1 Kasım seçimlerinin en önemli etaplarından olan milletvekili listeleri tamamlandı.
MHP dışında bir liste sancısı yaşanmadı.
AK Parti listelerini tahkim etti. CHP küçük rötuşlarla yetindi. HDP iskeleti korudu. MHP'de ise 7 Haziran'dan bu yana yaşanan yanlışlar listesine bir halka daha eklendi.
Devlet Bahçeli kendisine rakip olarak gördüğü Meral Akşener'i liste dışı bıraktı.
MHP'de genel başkan adayı olan Koray Aydın ile Ümit Özdağ, tekrar milletvekili adayı gösterildi denilebilir. Ama Meral Akşener bir misyonu ifade ediyor. 28 Şubat'a karşı dik duruşu ve yiğit mücadelesiyle muhafazakar kesimde saygınlığı olan bir isim. Eğer Bahçeli uzlaşmacı bir siyaseti tercih etseydi, Meclis Başkanı MHP'den, Başbakan AK Parti'den olmak üzere bir hükümet kurulabilirdi. Meral Akşener Meclis Başkanı, Ahmet Davutoğlu Başbakan.
Ama olmadı.
Önce Meral Akşener'in Meclis Başkanvekili olması engellendi. Seçim hükümetinde bakanlık teklifini kabul etmemesine rağmen, listelere konulmadı. Demek ki MHP'de korku dağları sarmış. Milletvekili listelerine konulmaması Akşener'i mağdur konumuna getirdi. Milletimiz mağduru sever.
Koalisyona hayır, azınlık hükümetine hayır, seçim hükümetine hayır, Meclis'te seçim kararı alınmasına hayır, anayasal seçim hükümetine bakan vermeye hayır, iktidara hayır, muhalefete hayır, Tuğrul Türkeş'e hayır, Meral Akşener'e hayır.
7 Haziran'dan bu yana Bahçeli'nin, uzun bir “hayır” listesi var. Bu nedenle kendisine, ”Mister No Bahçeli” dedik. Seçimlerde de milletimiz kendisine, ”Hayır”derse sürpriz olmamalı. İktidar olmak istemiyorsun, koalisyona girmiyorsun o zaman millet sormaz mı sen benden ne için oy istiyorsun diye.
CHP 'de ise Kılıçdaroğlu, listelerde HDP'ye yönelik üç kritik hamle yaptı. 7 Haziran'da, ”önseçim” kuralını işleterek başarılı bir iş çıkarmıştı. Çünkü Alevi oyları CHP'nin sigortası. Kılıçdaroğlu,7 Haziran'da ,”önseçim” yaparak Alevi oylarının HDP'ye kaymasını engellemişti.
7 Haziran'ı konuşurken Kemal Bey, derin bir iç çekip, ”Ah HDP” demişti. Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanları Ali Balkız'ı Ankara'da, Fevzi Gümüş'ü İstanbul'da, RTÜK üyesi Ali Öztunç'u Kahramanmaraş'ta listeye alması bu stratejinin ürünü. Kılıçdaroğlu tek akıl tutulmasını İstanbul'da rezidanslarıyla gündeme gelen Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi'nin eşi Gamze Akkuş İlgezdi konusunda yaşadı.
CHP'nin 7 Haziran'da iki kamburu vardı. Şişli Belediyesi'ndeki Mustafa Sarıgül-Hayri İnönü kavgası ile Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi ile eşinin hızla yükselen mal varlığı… İlgezdi baş ağrıtmaya devam edecek.
CHP'nin seçim kampanyasına gelince; Kılıçdaroğlu, pozitif bir kampanya yürütmeyi planlıyor. Ancak terörle mücadele ve ekonomiye ilişkin rötuşlar yapacak.
7 Haziran seçimlerinin flaşı HDP'ydi. AK Parti teşkilatlarında, CHP'nin seçim otobüsünde dahi HDP'nin barajı aşıp aşmayacağı tartışılıyordu. HDP barajı aştı. Ancak seçim kampanyasının favori partisi, Ankara siyasetinde varlık gösteremedi. Burada MHP lideri Bahçeli'nin hakkını teslim etmemiz gerekiyor. Tarihi bir hamle ile HDP'yi denklem dışına itti.
