Darbe mevzuatı Meclis’e geliyor

04:0024/02/2016, Çarşamba
G: 13/09/2019, Cuma
Abdülkadir Selvi

Meclis'te Başbakanın makamına çıkan merdivenlerin başında bekliyorduk. Ancak Başbakan'dan önce bir sahne vardı. Anlatmam lazım. Başı yazmalı, şalvarlı bir grup kadın Başbakan'la Meclis'in merdivenlerinde fotoğraf çektirmişler, sevinç içinde gidiyorlardı. Nur yüzlü kadınlardı. Başlarındaki beyaz tülbentleri temiz yüzlerine o kadar yakışmıştı. Demirel'in, ”
Eli nasırlı, kasketli, şalvarlı, benim halkım”
dediği Anadolu'nun saf ve temiz insanları…


Başbakan Davutoğlu'nu beklerken, reformların koordinasyonundan sorumlu Başbakan Yardımcısı Lütfü Elvan'la ayaküstü bir sohbetimiz oldu. Darbe döneminden kalan anti demokratik yasalarla ilgili çalışmanın ne durumda olduğunu sorduk. “

Biz çalışmamızı tamamladık”

dedi.



Türkiye'nin demokratikleşme çıtasının yükselmesi ve darbe dönemi hukukunun mevzuatımızdan ayıklanması açısından bu çalışma çok önemli. Çünkü her darbe döneminde sadece Anayasa yapılmamış, darbe hukuku yasalara, yönetmeliklere gizli ya da açık genelgelere işlenmiş.



Zaten “darbe hukuku” buradan doğuyor. EMASYA'nın kaldırılması, darbelere gerekçe olan TSK İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesinin ilgasıyla bu yönde önemli adımlar atıldı. Ama sistemli bir temizlik yapılamadı. Başbakan Davutoğlu 1 Kasım seçimlerinden sonra muhalefet liderleriyle görüşmesinde bu konuyu da gündeme getirmiş ve muhalefet partilerinden destek istemişti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, darbe hukukun ayıklanması yönünde bir çalışma yapacaklarını söylemesi üzerine Davutoğlu, ”Bizdeki çalışmayı da size iletelim. İktidar ve muhalefet ortak bir çalışma yapabiliriz” demişti. İki lider mutabık kalmıştı. Başbakan'ın MHP'yi ziyaretinde de bu konu gündeme gelmiş, Bahçeli, olumlu bir yanıt vermişti.



Türkiye'nin yüzde 90'ını temsil eden üç partinin lideri olumlu baktığına göre geriye ne kalıyor? Liderler olumlu yaklaştı ama süreç o noktadan işlemeye başlamadı. TBMM'de Anayasa Uzlaşma Komisyonu kuruldu. Komisyonun geçen haftaki toplantısında CHP sürpriz bir öneri ile geldi. Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun adının, ”

Türkiye'yi darbe Hukukundan Arındırma”

komisyonu olmasını önerdi. Başkanlık sisteminin tartışılmasını da kırmızı çizgisi ilan edince, masa devrildi.



Başbakan Davutoğlu ve TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın komisyonun tekrar toplanması yönündeki çağrıları şu ana kadar karşılık bulmadı. Ancak Başbakan dün AK Parti grubunda yeni bir çağrı yaptı.



Başbakan'ın muhalefete çağrısı iki ayaktan oluşuyor.



1- Yeni Anayasa için uzlaşma komisyonunun çalışmalarına devam etmesi.



2-Darbe hukukunun mevzuatımızdan ayıklanması için ayrı bir komisyon kurulması.



CHP, Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun adının bile değiştirilmesini önerecek kadar darbe hukukunun ayıklanması konusunda istekli. Ancak onlar bu işin Uzlaşma Komisyonu bünyesinde yapılmasını istiyorlar. Meclis'i dikkatli bir şekilde takip eden gazetecilerden biriyim. Bu Meclis'in sabahlara kadar çalışıp Anayasa değiştirdiğine, kavgalı gürültülü bir şekilde yasalar çıkardığına çok tanık oldum. Seçimden yeni çıkıldığı için Meclis'in olağanüstü bir yoğunluğu yok. O nedenle iki ayrı komisyon kurulup, hızla yol alınabilir. Çünkü ülkemizin hem yeni Anayasaya hem de darbe yasalarının ayıklanmasına ihtiyacı var. Hem Anayasa'da yeterli ilerleme sağlanamazsa en azından darbe mevzuatındaki değişiklik başarılmış olur. Biri diğerine mani değil. İlla da tek komisyon çalışsın demek, arabayı atın önünü koşmak demek olur. Ama niyet üzüm yemek değil bağcıyı dövmekse o başka.



