Fransa seçimleri neden önemli?

04:0025/04/2017, Salı
G: 17/09/2019, Salı
Abdullah Muradoğlu

Bir zamanlar gerek ABD, gerekse Avrupa'daki seçimler sıradan insanlar için pek ilgi konusu olmazdı. Bu durum, “
Soğuk Savaş
” döneminin kapanmasının ardından değişti. “Soğuk Savaş” döneminde dünya sistemi belli bir dengede ve belli ideolojik kalıplar içerisinde yürütülüyordu. 1990'lardan itibaren Batı dünyası için
“tehdit
” unsuru olan “
düşman”
tanımı değişti. “
Sovyetler Birliği'
olarak vücut bulan bu “ortak düşman” Batı dünyasını “ortak politikalar” izleme konusunda birleştiriyordu. Bu durum ülkelerin siyasi hayatlarını ipotek altına alıyordu. Batı Avrupa'da Sovyetler Birliği'yle iyi ilişkilerden yana olan sol partilerin seçimleri kazanmaması için türlü entrika, komplo ve kumpaslara ise sıkça başvuruluyordu.


Bugünkü durumdaysa “

Avrupa Birliği

” üyesi ülkelerde radikal solda ve aşırı sağda birçok parti “AB” ve ABD'nin ekonomik yaptırımlarına maruz kalan “

Putin Rusyası

” ile iyi ilişkiler kurulmasını savunabiliyor. “Soğuk Savaş” döneminde Batı'nın öncüsü olan ABD'de

“Putin Rusyası”

ile yakın işbirliği taraftarı olan, hatta AB'ye karşı hiç de olumlu hisler beslemeyen

Donald Trump

başkan seçildi.

Barack Obama

İran ile nükleer anlaşmayı gerçekleştirerek önemli bir adım atmıştı. Anlaşma'nın İran tarafındaysa '

reformcu

' Cumhurbaşkanı

Hasan Ruhani

vardı. İran'a yaptırımların kalkması beklenirken Trump'ın seçilmesiyle birlikte bu durum değişti. Trump, İran ile ilişkileri yeniden sertleştirmeyi savunuyor. Mayıs'ta İran'da cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Trump'ın seçilmesi İran seçimlerini de doğrudan etkiliyor. İran'da sertlik yanlısı, muhafazakâr bir adayın seçilmesi kuvvetle muhtemel. Bu adayın Dinî Lider

Ayetullah Ali Hameney

'in varisi olarak adı geçen

İbrahim Reisi

olacağı söyleniyor.



Dünyanın bugünkü koşulları içinde ABD, AB ve İran'daki seçimler ülkemizde de yoğun bir ilgiyle izleniyor.. 16 Nisan referandumunun AB üyesi ülkelerde yaptığı etkinin izleri ise hâlâ sıcak. Trump'ın Başkan seçilmesi hem “AB” üyesi ülkelerdeki AB karşıtı hareketleri ve hem

“Putin Rusyası

”nı pek sevindirdi. Rusya'nın ABD'de ve AB üyesi ülkelerde çeşitli yollardan seçimleri etkilemeye çalıştığına dair iddialar epeydir gündemde. Ortaya dökülen gizli bilgiler Trump'ın başını ağrıtmaya devam ediyor. Köşeye sıkışan Trump'ın Suriye'de rejime ait bir hava üssünü vurmasının Washington'daki sisli havayı dağıtmaya matuf olduğu savunuluyor.



Trump, Fransa'da göçmen karşıtı, anti-İslam ve ırkçı söylemleriyle öne çıkan “

Ulusal Cephe

” lideri

Marine Le Pen

'i kendisine yakın görüyor. Le Pen'in Putin'e de yakın durduğunu ve malî darlık çeken partisinin Rusya ile bağlantılı bir bankadan kredi aldığını hatırlatalım. Le Pen Fransa'nın AB'den çıkmasını savunuyor. Ulusal Cephe elitleri Rusya'nın Kırım'ı ilhak etmesine rıza gösterdikleri gibi Fransa'nın Rusya'ya yönelik “AB yaptırımları”ndan çekilmesi gerektiğini açıkça ifade ediyorlar. İngiltere'nin “AB”den çıkması, Trump'ın ABD Başkanı seçilmesi Fransa'daki “AB” karşıtı cepheleri de ümitlendirdi. Fransa “AB”nin Almanya'dan sonra ikinci büyük ortağı. Bu yüzden Fransa'daki Cumhurbaşkanlığı seçimleri çok önemli.



Fransa'da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda merkez Sağ ve merkez Sol'un adayları elendi. İlk turda hiçbir parti yüzde 25'i geçemedi. 7 Mayıs'ta gerçekleşecek ikinci turda ise AB yanlısı aday

Emmanuel Macron

ile AB karşıtı Le Pen yarışacak. Merkez Sağ ve Sol oyların ikinci turda Macron'a gitmesi bekleniyor. Gözlemler Macron'un yüzde 60'a yakın oyla seçileceği yönünde. Seçim bu, “

Trump vakası

”nda olduğu gibi, sürprizlere açık olmak lazım.


#Fransa
#Seçimler
#ABD
#Avrupa