“Erdoğan olmadan asla”

04:0020/07/2015, Pazartesi
G: 13/09/2019, Cuma
Abdülkadir Selvi

Koalisyon arayışlarında ikinci etap bu hafta başlıyor.Başbakan Davutoğlu, “CHP ile daha ileri bir aşamadayız” dedi.Ama bu, iki partinin koalisyon kuracağı anlamına gelmiyor. Başbakan, ”Bu, MHP'ye uzak durduğumuz, HDP ile koptuğumuz anlamına gelmez” deme gereği duydu.MHP ve HDP iki konuda açık çek verdi. AK Parti, bunu en az koalisyon kadar önemsiyor. Hatta koalisyondan daha fazla desem yeridir. Bahçeli, ”Biz, ülkeyi çaresiz ve sıkıntılı duruma düşürmeyiz.Hele CHP'yi bir deneyin. Yoksa erken seçim

Koalisyon arayışlarında ikinci etap bu hafta başlıyor.

Başbakan Davutoğlu, “
CHP ile daha ileri bir aşamadayız
” dedi.

Ama bu, iki partinin koalisyon kuracağı anlamına gelmiyor. Başbakan, ”
Bu, MHP'ye uzak durduğumuz, HDP ile koptuğumuz anlamına gelmez
” deme gereği duydu.

MHP ve HDP iki konuda açık çek verdi. AK Parti, bunu en az koalisyon kadar önemsiyor. Hatta koalisyondan daha fazla desem yeridir. Bahçeli, ”
Biz, ülkeyi çaresiz ve sıkıntılı duruma düşürmeyiz
.
Hele CHP'yi bir deneyin. Yoksa erken seçim olsun
.
Olmazsa, biz ülkeyi çaresiz bırakmayız
” demişti. Bahçeli, bu sözlerinin AK Parti hükümetine destek verecekleri anlamına gelmediğini söyledi. Zaten işin sırrı burada yatıyor.

HDP Eş Genel Başkanlar Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş da, ” AK Parti-CHP hükümetini destekleriz, ama eğer bu mümkün olmazsa hemen seçim kararı almayın. Bir tur daha yapın, seçim hükümetini tartışmaya hazırız” mesajını vermişlerdi.

Hükümet kurma çalışmalarının uzadığını savunanlar var. Sürenin uzaması, nelerin olamayacağını görmemizi sağladı.

CHP-MHP-HDP blokunun bir araya gelerek koalisyon kuramayacağı ortaya çıktı.

HDP destekli CHP-MHP koalisyon hükümeti jet hızıyla gündemden düştü.

AK Parti'siz bir hükümet kurulamayacağı görüldü.

HDP'nin
içinde yer alacağı
, ya da dışarıdan destekleyeceği hükümet formüllerine kapılar kapandı.

İlk tur
görüşmeleri
yapıldı. Partiler bir araya geldi. Gezi olaylarından beri siyasete damgasını vuran gerginlik önemli ölçüde giderildi. Liderler birbirleriyle konuşmaya, siyaset rasyonelleşmeye başladı.

Bu arada, 7 Haziran sonrasının ilk sınavı Meclis Başkanlığı seçiminde verildi. Böylece taşlar yerine oturmaya başladı.

AK Parti-CHP koalisyonu için ilk adım bu hafta atılacak. Bu noktada, CHP açısından bir psikolojiye işaret etmek istiyorum. Kılıçdaroğlu'nun, koalisyona istekli tavrı, 'CHP, koalisyona girmek için her türlü tavizi vermeye hazır' şeklinde bir algı oluşturdu. CHP'yi koalisyona teşne bir parti gibi göstermek, sürece zarar veriyor.

Gezi sürecinden bu yana Bülent Arınç'ın deyimiyle, ”Bütün ülke def gibi gerildik”. Koalisyon çalışmaları kapsamında liderlerin bir araya gelmesi en azından gerginliği giderdi.

7 Haziran'dan bu yana belki bir şey yapamadık, ama en azından psikolojik eşik aşıldı.

Bardağın dolu tarafına baktığımın farkındayım. Nihayette hepimiz bu ülkenin çocuklarıyız. İktidarı ve muhalefetiyle tüm partiler bu ülkeye hizmet için yarışıyorlar. Aralarındaki ideolojik ve siyasi farklılıklar ise işin doğası gereği.

Şimdi iyimserlik şapkamı çıkarıp, rasyonel şapkamı takıyorum.

AK Parti-CHP koalisyonunun sunacağı çok büyük fırsatlar var. Ama, iki partinin önünde de mayınlı bir arazi duruyor. Ortak bir hükümet kurabilecekleri konusunda emin değilim. O nedenle seçim şartıyla kurulacak bir AK Parti azınlık hükümetinin şansını daha yüksek görüyorum.

