Uluslararası seçim gözlemcilerinin PKK skandalı

04:005/11/2015, Perşembe
G: 13/09/2019, Cuma
Abdülkadir Selvi

AGİT ve Avrupa Konseyi üyelerinden oluşan Uluslararası Seçim Gözlem Heyeti 1 Kasım seçimlerine ilişkin raporunu hazırladı.Rapordan bazı bölümleri paylaşmak istiyorum.“Seçimle ilgili yasal çerçeve demokratik seçimlerin yapılabilmesi için gerekli şartları genel olarak sağlamaktadır”Sadece yasal çerçeve değil, seçimlerin organizasyonuna ilişkin de tespitler var.“Seçimler, yargı mensupların ve temel siyasi parti temsilcilerinden oluşan seçim idaresi tarafından iyi bir şekilde organize edilmiştir.”Eyvallah…Türkiye

AGİT ve Avrupa Konseyi üyelerinden oluşan Uluslararası Seçim Gözlem Heyeti 1 Kasım seçimlerine ilişkin raporunu hazırladı.

Rapordan bazı bölümleri paylaşmak istiyorum.

“Seçimle ilgili yasal çerçeve demokratik seçimlerin yapılabilmesi için gerekli şartları genel olarak sağlamaktadır”

Sadece yasal çerçeve değil, seçimlerin organizasyonuna ilişkin de tespitler var.

“Seçimler, yargı mensupların ve temel siyasi parti temsilcilerinden oluşan seçim idaresi tarafından iyi bir şekilde organize edilmiştir.”

Eyvallah…

Türkiye 1876'dan bu yana seçim yapan, 14 Mayıs 1950'de ise, hakim denetimindeki “Gizli oy açık tasnif” sistemine göre hilesiz şaibesiz seçimleri yapmayı başarabilen bir ülke.

AGİT raporunda da, ”Seçimler iyi bir şekilde yönetilmiştir ve teknik hazırlıklar hukuki süre bitimleri içerisinde başarı ile tamamlanmıştır” deniliyor.

Farklı dil ve lehçelerde propaganda yapma imkanının getirilmesi de olumlu bulunan bir husus olarak raporda yerini alıyor.

“Herhangi bir dilde ya da lehçede propaganda yapma özgürlüğü Mart 2014 itibariyle garanti altına alınmıştır” deniliyor.

Yüzde 10'luk seçim barajı, seçim sürecindeki şiddet ile ifade özgürlüğüne ilişkin eleştiriler de raporda önemli bir yer tutuyor.

Benim asıl dikkati çekmek istediğim nokta ise farklı.

AGİT raporunda özellikle Güneydoğu bölgesindeki şiddete değinilirken kullanılan dil rahatsız edici. Rahatsız edici olmanın ötesinde yanlı. Hatta yanlı olmanın da ötesinde Türkiye gerçeklerinden uzak.

Bölgede şiddet nedeniyle HDP'lilerin propaganda imkanlarının kısıtlandığı gibi bir sonuca varılıyor.

Allah aşkına YPG'ye, PYD'ye, PKK'ya, Kandil'e sırtını dayayarak siyaset yapan kim?

AGİT raporunda buna ilişkin bir cümle yok.

Hendekler kazıp, şehir savaşları başlatan kim? Oy kullanılacak olan okullara giden yollara mayın döşeyen kim?

Türkiye tarihinde ilk kez seçim güvenliği nedeniyle ilçelerde sandıklar, mayınlı, hendekli olmayan güvenli okullara taşınmak zorunda kaldı.

Diyarbakır'da Sur İlçesinde, Cizre'de, Nusaybin'de seçim çalışması yapmak için girilemeyen mahalleler niye raporda yok?

AK Parti Diyarbakır İl Başkanlığı'na bomba atıldı, silahlı saldırı yapıldı, yaralanan kişileri Diyarbakır İl Başkanı Muhammet Akar, hastanede ziyaret etti. Bunlar AGİT raporunda yer almıyor.

Hadi bunu dahi anladım da şiddet ortamı derken Nusaybin'de silahla infaz edilen, AK Parti Nusaybin SKM Başkanı Medeni Konak'ın öldürülmesi de yok.

Madem şiddet konusunda bu denli hassassınız AK Parti Nusaybin Seçim Koordinasyon Merkezi Başkanı Medeni Konak'ın öldürülmesi sizi ilgilendirmiyor mu? Bu mu sizin hassasiyetiniz?

İşte böylesine taraflı gözlemcilerden oluşan Uluslararası Seçim Gözlem Heyeti üyeleri Türkiye'deki seçimlerin en ufak bir şaibeye meydan verilmeden başarılı bir şekilde yapıldığını belirtiyorlar.

