervlerinde ise Rusya'dan sonra ikinci büyük rezerve sahip. Ambargolar sebebiyle İran halkı bu potansiyelden hak ettiği ölçüde istifade edemedi. Enerji sektöründen elde edilen gelirin yüzde 70'inin devlet bütçesine aktarılmış olmasına rağmen gelir dağılımında adalet bir türlü sağlanamadı ve yoksulluk azaltılamadı. Deyim yerindeyse, İran halkı varlık içinde yokluk çekti. Artık Tahran yönetiminin bir bahanesi kalmadı.
İran'ın yurt dışında bloke edilmiş on milyarlarca dolar parası bulunuyor. İran'a iade edilecek bu paranın bölge ekonomisine de olumlu getirileri olacak. Diğer yandan İran yabancı yatırımlar için çok cazip hale gelecek. İran'da özellikle “Genç İsşizler”in oranı tehlikeli boyutlarda seyrediyor. Devrimin üzerinden 36 yıl geçti ve genç kuşakların hayâl ettiği İran ile yaşadıkları İran arasında büyük çelişkiler bulunuyor. Umarız Tahran, İran halkının uzun süredir yaşadığı mahrumiyetleri giderir, gelir dağılımındaki adaletsizliği ortadan kaldırır.
Yaptırımlar İran'ın içe kapanmasının meşruiyet kazanmasında da bir hayli etkili oldu. Siyasi ve ekonomik yapıda reform talep eden her çıkış 'fitne çıkarmak'la suçlandı. İran devrimine bağlılığından şüphe duyulmayacak nitelikteki birçok muhalife siyasi hayattan el çektirildi. İran'ın en sarsıntılı döneminde, 1981-1989 yılları arasında başbakanlık yapan Mir Hüseyin Musevi, eşi Dr. Zehra Rahneverd ile Mehdi Kerrubi 5 yıldır göz hapsinde tutuluyorlar.
Türkiye İslamcıları 'İran devrimi'nin kadın yüzlerinden olan Zehra Rahneverd'i, “Zeynep Burucerdi” adıyla yazdığı kitaplardan tanıyor. Devrimden önce bir süre sürgünde yaşayan Rahneverd, devrimden sonra ülkesine dönerek rektörlük yaptı. Dini ilimler tahsil eden ve “Huccet'ul İslam” unvanına hak kazanan Mehdi Kerrubi'yse, Şah rejimine muhalefet ettiği için sürgün edildi, hapis yattı. Devrimden sonra dört dönem milletvekili seçilen Kerrubi, iki dönem Meclis Başkanlığı yaptı. İran yeni döneme Musavi ve arkadaşlarını özgür bırakarak başlayabilir. Böyle bir başlangıç, İran gençliğinin geleceğe dair umutlarını arttıracaktır.
İran, kaotik bir iklimin egemen olduğu bölgede yapıcı rol oynayabilir. İran, kendi halkıyla savaşan ve hiçbir meşruiyetleri kalmamış diktatörlere destek vermekten vazgeçmeli. 'Yeni İran'ın diktatör dostlara değil, diktatörlerin kan kusturduğu halkların dostluğuna ihtiyacı var.
Ambargonun kalkmasının bir başka sonucu daha olacak. Ekonomisi zor durumda olan İran, petrol fiyatlarının düşmesinden zarar gören ülkeler arasındaydı. İran artık masanın diğer tarafına geçmeye hazırlanıyor. İranlı yetkililer günde 500 bin varil ihraç etmeye hazır olduklarını, bir sene sonra da üretimi ikiye katlayacaklarını açıkladılar. Böylece İran'ın petrol gelirleri artacak. Kaderin garip bir cilvesi olsa gerek, İran'ın üretimi arttırması petrol fiyatlarını daha düşürecek ve bundan en fazla zararıysa müttefiki Rusya görecek.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.