AK Parti ile CHP'nin ikinci buluşması, ilkinde olduğu gibi nezaket ağırlıklı olmayacak. İki tarafta görüşmeye gayet ciddi bir şekilde hazırlanıyor. İyi olan tarafı, 'kalkmamak üzere' oturuyorlar masaya. Yani gözleri saatlerinde olmayacak.

AK Parti-CHP koalisyonunun önündeki ciddi sorunlara gelince;

1- Kılıçdaroğlu, Başbakan Yardımcısı olarak koalisyonda yer almadığı taktirde, karar alma süreci yavaşlayacak. Ortak hükümette oluşan sorunlara hemen müdahale etme imkanı olmayacak. ANAYOL'da Tansu Çiller hükümete girmemiş, DYP'yi Başbakan Yardımcısı Nahit Menteşe temsil etmişti. Bu formül denendi, ama çare olmadı.

2- 17-25 Aralık dosyaları. Dört bakanla ilgili dosyalar gündeme geldiğinde CHP ne yapacak? Biraz araştırdım;
CHP, koalisyonun devamı için AK Parti ile birlikte hareket eder mi? Hayır
. Koalisyonun zarar görmemesi için milletvekillerini serbest bırakır mı? Ona da hayır. “
CHP, 17-25 Aralık'ın hesabının sorulması için destek verir
”. Bu durum, büyük umutlarla kurulan ANAYOL'u hatırlatıyor. Refah Partisi, Tansu Çiller hakkında TOFAŞ ve TEDAŞ komisyonlarının kurulmasını istemişti. Gözler koalisyon ortağı Mesut Yılmaz'ın üzerindeydi. ”Çamurun üstünde oturmam” dedi. Çiller aleyhindeki dosyalara destek verdi. Çiller sırtından hançerlendiğini düşündü. ANAYOL çöktü.

Dört bakanla ilgili iddialar, seçim sürecinde AK Parti'ye vereceği zararı verdi. Şimdi bir de yeni hükümet kurma çalışmalarını bloke etmemesi lazım. Başbakan bu konuda bir açılım yaptı. ”
Ben dahil hiç kimse layüsel değildir. Herkes hesap verir
” dedi.

Eğer ortak hükümet konusunda bir irade belirirse, onun formülü bulunur. 17-25 Aralık dosyaları koalisyonun değil, Meclis'in işi olarak görülür.

Bir de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konumu var. CHP, Cumhurbaşkanı'nın Anayasal sınırlara çekilmesini talep etmişti. Ancak CHP, Cumhurbaşkanı konusunu koalisyonun işi olarak görmüyor.

CHP'de, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendileriyle koalisyon kurulmasını istemediğine dair bir kanaat var. Bunu AK Parti ile CHP'nin olumlu bir görüşme yaptıkları gün, Cumhurbaşkanı'nın CHP'ye yönelik eleştiriler yöneltmesine bağlıyorlar.

Kılıçdaroğlu, bu durumda Cumhurbaşkanı ile Başbakanı ayrıştıran bir açıklama yaptı. Koalisyona Erdoğan'ın değil, Davutoğlu'nun karar vereceğini savundu.

CHP'nin stratejisi doğru değil. Erdoğan'la Davutoğlu'nu ayrıştırarak sonuç almaları mümkün değil. Çünkü Erdoğan demek, AK parti demek, Ak Parti demek Erdoğan demek. AK Parti, Erdoğan'a rağmen karar almaz. Davutoğlu, her konuşmasında Cumhurbaşkanı konusundaki hassasiyetini ortaya koyuyor; “
Cumhurbaşkanımızın meşruiyetini ya da makamının saygınlığını tartışmaya açmak baştan koalisyon müzakerelerini saboteye dönüştürür
.”

Davutoğlu'nun tavrı, “
Erdoğan olmadan asla
!” ya da “Erdoğan istemeden asla!” diye yorumlanabilir.

Eğer, bir AK Parti-CHP koalisyonu kurulacaksa, bu, Erdoğan'a rağmen kurulamaz. Erdoğan da istediği taktirde kurulabilir.

AK Parti-CHP koalisyonunun önündeki mayınlı alana dikkat çekmek istedim.

Yazının sonunda tekrar iyimserlik şapkamı takacak olursam, konuştuğum CHP yöneticileri, ”Bizim için taksimetre yeni çalışmaya başlıyor. Biz, masadan kalkan taraf olmayacağız” diyorlar.
#koalisyon
#ak parti
#chp
#erdoğan