Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi "Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi" bölümü mezunu. 15 yıldan uzun zamandır basın camiasının içinde yer aldı. 1997 yılından bu yana Yeni Şafak Gazetesi Haber Merkezi'nde özel haberler, dizi yazıları, araştırma yazıları, röportajlar, tarih sayfaları ve köşe yazıları yazdı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 2004 Türkiye Gazetecilik Başarı Ödülleri Röportaj Dalı'nda ödüle layık görüldü. Biyografi alanında dört kitap yayınladı. Sivil toplum kuruluşlarında çeşitli görevler üstlendi.
Hrant Dink''i uğurladık.. Hem de ne uğurlama. Özlediği Türkiye portresine sağlığında kavuşamadı Hrant..
Ama hiç olmazsa son gününde..
Halkı onu tek yürek olarak uğurladı..
Hrant Dink, bizden daha fazla bu memlekete aitti.
“Kaç” dediler kaçmadı..
“Git hayatını yaşa, Avrupa''da seni el üstünde tutarlar” dediler..
Gitmedi..
O, “Toprak istiyorum, ama üstünü değil, altını.. Bu topraklarda gömülmek istiyorum” dedi.. Öyle de oldu..
Her insan gibi doğal yollardan yaşama veda etmek isterdi..
Olmadı..
17 yaşında bir çocuğun eline silahı tutuşturdular karanlıkta..
Hrant Dink ise aydınlıktaydı..
Daha önce de karanlıkta düşman gösterilenler oldu biribirine..
Sabah sağcıyı vuran silah, akşam bir solcuyu vurdu..
Ya da tersiydi, bilmiyorum..
Binlerce memleket çocuğu düştü toprağın kara bağrına..
Kimisi ondört yaşındaydı..
Kimisi yirmi..
Sonra bir düdük çaldılar ve silahlar sustu..
İkinci düdüktü bu..
İlki “Ayrılın ve vurun biribirinizi” idi. Ayrıldık..
Ve vurduk..
Ve vurulduk..
Sonra kardeş olduğumuzu hatırladık..
Mahalle arkadaşları olduğumuzu..
Babalarımızın aynı çorbaya kaşık salladıklarını..
Düğünde dernekte kol kola halay çektiklerini..
Cenazede aynı safta el bağladıklarını..
Aynı harmanda buğdayı başaklardan ayırdıklarını..
Birileri unutturmuştu..
Şimdi de unutturmaya çalışıyorlar..
Ama artık unutmayacağız..
Bu memleket bizim..
Bu halk biziz..
Hrant Dink, ölümünle bile bize hatırlattın kardeş olduğumuzu.. .
“Güle güle”
Geçenlerde hangi gazeteydi, hatırlamıyorum.. İstanbul Üniversitesi Rektörü Mesut Parlak, “Öğretim üyeleri birbirlerini ihbar ediyorlar” demişti. Daha önce de benzer sözler sarfetmişti. Demek ki muhbir öğretim üyelerimizin hızı kesilmemiş. Rektör, muhbirle ihbar edileni yüzleştiriyormuş. Yüzleşme sonucunda, ihbar konusunun daha çok yanlış anlama olduğu ortaya çıkıyormuş.. E, tabi yüzleştirirsen öyle olur. Muhbirlik, Anadolu kültüründe hoş karşılanan bir şey değil.. Anladık da koca koca öğretim üyelerinin muhbirleşmesini nasıl izah edeceğiz.? Özellikle askeri darbe dönemlerinde muhbir sayısının hızla yükseldiğini biliyoruz. Eski büyükelçilerden Oğuz Gökmen, 27 Mayıs Darbesi''nden sonra Dışişleri Bakanlığı''nda adeta ihbar furyası başladığını anlatır anılarında.. Aynı darbe sırasında üniversiteden atılan 147 öğretim üyesinin de muhbir meslektaşları tarafından ihbar edildiklerini yazmıştık. Demek ki rektör değişikliğinde de bu oluyor. Şimdilerde muhbirliği yumuşatmak için “Duyutman” diye yeni bir kelime türetmişler. Yine de siz siz olun, duyutmayın..
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.