Başbakan hangi sözü verdi

04:0014/10/2015, Çarşamba
G: 13/09/2019, Cuma
Abdülkadir Selvi

10 Ekim bir milat oldu.1 Mayıs 1977 Taksim bir milat olduğu gibi.Uludere'den sonra AK Partili bir yetkili, ”7 Şubat MİT krizi ve Uludere devletin karşılaştığı en ağır travmalardı” demişti.Ankara Garı ise yeni travmamız oldu.Gün geçtikçe acılar derinleşiyor.Ama gün geçtikçe soruşturma ilerliyor.Dün Çankaya Köşkü'ndeydik.Başbakan, patlamanın olduğu Ankara Garı'nın önüne eşi ve bakanlarıyla birlikte ölenlerin anısına karanfil bıraktıktan sonra gelmişti.Davutoğlu, kendi döneminde böyle bir acının yaşanmasından

10 Ekim bir milat oldu.

1 Mayıs 1977 Taksim bir milat olduğu gibi.

Uludere'den sonra AK Partili bir yetkili, ”7 Şubat MİT krizi ve Uludere devletin karşılaştığı en ağır travmalardı” demişti.

Ankara Garı ise yeni travmamız oldu.

Gün geçtikçe acılar derinleşiyor.

Ama gün geçtikçe soruşturma ilerliyor.

Dün Çankaya Köşkü'ndeydik.

Başbakan, patlamanın olduğu Ankara Garı'nın önüne eşi ve bakanlarıyla birlikte ölenlerin anısına karanfil bıraktıktan sonra gelmişti.

Davutoğlu, kendi döneminde böyle bir acının yaşanmasından dolayı çok etkilenmiş.

Kan anonslarının yapıldığı sırada oğlu ile kızı, "baba kan anonsu yapılıyor. İhtiyaç varsa biz de kan vermek istiyoruz” diye gelmişler kendisine.

Başbakan, ”Bu olay faili meçhul kalmayacak” dedi.

Geçmişte Başbakanların, Bakanların “Namus sözü” verdiklerine tanık olduk.

Erdal İnönü ve İsmet Sezgin, "Uğur Mumcu suikastını aydınlatmak devletin namus borcu" demişlerdi.

Devletin namusu ne oldu bilmem ama Mumcu suikastı aydınlatılamadı.

Ama bu kez durum farklı. Bu söz “Davutoğlu sözü.”

Bu kez devleti yöneten zihniyet farklı.

Cizre'de Hacı Lokman Birlik'in cesedini bir aracın arkasına bağlayan iki kişi açığa alındı.

90'lı yıllarda bölgeye giden bir gazeteci arkadaşım anlatmıştı.

Bölgede operasyonlara giren bir görevli, dolabını açıp, gururla operasyonda öldürdüğü teröristlerin kulaklarından oluşturduğu koleksiyonunu göstermiş.

Bu kez 90'ların devleti yok.

Tunceli'deki çatışmada ölen teröristleri Malatya Adli Tıp'a askeri helikopterle götürüp ailelerine teslim eden bir devlet var.

Hacı Lokman Birlik'in cesedini aracın arkasında sürükleyenleri açığa alan devlet var.

Başbakan, Hacı Lokman Birlik konusunda ilgilileri, ”Raporda bir filtre istemiyorum” diye uyarmış.

Şimdi sırada Ankara patlaması var.

Başbakan, müfettişlerin çalışması tamamlandıktan sonra sorumlular hakkında gereken işlemin yapılacağını söyledi.

Söz Davutoğlu sözü, biz de takipçisiyiz.

Gazetelerin Ankara Temsilcileri olarak tam 1 saat 40 dakika boyunca Başbakan Davutoğlu ile Ankara'daki patlamayı konuştuk.

“İki iz üzerinde yürüyoruz” dedi Başbakan. Ömer Çelik, ”Kokteyl, melez” deyince, başıyla onayladı. “Eylemcilerin, bombaları, biri çanta içinde diğeri yelekle getirdiğini” anlattı.

Eylemde Suruç'takine benzer bomba düzeneğinin kullanılması ve başka bazı belirtiler patlamanın ardında IŞİD'in olduğunu gösteriyor. Canlı bombalar IŞİD. Ama işin planlama boyutunda iki örgütün işbirliği üzerinde duruluyor. ”İki iz” iki ayrı örgütü işaret ediyor. Biri IŞİD belli peki ya diğeri? PKK' mı, DHKP-C mi, Suriye Muhaberatı mı yoksa bilmediğimiz başka bir örgüt mü?

Bunlar birbirine düşman örgütler değil mi? Ama görüyoruz ki Türkiye'ye saldırı söz konusu olunca, 20 Temmuz'dan sonra IŞİD Suruç'ta, PKK Ceylanpınar'da DHKP-C İstanbul'da aynı anda düğmelerine basılmış gibi harekete geçmişlerdi.

