Bir süredir Kemal Kılıçdaroğlu'nun sabah kahvaltısında ne yediğini, ne içtiğini merak ediyorum.
CHP lideri şaşırtmaya devam ediyor.
Başbakan Davutoğlu, parti liderlerine teröre karşı ortak deklarasyon çağrısı yapıyor. İlk destek Kılıçdaroğlu'ndan geliyor .
Sadece destek vermekle yetinmiyor CHP lideri. Başbakan Davutoğlu'nu ziyaret ediyor, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ı telefonla arıyor, terörle mücadele verdiği desteği beyan ediyor.
Başbakan Davutoğlu seçimlerde bayrak asılmaması, ses ve görüntü kirliliği yaşanmaması için liderleri işbirliği yapmaya davet ediyor. Kılıçdaroğlu, sıcağı sıcağına yanıt veriyor, ”Kabul” diyor.
Başbakan seçim kampanyası süresince aile mahremiyetine söz söylenmemesini, eşlerin, çocukların siyasi polemik konusu yapılmaması yönünde çağrı yapıyor. Kılıçdaroğlu, destek veriyor.
Kılıçdaroğlu, pozitif yaklaşımının karşılığını da alıyor. Bir dönemler kurultayların ve hiziplerin partisi olarak gösterilen CHP artık parti içi kavgalarıyla değil, pozitif kampanyalarıyla konuşuluyor. Son yapılan araştırmalarda seçmenleriyle en fazla barışık partilerden biri olarak çıkmaları tesadüfi değil. Oysa CHP seçmeninin bir bölümü sandığa giderken, “
Allah kahretsin ne yaparsın başka bir parti yok. İstemeye istemeye Atatürk
'ün partisi olduğu için CHP'ye oy veriyoruz” derdi. O geride kaldı.
Bir tek Cumhurbaşkanı'na takılmış durumda. O kadar kusur kadı kızında da bulunur.
Dikkatinizi çekti mi bilmem, bu kez farklı bir seçim kampanyasına tanık olabiliriz. Milletimiz o kadar seçim yorgunu ki hatta hiç seçim kampanyası yapmasalar sanki daha karlı çıkacaklar.
Ama siyasetin de bir ritüeli var. Milletvekili listeleri açıklandı, partiler şimdi harıl harıl seçim beyannamesi ve kampanya üzerine çalışıyorlar.
Seçim beyannameleri bir süredir kampanyanın ciddi bir parçası oldu.
AK Parti, seçim beyannamesini daha sonra hükümet programına dönüştürüp, icraya yansıtıyor. Seçimden sonra kurulacak olan hükümetin “Yol haritası” oluyor
.
CHP seçim beyannamesini 30 Eylül Çarşamba günü açıklayacak. AK Parti ise 4 Ekim Pazar gününü seçti.
Kılıçdaroğlu'na, ”Yine pozitif vaatlerin yer aldığı bir beyanname ile mi çıkacaksınız?” diye sormuştum. “
Bu kez bir de terörle mücadele ve ekonomideki küresel gelişmeleri de ekleyeceğiz
” yanıtını vermişti. 7 Haziran seçimleri öncesinde CHP'nin vaatleri çok geniş yankı bulmuştu. Emekliye iki maaş ikramiye gibi. Aslında CHP'nin vaatlerinin bu kadar çok tartışılmasının nedeni, AK Partililerin, ”Kaynağı nereden bulacaksınız?” diye itiraz etmeleriydi. Kılıçdaroğlu'nun kurmaylarından biri, ”
AK Parti sayesinde ilk kez bir seçim beyannamemiz bu kadar tartışıldı
” demişti.
AK Parti bu kez aynı hataya düşecek mi göreceğiz.
Ancak AK Parti bu kez seçim beyannamesinde bir strateji değişikliğine gidiyor. Büyük projelerin anlatıldığı seçim beyannamesi yerine, insana dokunan ve heyecan uyandıran bir metni tercih ediyorlar.