Geçen seçimde Türkiyelileşme açılımı ile yüzde 13'lere tırmanan HDP'nin oylarında bir gerileme gözükmüyor ama şehit cenazeleri gelirken, PKK can yakmaya devam ederken, HDP'nin Türkiyelileşme iddiası zeminini kaybetti.
Uykudaki polisleri ensesinden vurarak, ekmek almaya giden Kürt çocuğu Fırat'ı bombayla parçalayarak, binbaşıyı eşinin ve kızının yanında vurarak mı Türkiyelileşeceksiniz?
Hani seçim döneminde Türk bayrağı ile sorununuz yoktu, ne oldu? Teröre karşı bayraklı yürüyüşten dahi rahatsız oldunuz?
PKK saldırılarına başladıktan bu yana bu ülkede ağıtlar Türkçe ve Kürtçe yakılıyor. Kürtlerin tarihte en büyük kazanımlarını elde ettikleri dönemde silah ne oluyor. Terörün başladığı 20 Temmuz tarihinden bu yana Kürt haklarını elde etme konusunda hangi ilerlemeyi sağladınız?
Geçen seçimde dindar Kürtleri aday gösteren HDP, bunun nemasını topladı. AK Parti'nin bu konuda yeni bir dil geliştirmesine ihtiyaç var. Güneydoğu'da listelerin yüzde 80'ini yeniledi.
AK Parti bu süreçte iki düzenleme yaptı.
1-Kongrede MKYK'yı ve vitrinini değiştirdi.
2-Listeleri yeniledi.
Böylece seçmene “7 Haziran'da verdiğin mesajı aldım gereğini yerine getiriyorum” dedi.
Şimdi sıra söylemin yenilenmesinde.
7 Haziran'da HDP'nin barajı aşıp aşmayacağı konusu bir motivasyon kaynağı olduğu gibi bu seçimde de AK Parti'nin tek başına iktidar olup olmayacağı tartışması bir motivasyon kaynağı olabilir. AK Parti, seçimlere giderken listelerini , “Ağır abilerle” ve yerel isimlerle güçlendirdi. Keşke Ali Babacan gibi Bülent Arınç da ikna edilebilseydi. Hatta zaman geçmiş değil. Kesin listeler açıklanmadan bu yapılabilir. Olumlu bir rüzgar estirir. Seçim öncesi teşkilatlara moral verir. Doğrusu AK Parti'nin daha stratejik değişiklikler yapmasını bekliyordum.
İstanbul ve İzmir'e yönelik bir strateji geliştirilmişti. Başbakan Davutoğlu, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, eski Tarım Bakanı Mehdi Eker, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Süleyman Soylu İstanbul'a, Volkan Bozkır, Binali Yıldırım ve Orhan Miroğlu İzmir'e düşünülmüştü. Binali Yıldırım ve Mehdi Eker dışındakiler olmadı.
Yine de AK Parti seçimlere 7 Haziran'dan çok daha iyi bir liste ile giriyor. Başbakan Davutoğlu'nun imzasını taşıyan listede, ”Usta” dokunuşlarla Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katkısını da görmek mümkün. AK Parti'nin en önemli seçim kozu, Erdoğan-Davutoğlu uyumudur. Yeter ki, “Reis-hoca” uyumu bir sinerjiye dönüştürülüp, sandığa yansıtılabilsin.
7 Haziran seçimlerinde enerjisinin bir bölümünü liste tartışmasına ayıran AK Parti'nin, bu kez liste tartışması yapma lüksü yoktur.
AK Parti bu seçimlerde aldığı sonuçla, Türkiye'nin geleceğinde var olup olmayacağını gösterecek.
Türkiye ya yeniden 10 yıllar sürecek bir koalisyon girdabına düşecek ya da istikrara dört elle sarılıp, tek başına iktidarı yakalayarak, bu kabustan uyanacak.
Durum vaziyet bu derece hayati…