Üç örgütü aynı anda Türkiye'ye saldırtan irade, eylem birliği yapmalarını mı sağlamıştı? Türkiye yeni bir terör dalgası ile karşı karşıya.

Canlı bombalardan birinin kimliğinin tespit edilmek üzere olduğu yönünde sinyaller alıyorum. Başbakan, ”DNA örtüşmesi anlamında bir ilerleme var” dedi. Daha önce bomba eğitimi görmüş olan bir IŞİD militanı üzerinde duruluyor. IŞİD'in canlı bomba eylemi için hazırladığı 15 erkek 6 kadın militanının varlığı biliniyor. Canlı bombalar erkek olduğu için onların üzerinde duruluyor. Canlı bombaların birkaçı yabancı uyruklu.
İçlerinde yabancılarla evlenip,
soyadını alanlar da var.

Başbakan, Ankara patlamasının seçime endeksli bir tarafının olduğunu göz ardı etmiyor.

“7 Haziran seçimleri öncesindeki eylemler HDP'nin barajı aşmasına dönüktü. Şimdiki eylemler ise AK Parti'nin tek başına iktidar olmasını engellemeye dönük”
dedi
.

7 Haziran'dan önce Adana ve Mersin'deki HDP teşkilatlarına çiçek saksıları içinde bombalar gönderilmişti. Diyarbakır mitinginde bomba patlamıştı. Kimine göre Diyarbakır mitinginde patlayan bomba ile HDP, Türkiye genelinde birkaç puan yükselmişti.

7 Haziran'dan bu yana AK Parti oylarında bir gerileme yok. Yüzde 42'den başlayıp, 43.8'e kadar çıktı. Patlamadan önce ciddi bir kamuoyu şirketinin araştırmasında AK Parti yüzde 44 çıktı. Henüz raporlaması yapılırken konuşmuştum. Bir yükseliş eğilimini gösteriyordu.

Ne tek başına iktidar, ne barajı aşmak ne de yükselen oylar hiçbirisi ama hiçbiri Ankara Garı'nda hayatını kaybeden insanlarımızın tırnağına değmez. Ama terörü bir yöntem olarak kullananlar bunu hesap etmiyor. Onların “İnsan” diye bir hassasiyeti yok. Türkiye'yi darbeye sürüklemek için 1980 öncesinde resmi rakamlarla 5600 gencimiz katledilmedi mi?

Başbakan, patlamadan sonraki süreci ikiye ayırdı.

Birinci aşama travmatik aşamaydı
. Toplum olarak çok iyi bir sınav verdik. Birilerinin Türkiye'yi
kaosa
sürükleme planlarına fırsat vermedik” dedi. Ekledi; ”Birinci teşekkürüm ve taziyem ailelere. Aileler cenazeler üzerinden kaos üretmek isteyenlere fırsat vermedi.”

Davutoğlu ikinci aşamayı ise 1 Kasım seçimlerine kadar olan süreç olarak tarif etti. ”Ülkeyi suhuletle seçime götürmeliyiz” dedi. Ülkeyi hem seçime götürmeliyiz hem de Türkiye Cumhuriyeti'nin başkentinde canlı bomba eylemi yaptırarak bize mesaj verenlere biz de sandıktan güçlü bir irade çıkarmak suretiyle ders vermeliyiz.

Başbakan'la görüşmede CHP lideri Kılıçdaroğlu ile görüşmesine ilişkin sorular da sorduk. Kılıçdaroğlu'nun desteğinden dolayı memnun. Görüşme sırasında CHP liderine, ”
Teröre karşı açıklama yaparken benim sağımda CHP'li solumda MHP'li Başbakan yardımcıları olsa, bir yerde de HDP'li bakan olsaydı ne kadar iyi olurdu
” demiş.

11 Mart 2004 tarihiydi. İspanya'da seçimlere 3 gün kalmıştı. Madrid Tren Garın'da patlamalar oldu. 191 kişi hayatını kaybetti. İspanya'da liderler işbirliği yaptı, milyonlar sokağa döküldü. Siyasetin güç birliği ve halkın tepkisi karşısında ETA silah bırakmak zorunda kaldı.

Türkiye'de seçimlere 21 gün kala Ankara Garı'nda canlı bombalar patladı. 97 kişi hayatını kaybetti. Teröre karşı milyonlar sokağa dökülemedi. Davutoğlu-Kılıçdaroğlu dışında liderler bir araya gelemedi. Ortak bir deklarasyon bile yayınlanamadı.

Farkı farkedin istedim.
#ankara saldırısı
#canlı bombalar
#Davutoğlu