|
Artık güvercinlerimizi geri istiyoruz...

Aslında hepimiz bu ülkeyi sevdik, hem de çok sevdik. Ama beynimize kurulan ''kin tuzakları'' yüzünden, en çok bu ülkeye ve bize zulmedenlerden gurur duyar hale geldik…

Eli kanlı vatan sevdalılarını, bu ülkeye gerçekten sevdalananlara, Türkiye''nin bütün dünyada başını dik tutması için hayatını ortaya koyanlara tercih eder olduk…

Kuşları barındırmak için vakıflar kuran bir medeniyetin çocukları, “güvercinlere dokunmaz” diye övünüyorduk, ama sonunda güvercinleri de vurduk, üstümüz başımız kan oldu…

Yıllarca, bu coğrafyada hayat bulan değişik dillere, değişik ırklara, değişik inançlara mensup ''gökkuşağı medeniyeti''nin çocuklarının yüzünde güller açtı, dilinde her dilde türküler çınladı…

Lakin şimdi, bu toprağa sevdalı çocuklarımızın beynine kurşunlar sıktık, bir arada yaşama adına yıllarca bin zahmetle büyüttüğümüz güllerimizi soldurduk, güvercinlerimizi öldürdük…

Artık güvercinlerimizi, güllerimizi geri istiyoruz… Birlikte yaşama kültürümüzün en nazenin çiçeklerini kefene sarıp tabuta koysalar da, biz hâlâ bu topraklardayız ve medeniyetimizin ruhunu geri istiyoruz…

Farklı düşündüğümüz, farklı inandığımız, farklı giyindiğimiz için her köşe başında eli kanlı cellatlar pusu kursa da, biz bizi “biz” yapan değerlerimizi geri istiyoruz…

“Ulusalcı”, “şoven” duygularla ve “sahte vatanseverlik” şarkılarıyla kardeşliğimize kurşun sıksalar da, biz kökleri yüzyıllara dayanan şarkılarımızı, türkülerimizi geri istiyoruz…

Çukurumuzu kazıp, birlikte yaşama umutlarımızı çukura gömseler de, biz bu ülkede ölmeyi göze alacak kadar seven çocuklarımızı geri istiyoruz…

Hırant''la birlikte bütün değerlerimize kurşun sıktılar, ama biz onu yüzyıllarca birlikte yaşayarak biriktirdiğimiz ve hep bizim olan ''büyük sevgi''yle uğurladık.

Evet, bu topraklarda kendi kardeşlerini vurmak için fırsat kollayan ''hastalıklı'' nesiller yetiştirdik, ama şimdi kendi günahlarımızla yüzleşip yeni bir şarkıya başlamak istiyoruz. Eli kanlı katiller, her gün can evimizden vursalar da, o büyük şarkıyı söylemeye devam edeceğiz…

Hrant Dink''in eşi Rakel Dink “Sevgiliye mektup” adını verdiği konuşmasında söylediği gibi: “Çocuklarım, ailem ve sizler hepimiz acılıyız. Bu sevgi seli biraz olsun bize güç katıyor. Sevgili dostlar bugün sevgilimi, çocuklarımın babasını, ailemizin büyüğünü, sizin kardeşinizi uğurluyoruz. Bugün sessizliğin sesi ile onu uğurluyoruz.

Yaşı kaç olursa olsun, 17 veya 27 olsun, katil kim olursa olsun bir zamanlar bebek olduklarını biliyorum. Bir bebekten katil yaratan ortam sorgulanmalıdır. Onun doğruluğa olan sevgisi, şefkate olan sevgisi, dostluğa olan sevgisi onu buraya getirdi. Meydan okuyan sevgisi onu büyüttü. İnsan kendiliğinden büyük olmaz. Evet o büyük oldu. Çünkü büyük düşündü, büyük söyledi. Bugün buraya gelerek hepiniz büyük düşündünüz. Sessizce büyük konuştunuz, siz de büyüksünüz. Bugünle kalmayın, bugünle yetinmeyin. Hangi karanlık unutturabilir sevgini? Sevdiklerinden ayrıldın, dostlarından ayrıldın, çocuklarından ayrıldın, kucağımdan ayrıldın, ülkenden ayrılmadın sevgilim.”

17 yıl önce
Artık güvercinlerimizi geri istiyoruz...
Yerli ve milli olmak
Yasakmış
Türkiye’de din ve Diyanet algısı-II
Derin cinayetlerdeki kritik eşikler
Reis’le hesabın varsa Reis’le gör Reisçilik kisvesine bürünmeden!