Sosyal yardımlar geçen seçim kampanyasına damgasını vurmuştu. AK Parti'nin seçim beyannamesinde de geniş bir yer tutuyor. Ama geçen seferki gibi, şunu yaptık, bunu yaptık şeklinde değil. Kime ne vereceklerini anlatacaklar. Sosyal yardımları insani bir sıcaklık kazandırmak için, “
üzerinden
. Ailede emekli var. Üniversiteyi bitirmiş ama henüz iş bulamamış gencimiz var. Asgari ücretli var. Sosyal güvencesi olmayan var. Onlarla ilgili tek tek ne yapılacağı anlatılacak. Grafikler yerine, “Hap gibi ”tane tane…
O nedenle aileye girilecek. 7 Haziran seçimlerinde Kılıçdaroğlu ile Zonguldak'a gitmiştik. CHP'li bir aday Kılıçdaroğlu'na,”
Önceden bir köye gittiğimizde etrafımıza bir kalabalık toplanıyordu. Biz ne zaman ki rejim, irtica demeye başlayınca tek tek ayrılıyorlar, sonunda gittiğimiz ekiple kalıyorduk. Ama bu kez farklı. Bu kez evlerin içine girdik. Emekliye iki maaş ikramiye diyoruz, her evde bir emekli var. Asgari ücret bin 500 lira olacak diyoruz her evde asgari ücretli çalışan biri var. Kredi kardı borçlarının faizi silinecek diyoruz artık her evde bir kredi kartı var
” diye anlatmıştı.
Seçim kampanyalarının ağırlığını haliyle terörle mücadele oluşturacak. AK Parti'nin seçim beyannamesinde de terörle mücadeleye geniş bir yer ayrıldığını söyleyebilirim. Ancak Başbakan Davutoğlu'nun, ”devlet değil, PKK 90'lı yıllara döndü” tespiti önemli. AK Parti terörle mücadele ediyor ama temel politikası silahlı mücadeleye dayanmıyor. Kürt sorununda sivil çözümü Türkiye'ye kazandıran AK Parti. O nedenle AK Parti 90'lı yıllarda koalisyon hükümetlerinin başarısız olan politikalarına sarılmak yerine kendi hikayesini yeniden formatlamanın peşinde.
Terörle etkin mücadele ama Kürt sorunun çözümünde yine sivil bakış açısı.
Bu yüzden seçim beyannamesinde sadece terörle mücadele yer almayacak. Kürt sorunun çözümü konusunda üzerinde çalışmış bir bölüm yer alacak
.
Yine kapsamlı bir seçim beyannamesi ile ortaya çıkacak AK Parti. Fasikül fasikül hazırlandığı söyleniyor. Geçen sefer, ”
” diye espri yapmıştık. Ansiklopedi olmayacak ama kapsamlı bir beyanname geliyor.
Seçim beyannamesinin ana kolonlarından birini “
” vurgusu oluşturacak. 7 Haziran seçimlerinden bu yaşadıklarımız siyasi istikrarın bu ülke için ne kadar değerli olduğunu ortaya koydu. Bırakın koalisyon hükümeti kurmayı, seçim kararı bile alamadık. 7 Haziran'dan bu yana Türkiye geleceğini konuşuyor mu? Çılgın projeleri geçtim, yeni projeler gündemimizde mi? 7 Haziran'ın üzerinden kaç ay geçti. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ”Risk primi yükseldi, algı kötüleşti” uyarısında bulunma gereği duydu.
Seçim beyannamesinde benim en çok merak ettiğim başlıklardan biri özgürlükler ve Avrupa Birliği'ydi. Özgürlükler ve AB'nin önemli başlıklardan biri olacağını söyleyebilirim.
Bunlar iyi başlıklar ama yetmez. Kitlelere umut ve heyecan verecek beyannameye ihtiyaç var. AK Parti'de şimdiye kadar 10 seçim yaşamış deneyimli kadrolar bunun için harıl harıl çalışıyorlar. Emeklerine saygı göstermek gerek.
O nedenle birçok seçmen gibi ben de “
AK Parti beni heyecanlandır
” diyorum.