Ateşkes çözüm mü?

04:005/04/2016, Salı
G: 13/09/2019, Cuma
Abdullah Muradoğlu

Aslında uzun bir süredir, Azerbaycan topraklarındaki işgalci Ermeni güçlerle yer yer çatışmalar yaşanıyordu. Önceki çatışmalara kıyasla çok daha şiddetli geçen son çatışmalarsa Azerbaycan açısından azami derecede 'kararlılık' ifade ediyor. Ancak gerek uluslararası camia, gerekse Erivan, Azerbaycan'ın bu haklı ve kararlı pozisyonunu anlamazlıktan gelmeye devam ediyor.
“Dağlık Karabağ”
meselesinin 22 yıldır çözümlenmemesinde uluslararası camianın bir yerde yetersizliği, bir yerdeyse dolaylı şekilde Erivan'ı kollayan tutumunun etkili olduğu söylenebilir. Ermeni yönetimi alınan kararlara uymadığı gibi şimdiye kadar hiçbir olumlu adım da atmadı. Öte yandan Rusya'nın Ermenistan'ı arkalayan politikası da meselenin çözümünü zorlaştırıyor. Rusya, hem Bakü üzerindeki baskıyı sürdürmek ve hem de Erivan'ı Güney Kafkasya politikasında ileri karakol olarak kullanmak istediği için bu meselesinin çözümünü sürüncemede bırakıyor. Zaten Karabağ, Sovyet dönemi Rus politikasının bir yansıması olarak adeta Ermenilere peşkeş çekildi.


Çatışmalar Ermenistan ve Azerbaycan sınırlarında gerçekleşmiyor. Çatışmalar 22 yıldır işgal altındaki Azerbaycan topraklarında yaşanıyor. Ermeni güçleri Dağlık Karabağ'ı ve çevresindeki bazı bölgeleri ellerinde tutuyor. Karabağ'ın kanlı şekilde işgal edilmesinin ardından yüzbinlerce Azeri evlerini barklarını terketmek zorunda bırakıldılar. Bakü yönetimi 22 yıldır Azerbaycan kamuoyunun baskısı altında ve daha fazla bu durumun devam etmesini kaldıramaz. Karabağ meselesi halledilmeden Erivan ile Bakü arasında kalıcı ateşkes sağlanamaz. Erivan ile Ankara arasında iyi ilişkilerin kurulmasının yolu da Karabağ meselesinin çözülmesinden geçiyor. Bir tecrit çenberi altında giderek yoksullaşan Ermeni halkının kurtuluşu da keza Erivan yönetiminin inatçı tutumundan vazgeçmesine bağlı. Rusya'dan ve birçok Batılı devletin arkalamasından güç alan Ermeni işgalciler Azerbaycan'dan çekilmedikleri sürece çatışmalar hep olacak. Bu mesele ister savaş yoluyla, isterse görüşmeler yoluyla, muhakkak çözüme kavuşacak. Ateşkesin ise çözüm olmadığı, tam aksine yarayı derinleştirerek bölgeyi tehlikeli patlamalara hazırladığı söylenebilir.



Çatışmaların bir kısım Batı medyasında

'
müslüman-hıristiyan çatışması'

olarak yansıtılıyor. Bu tür çarpıtmalar Karabağ işgalinin üstünü örterken, diğer taraftan maruz kaldığı terör saldırıları sebebiyle teyakkuz halinde olan Batı kamuoyunda Erivan'a destek sağlamayı amaçlıyor. Ancak Azerbaycan halkı yalnız değil. Bakü'ye en sıcak destekler beklendiği gibi Türkiye, Pakistan ve Türkmenistan'dan geldi. İran Azerileriyse Azerbaycan sınırlarına yürüdüler, Tebriz sokakları kitlesel gösterilere sahne oldu. Tahran yönetimi Azeri halkın tepkilerine uzun süre duyarsız kalamaz. Kazakistan Dışişleri Bakanlığıysa iki tarafa sükunet tavsiye eden cılız bir açıklama yaptı.

“Orta Asya Türk Dünyası”

nda öncü rol oynayan Kazakistan çatışmaların derinleşmesi halinde tavrını Azerbaycan'dan yana koyacaktır. Kamuoylarının baskısı sebebiyle Özbekistan ve Kırgızistan da bigane kalamayacaklardır. Hiç kuşkusuz, çatışmaların derinleşerek devam etmesinin Kafkasya'da ciddi yansımaları olacaktır. Rusya Karabağ'daki işgalci yönetimi arkalamaya devam eder ve çatışmalar yayılırsa Orta Asya'daki Türk Cumhuriyetleriyle ilişkilerinde ciddi kırılmalar yaşayabilir. Bu kırılmalar, Erivan'ın ve Türk Cumhuriyetlerinin üyesi olduğu örgütlere yansıyabilir. Putin'in bunu göze alıp almayacağını ilerleyen süreçlerde göreceğiz.


#Dağlık Karabağ
#Orta Asya Türk Dünyası
#müslüman-hıristiyan çatışması
#Ermenistan
#Azerbaycan