Rusya krizinde kanallar açılıyor mu?

04:0010/12/2015, Perşembe
G: 18/09/2019, Çarşamba
Abdülkadir Selvi

Kültür Sanat ödül töreni nedeniyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeydik.Ayrıca Yeni Şafak ailesi olarak, törenin bizi ilgilendiren özel bir yanı vardı.Fikir dünyamızın oluşmasında büyük katkısı olan yazarımız Rasim Özdenören'e de “Edebiyat” ödülü verildi.Rasim Özdenören sadece yazarımız değil. O fikir dünyamızın oluşmasında büyük katkısı olan bir kuşağın günümüzdeki en önemli temsilcilerinden.Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın belirttiği gibi Rasim Özdenören, ”Bir neslin değil, nesillerin ağabeyi”Rasim abi

Kültür Sanat ödül töreni nedeniyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeydik.

Ayrıca Yeni Şafak ailesi olarak, törenin bizi ilgilendiren özel bir yanı vardı.

Fikir dünyamızın oluşmasında büyük katkısı olan yazarımız Rasim Özdenören'e de “Edebiyat” ödülü verildi.

Rasim Özdenören sadece yazarımız değil. O fikir dünyamızın oluşmasında büyük katkısı olan bir kuşağın günümüzdeki en önemli temsilcilerinden.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın belirttiği gibi Rasim Özdenören, ”Bir neslin değil, nesillerin ağabeyi”

Rasim abi için sadece, ”Nesillerin ağabeyi” demedi. “Rasim Özdenören, Türkiye'nin yetiştirdiği en önemli edebiyatçılarından ve yedi güzel adamdan biridir. Bir neslin değil, nesillerin ağabeyidir. Benim de ağabeyimdir” dedi.

Rasim abi bu sözlerin hepsini fazlasıyla hak eden birisi. Eğer bugün Türkiye'yi yöneten şuurlu kadrolar yetiştiyse, Rasim abi ve onun gibi ömrünü bu milletin gençliğine, değerlerine adayan insanların hizmetlerinin sonucu.

Rasim Özdenören de zaten ödülünü bir neslin adına aldı. Necip Fazıl Kısakürek, Sezai Karakoç gibi fikir dünyamızın temel direklerinin yer aldığı bir nesildi o.

Hepsi fikir dünyamızda bir zirve olan Sezai Karakoç'un, Akif İnan'ın, Cahit Zarifoğlu'nun, Erdem Beyazıt'ın, Alaattin Özdenören'in, Nuri Pakdil'in ve son olarak Rasim Özdenören'in adına aldı o ödülü.

Rasim Özdenören'in şahsında fikir ve inanç dünyamızı aydınlatan bir nesil ödüllendirildi. Asil bir davranıştı. Ama bir o kadar değerli olan nokta ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tavrıydı.

Cumhurbaşkanı, Rasim Özdenören için, ”Benim de ağabeyimdir” derken o kadar içten ve o kadar samimiydi. Necip Fazıl Kısakürek ödülleri töreninde Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşayan yedi güzel adamdan biri olan Nuri Pakdil'in konuşması boyunca kürsüde yanında ve ayakta beklemişti.

Erdoğan'ı, Erdoğan yapan özellik bu işte.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki törende, Cemil Meriç ile Orhan Gencebay buluşturuldu. Hat sanatının üstadı Hüseyin Kutlu ile İsmail Dümbüllü'nün kavuğunu taşıyan Münir Özkul bir araya getirildi.

Cemil Meriç'in kızı Prof. Dr. Ümit Meriç'in ödül töreninde yaptığı konuşmadan enteresan bir bölümü aktarmazsam eksik olur. Cumhurbaşkanı Erdoğan için, ”Çağımızın Selahattin Eyyubi” dedi Ümit Meriç…

Rusya'yla uçak krizinin yaşandığı, Başika kampına gönderilen Türk askeri nedeniyle Irak'ın gerilimi tırmandırdığı ve kritik bir anda Barzani'nin Türkiye'de olduğu bir sırada Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen Kültür ve Sanat ödülleri töreni bizi başka bir dünyaya götürdü.

Tören bittikten sonra resepsiyon salonuna geçtik. Uzun süredir bu kadar sanatçıyı ilk kez bir arada gördüm.