AGİT raporunda PKK'nın yerel özerklik ilan ettiği yerlerde başlattığı şehir savaşları, açılan hendekler, döşenen mayınlar yok. PKK'nın silahlı unsurlarının baskıyla, tehditle HDP'ye oy toplaması da yok. Ama bir şey var.

Aynen aktarıyorum:

“Türk güvenlik güçleri ve Kürdistan İşçi Partisi( PKK) arasındaki çatışmalara verilen iki yıllık ara”

Meğer PKK bir siyasi partiymiş. Seçim pusulasında PKK'yı göremedik ama böyle bir parti varmış. Hadi biz HDP'yi PKK'nın siyasi uzantısı olarak tanımlıyoruz ama Türk güvenlik güçlerinin çatışma halinde olduğu Kürdistan İşçi Partisi diye bir parti varmış.

Bir yanda tankıyla, topuyla, silahıyla, askeriyle, polisiyle Türk güvenlik güçleri diğer tarafta ise Kürdistan İşçi Partisi.

Türk güvenlik güçleri devletin savaş uçağını, silahını, güvenlik kuvvetlerini kullanmak suretiyle bir partiyle çatışma içerisindeymiş.

Demek ki bu Türk güvenlik güçleri bazı partilerle çatışma halinde olabiliyormuş. AGİT raporundan öğrendiğimize göre bu çatışmalar, Türkiye'nin Güneydoğu bölgesinde yoğunlaşmış. O zaman merak ettim Türk güvenlik güçleri Türkiye'nin Ege bölgesinde hangi partiyle çatışma halindeymiş? Karadeniz'deki, Trakya'daki partinin adını da yazarlarsa öğrenmiş oluruz.

PKK'nın açılımında Kürdistan İşçi Partisi'nin yer aldığını bilecek durumdayım.

Benim asıl derdim şu, AGİT ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi üyeleri bunun başına, “PKK terör örgütü” yazamazlar mıydı?

PKK bile kendisinin silahlı mücadele veren bir örgüt olduğunu kabul ediyor, ama AGİT ve AKPM üyeleri kabul etmiyor. 1984 yılından bu yana 50 bin insanımızın ölümüne neden olan PKK'ya terör örgütü diyemeyeceksiniz neye diyeceksiniz?

PKK, AB ülkeleri ve ABD tarafından terör örgütü olarak kabul edilmiş ve terör listesine girmiş bir örgüt.

İRA terör örgütüydü. ETA terör örgütüydü. Baader-Meinhof çetesi terör faaliyeti yürütüyordu. Avrupa ülkelerinde faaliyet gösteren bu örgütlerin öldürdüğü insan sayısını toplayıp PKK'nın sadece 10 yıllık dilimde şehit ettiği insanımızın sayısına denk gelir. Onların öldürdüğü Avrupalı olduğu için terör örgütü. PKK'nın öldürdüğü Türk halkı olduğu için PKK bir siyasi parti öyle mi?

AGİT ve AKPM üyeleri olarak İngiliz güvenlik güçleri ile İRA Partisi arasındaki çatışmalar, İspanyol güvenlik güçleri ile ETA Partisi arasındaki çatışmalar, Maader Meinhof Partisi ile Alman güvenlik güçleri arasındaki çatışmalar diye yazın da görelim sizi.

Ayrıca hatırlatayım. Türk güvenlik güçleri ile sizin Kürdistan İşçi partisi arasında çatışmaların olduğu bölgelerde HDP, yüzde 80,85 oranında oy aldı. Türkiye haritasındaki o bölgeye bakarsanız HDP'nin kazandığını görürsünüz. Türk güvenlik güçlerinin nasıl bir çatışmasıymış ki, sizin Kürdistan İşçi Partisi seçimleri kazanmış, çatışa çatışa mı seçim kazanıyorlar?

Bırakın bunları yazabilmeyi bu terör örgütleriyle bağlantılı olan partilerin siyasi faaliyetlerine izin vermezsiniz. Örnek mi? Batasuna kararı.

Örnek mi? Avusturya'da ırkçı lider Jörg Haider koalisyon ortağı olunca İsrail ve ABD, Viyana'daki Büyükelçilerini geri çekmiş, 14 AB üyesi ülke Avusturya ile ilişkilerini dondurma kararı almıştı.

Son söz

Sizinkiler terör örgütü ve ırkçı parti oluyor da peki Medeni Konak'ı öldüren PKK, Kanarya Sevenler Derneği mi?
#Avrupa Konseyi
#1 kasım sçeimleri
#Seçim Gözlem Heyeti
#Jörg Haider
#abd
#israil
#ak parti
#pk