Evlenmek isteyenleri ekran şovunun bir parçası haline getiren ve 'mahramiyeti ortadan kaldıran' evlilik programları isyan ettirdi. Ekrandaki aldatmaca programların kaldırılması yönünde görüş bildiren sosyolog ve aile danışmanları, evliliği zedeleyen programlara dur denilmesini istedi.
Çeşitli televizyon kanallarında 'evlendirme' bahanesiyle bir araya getirileninsanların şovların bir parçası haline getirilmesi büyük eleştirilere neden oluyor. Önceki gün ekranda yaşanan bir rezalet, evlilikleri oyuncak eden programların artık ekrandan kaldırılması gerektiği konusunda uzmanları birleştirdi. Zengin bir iş adamı kimliğiyle bağlanıp erkek adaya talip olduğunu söyleyen adamın şovu tepkilere neden oldu.
Ekin TV ekranlarında yayınlanan evlendirme programı 'Selvihan Madenoğlu ile Dünya Evi'nde zengin olduğunu söyleyen bir kişi programa telefonla bağlandı ve kadın yarışmacılar yerine erkek yarışmacıya talip olduğunu açıkladı. Önce olayın şaka olduğunu sanan sunucu Selvihan Madenoğlu, telefondaki kişinin Hollanda'da yaşadığını, bu tür evliliklerin Hollanda'da serbest olduğunu söylemesi üzerine telefonla bağlanan kişiyi hattan aldı. Seyirciler ve programa katılan adaylar uzun süre şoku atlatamadı. Yaşanan bu son olaydan sonra artık bu programlara bir son verilmesi gerektiğini söyleyen avukat Sevda Şahin, programlara açılan davalarla yakından ilgileniyor.
Kadın ve genç kız sığınma evlerinde aktif olarak görev yapan hukuk danışmanı Avukat Sevda Şahin, "Toplumun çekirdeğini oluşturan aileyi hedef alan bu programlar bir an önce yayından kalkmalı. Anayasamıza göre, devletin asli görevi bireyi ve toplumu korumaktır. Bu da kişi hak ve hürriyetleri ana başlığı altında güvence altına alınmıştır. Ayrıca bu programlar toplumun sosyopsikolojik yapısını da bozuyor. Tamamen fantazi üzerine kurulu, insanların ne söyleyeceğine programı sunan kişinin karar verdiği ve samimiyetin olmadığı bir ekran şovu izliyoruz. Artık RTÜK devreye girmeli" dedi. Şahin ayrıca teşhir amaçlı yayınlanan bu programların bir an önce kaldırılması için RTÜK'ü ve savcıları göreve davet etti. Programların kişilik haklarını da zedelediğini söyelen avukat, bu davanın peşini bırakmayacağının da altını çizdi.
Davranış Bilimleri Uzmanı Ayşe Yardımcı televizyon aracılığıyla evlenip, pişman olanlara danışmanlık yapıyor. Yardımcı konuyla ilgili "Ekranda yapılan evlilikler sağlıklı değil. Anlık bir etkilenme neticesinde evlenmeye karar veriyorlar ama kriterler sağlıklı değil. Yöntem yanlış olduğu için sağlıklı bir evlilik beklemek de yanlış. Ekranda bir göz boyama var, herkes olduğundan farklı gözüküyor" şeklinde konuştu. Programları bir profesyonel göz olarak takip ettiğine de değinen Yardımcı sözlerine şöyle devam etti: "Televizyonlardaki evlilik programlarını güvenli bulan insanlar var. Dolandırıcı olsa ekrana çıkamaz diye düşünüyorlar. Ama bu büyük bir yanılgı. Gerçek niyet evlenmek değil herkes kendini gösteriyor. Ve bunlar evlilik kurumunu zedeliyor. Bu programlar şu haliyle faydadan çok zarar verdiği için yayından kaldırılmalı."
Daha önce farklı kanallarda yayınlanan evlilik programlarını eleştiren Aile Danışmanı Arif Özutku, "Evlilik programlarında insanlar on günde birbirlerini tanımadan, güya evleniyorlar. Aynı durum bazı gazetelerin köşelerinde de yer buluyor. İnsanlar sorunlarını yazıyor, uzmanlığı meçhul kişiler yorum yapıyor. Başta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın, hatta çocukları da etkileyeceği düşünülürse Milli Eğitim Bakanlığı'nın da bu konuda çalışma yapması yerinde olacak" şeklinde konuştu. Özutku sözlerine şöyle devam etti: "Bu programlar reyting uğruna değerleri hiçe sayan insanlar tarafından yapılıyor. Neticede bu olayların toplum yapısına zararları da istatistiklerde ortaya çıkıyor. Boşanma oranları yüzde 2'den yüzde 4'e ulaşmış. Bunu görmüyor insanlar. Bu tür programlar aile kurma yerine boşanmayı teşvik ediyor. Eşler arası sevgi, saygı, hoşgörü ile mahremiyet ve birbirini anlamanın olmadığı yerde aile mefhumundan bahsetmek de ne yazık ki imkansız."
Evlilik Psikoterapisti ve Psikiyatrist Doç. Dr. Armağan Samancı ise bu programların kolay kolay yayından kalkmayacağını düşünüyor. Yayınlanmaya devam edecekse yeni etik kodlar yazılmalı diyen Samancı "Evlilik proramları bireylerin uyuşabilirliğini dışlayıp insanları sadece maddiyata yönlendiriyor. Bu evlilikte eksik bir eşleştirme yöntemi. Bu programlar yüzünden evlilik giderek ticarileşiyor ve bu kurumun anlamı da kayboluyor. Ekranda bireylerin birbirine güven duyduğu sistem yerine bir şov sunuluyor" değerlendirmesinde bulundu. Samancı ayrıca, "Aslında amaç evlenmek isteyen insanlara yardım etmek değil, o insanları popülariteye kurban etmek. Ben bunu evdeki yemeği bırakıp fast food yemeye benzetiyorum. Evlilik kararı o kadar hızlı alınmaz, insanlar olgunlaşarak yan yana gelmeli. Aşırılıkları ve topluma olumsuz mesaj vermeleri yönünden eleştirilebilecek programların yayından kaldırılması zor gibi duruyor. En azından kaldırılmayacaksa bile yeniden belli etik kodların yazılması lazım. Olay sadece o programa katılanları değil ekran başında izleyen herkesi de etkiliyor. Sanki bir terapistin odasında toplu terapi yapılıyor gibi insanların mahrem hayatları da orta yere seriliyor" dedi.