Cumhurbaşkanı Erdoğan resepsiyon salonuna gelince hepimizin elini sıktı, hal hatır sordu. Ama soru-cevap yapmadı. Cumhurbaşkanı resepsiyonda sanatçılarla sohbet etti. Orhan Gencebay'ın telif hakları konusunda gündeme getirdiği sorunları dinledi. Orhan Gencebay, ”Telif hakları konusunda özellikle dijital platformlardan kaynaklanan sıkıntılarımız var. Ben bu konuda çalışmalar yapıyorum, bir noktaya getiriyorum. Sonra tekrar iş başa dönüyor” dedi.

Kültür ve Turizm bakanı Mahir Ünal o sırada Cumhurbaşkanı'nın yanındaydı. Cumhurbaşkanı, Gencebay'a, ”Buna dijital hırsızlık denilebilir” diye karşılık verdi. Ardından da Mahir Ünal'a, ”Telif hakları konusunda vakit kaybetmeden Beştepe'de toplantı yapalım” diye talimat verdi.

Geçen seferki TÜBİTAK Bilim ve Teşvik ödüllerinden sonra da konuşmamıştı Cumhurbaşkanı. O gün Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov'un görüşmesi vardı. Uçak krizinden sonra Rusya ile ilk temas olması açısından önem taşıyordu.

Cumhurbaşkanı konuşmayınca başta Rusya konusu olmak üzere hazırladığımız sorular cebimizde kaldı. Rusya konusunda Türkiye'nin pozisyonunu açıklaması açısından Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın'ın, “Türkiye, Rusya ile krizi diplomatik kanalları kullanarak çözme peşinde” sözü önemli.

Başbakan Davutoğlu da, ”Benzer olayların yaşanmaması için Rusya ile çalışmaya hazırız” diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın'ın da altını çizdiği gibi Türkiye, Rusya'yla gerilimi tırmandırmadan yana değil. Sorumlu bir dil kullanılıyor. Ama Türkiye'nin hukukunun korunması noktasında bir tereddüt yok. Özellikle birkaç gündür Putin'in konuşmaması, Medvedev'in kısmen daha mutedil açıklamalar yapması önemli. Zaten kriz, Putin'in açıklamaları nedeniyle tırmandı. O nedenle krizi yatıştıracak biri varsa o da yine Putin. Rusya'nın sakinleşmesinin biraz zaman alacağı tahmin ediliyor. Tabii Rusya bir çılgınlık yapmazsa…

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov arasındaki görüşmeden başka iki ülke arasında bir temas olmamış. “Kanallar kapalı” deniliyor. İki ülke arasında henüz kanallar açılmış değil. Ama perde arkasında bazı isimlerin devreye girdiği biliniyor. Ama bunlar devlet düzeyinde değil.

Soğuk savaş döneminde dahi ABD ile Rusya arasında “Arka kapı diplomasisi” işliyordu. Birçok büyük kriz, sıcak çatışmaya dönüşmeden aşılabildiyse bunda, “Arka kapı diplomasisi”nin payı büyük.

Türkiye ile Rusya arasındaki kriz aşılamaz değil. Hatta Putin'in çizilen karizmasını düzeltmek ve krizden fırsat doğurmak için bu olayı tırmandırdı. Ama şimdiye kadar Rusya'ya haklısın diyen çıkmadı. Biz çok güçlü bir destek almadık belki ama Türkiye'nin haklılığı tescil edildi. Hiçbir ülke çıkıp, Rus uçağı uyarılmadı demedi. Hiç bir ülke çıkıp Türkiye doğruyu söylemiyor, Rus uçağı Türk sınırını ihlal etmedi demedi. NATO, Türkiye'nin yanında yer aldı.

İhtiyat payı elden bırakılmıyor ama Rusya'nın krizi bir noktaya kadar tırmandırdığı artık krizin yatay bir seyir izlemeye başladığı değerlendirmesi yapılıyor.

İstenmeyen bir kriz yaşandı ama Türkiye de Rusya da bir birinden vazgeçemez. Krizin tırmanmaması önemli bir nokta. Yatay bir seyir arz etmesi ikinci derecede önemli bir aşama. Makul bir süre geçtikten sonra Türkiye ile Rusya arasında bir diyalog başlar mı? Bu sürenin ne kadar devam edeceği bilinmiyor ama neden olmasın. Çünkü bu iki ülkeye karşı kurulmuş bir tuzak.

Devletler arasında dostluklar da düşmanlıklar da ebedi değildir. Kültür Sanat ödüllerini referans alacak olursak, devlet yönetirken, Orhan Gencebay misali, ”Batsın bu dünya” diyemeyiz.
#Rusya krizi
#Kültür Sanat ödül töreni
#rusya
#iran
#suriye