AK Parti darbe hukukunun ayıklanası konusunda iki aşamalı bir çalışma yaptı.



1-Darbe döneminde çıkarılan yasa ve Kanun Hükmünde Kararnameler



2-Darbe dönemleri dışında çıkarılan ama anti demokratik hükümler içeren yasa ve Kanun Hükmünde Kararnameler.



Sadece değiştirilmesi ya da tamamen lağvedilmesi gereken maddeler belirlenmemiş, maddeler yeni şekliyle düzenlenmiş.



Daha önce Başbakan Yardımcısı Lütfü Elvan'la konuşmuştum. Yönetmelik ve genelgeler yer alan anti demokratik hükümler daha önce ayıklanmış. 2007'de 1085 genelge kaldırılmış, 2010 yılında ise 17 gizli genelge lağvedilmiş. O nedenle hükümet yasalar üzerinde yoğunlaştı. Başbakan Davutoğlu gelinen son aşamayı açıkladı: ”Oluşturduğumuz çalışma heyeti, darbe döneminde yasalaşan 457 kanun ile 35 Kanun Hükmünde Kararnameyi taramış ve yapılması gereken değişiklikleri belirlemiş bulunuyor. Ayrıca aynı heyet, darbe dönemi haricindeki kanunlarda yer alan antidemokratik hükümleri tespit etmek üzere 855 kanunu da taramış durumda.”



Bu çalışma Başbakan Yardımcısı Lütfü Elvan'ın başkanlığında Adalet, İçişleri, Kültür ve Turizm, Milli Savunma ve AB Bakanlığı ile Genelkurmay temsilcilerinin yer aldığı bir komisyon tarafından yapıldı.

Darbe dönemlerinde çıkarılan yasal düzenlemelerle ilgili birkaç örnek vermek istiyorum.



-Yabancı memleketlerde görev yapan Türk asıllı memurlara sosyal yardımların yapılabilmesi için aranan şartlardan birisi de 27 Mayıs darbesine sadakat.


Ya da sıkıyönetim dönemlerinde siyasi partilerin faaliyetlerinden dolayı Askeri Mahkemelerde yargılanmaları.


Bunu şaka sanmayın. Ünlü televizyoncular Mehmet Ali Birand ile Erhan Akyıldız yaptıkları haberlerden dolayı askeri mahkemede yargılanmışlardı.



1402 sayısı Sıkıyönetim yasası kapsamında birçok aydının üniversitelerle ilişiği kesilmişti. Sıkıyönetim bitti ama hala mevzuatımızda Sıkıyönetim komutanlarının yaptıkları uygulamalardan dolayı yargılanamayacağı hükmü mevzuatımızda duruyor.


Tabi hepsi böyle sert düzenlemeler değil. Her komutana bir askeri yaver verilmesi ya da atlı birliklerde her ata bir bakıcı tayin edilmesi de yine mevzuatımızdaki yerini koruyor.


Başbakan CHP olmak üzere muhalefet partilerine döndü ve ortak bir komisyon kurulması yönünde çağrı yaptı. CHP, darbe dönemi mevzuatının ayıklanmasını yeni Anayasanın yapılması ve Uzlaşma Komisyonu masanın devrilmesi kadar önemsediğine göre, Başbakan'ın bu çağrısına sessiz kalmayacak demektir.



Çünkü bu Anayasa değişikliği değil. AK Parti Mart ayında değişiklik teklifini Meclise sunacak. Milletvekili sayıyı fazlasıyla yetiyor. CHP, destek vermese de AK Parti bunu Meclis'ten geçirir. CHP destek verirse başarıda bir payı olur.

Yarın meydanlarda söyleyecek bir sözü olur.

Yok eğer destek vermezse hasenat tamamen AK Parti'nin hanesine yazılır. Şans bir kez daha CHP'nin kapısını çaldı.


#Darbe mevzuatı
#erdoğan
#ak parti
#Sıkıyönetim yasası
#chp
#Yeni Anayasa