Deniz Baykal bu defa Meclis'in en yaşlı vekili sıfatıyla ilk oturumu yönetti.
Lala, kaderin cilvesi dedikleri bu mu ola?
Söylemesem olmaz, geçici başkan olan Baykal'a papyon yakışmıştı.
Papyon hakkında karar verebilirim ama daimi başkanın kim olacağına vekiller karar verecek.
Üç partinin adayları belli.
HDP'nin gösterdiği aday, Dengir Mir Mehmet Fırat.
Eski AK Parti milletvekili.
CHP'nin adayı, Deniz Baykal.
Eski genel başkan.
MHP'nin adayı ise Ekmelettin İhsanoğlu.
Daha romantik söyleyişle İhsan-ı Ekmel.
Onun da 'eski' bir yanı var. (Aslında çok var da, sadece bir tanesi konumuzla ilintili.)
CHP'nin önerisi ve diğerlerinin desteğiyle Cumhurbaşkanı seçiminde “çatı aday” olarak yarışa girmişti malûm.
*
Bu tabloya baktığımızda, 'eski' ve 'yeni' yanlarını da dikkate alarak rahatlıkla söyleyebiliriz ki hangisi başkan seçilirse seçilsin, aslında hepsi aynı harmandan.
Fakat henüz AK Parti'nin kimi aday göstereceği kesinlik kazanmadı.
İlk turda hangisinin ne kadar oy alacağı şimdiden belli.
Dengir Mir Mehmet Fırat, tıngır mıngır 80 oy alır.
Ekmelettin Bey de helalinden 80 oyu ikmal eder.
CHP ve AK Parti adayları da vekil sayısına göre oy alacaktır büyük bir sürpriz olmazsa.
Yarışın galibi, son turda belli olacak hayırlısıyla.
Asıl meraka değer husus, Meclis Başkanlığı'ndan ziyade, koalisyonun nasıl şekilleneceği.
Kılıçdaroğlu'nun yüzde 25'lik oyla başbakanlığı hararetle istemesi, yüzde 60'lık bloktan bahsetmesi, sonra Devlet Bahçeli'nin terslemesi…
Buna rağmen Kılıçdaroğlu'nun başbakanlığı Bahçeli'ye takdim etmeye çalışması ve yine terslenmesi...
Bütün bu çırpınışlar gösteriyor ki Kılıçdaroğlu kendini yüzde 60'lık seçmen kitlesinin lideri sanmakta.
Ve her ne şekilde olursa olsun, en yüksek oyu alan AK Parti'nin hükümet kurmasına engel teşkil edecek bir planı devreye sokmak niyetinde.
*
Neylersiniz ki o sıkça tekrarlanan oy oranları, basit birer rakamdan ibaret değil.
Milyonlarca seçmenin oylarını temsil ediyor her biri.
Halkın tercihlerini büyük bir işgüzarlıkla yok sayma telaşı, yine hüsranla sonuçlanacak.
Kendi elinde olmayan başbakanlığı başka birine hediye ya da rüşvet gibi vermeğe kalkmak, çocukça değilse necedir?
Önümüzdeki günler, haftalar çok şenlikli geçecek, hazırlıklı olun.
Ankara'da yerleşik bir alışkanlık vardır. Birinin ismi yazılırken, soy ismi büyük harfle yazılır.
Şayet bir istisna yapmak gerekirse, bence Devlet Bahçeli'nin ismini büyük harfle yazmak münasiptir.
Bütün siyasi gözlemcilerin ısrarla vurguladıkları bir husus da belki böylece vuzuha kavuşur.
Derler ki o gözlemciler, “Son derece kritik zamanlarda Devlet Bey öyle bir karar alır, öyle bir açıklama yapar ki, bütün düğümler çözülür.”
İşte önümüzdeki süreçte, koalisyon kurma veya tekrar seçime gitme seçeneklerinden biri yönünde ilerleme kaydedilecekse, burada Devlet Bey'in kararları etkin olacaktır.
DÜNYANIN EN GARİP YEMİN METNİ
Vekiller yemin ederken, kim ne kadarını izledi bilinmez ama dikkat çeken bir noktaya temas etmeden geçmeyelim.
Yemin metnini ezbere okuyana rastlamadık.
Sebep belli: Çok garip bir metin o.
Her seçim sonrasında aynı sahne tekrarlanıp duruyor.
*
Ve yeni bir anayasa ile yeni bir yemin metni hazırlanmadan da bundan kurtulamayacağız.
İstiklal Marşı'nı baştan sona ezberleyen, Sakarya Türküsü'nü sular seller gibi okuyan milletvekilleri bile, üç beş satırlık yemin metnini ezbere okuyamıyorlar.
Defalarca okumuş olmaları gerekirken, hepsi kâğıda bakıyor.
Yeryüzünde bu kadar karmaşık bir yemin metni var mıdır?
Ben sanmıyorum; siz sanıyorsanız yahut biliyorsanız, lütfen bildirin.
Düzgün okuyamadığı için tekrarlatılan vekillere de asla yüklenmeyin; haksızlık yapmış olursunuz.
Ortada öyle bir yemin metni varken, takılmak ve hata yapmak gayet normaldir.