Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Son Dakika
657'liler Ailesi
Ankara'da Şafak
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Okur Sözcüsü
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

İpekçi suikastı zanlısı ve Papa'ya suikast girişiminin arkasındaki isim olduğu belirtilen Yalçın Özbey de Belçika'da ortaya çıktı. Kırmızı bültenle aranan Özbey'in Türkiye'ye iadesi isteniyor

Abdi İpekçi ve Papa İkinci Jean Paul'e yönelik suikast girişimlerine adı karışan Yalçın Özbey, Belçika'da tutuklandı. Terörist Fehriye Erdal'ın kaçışı ile zor duruma düşen Belçika, şimdi de İpekçi suikastı zanlısı Yalçın Özbey konusunda ne yapacağını tartışıyor. Özbey hakkında Türkiye'nin 1999'da çıkarttığı kırmızı bülten ve iade istemi hâlâ geçerliliğini koruyor.

SUİKAST DEĞİL HIRSIZLIK TUTUKLATTI

Belçika'nın önde gelen Flaman gazetelerinden De Morgen'in, Yalçın Özbey'in tutuklandığını duyurmasının ardından bir açıklama yapan Federal Savcılık, Özbey'in 4 Mart'ta hırsızlık nedeniyle tutuklandığını doğruladı. Rumen mafyasıyla iş yaptığı belirtilen Özbey'in, otoyollarda geceleyen kamyonları soyan mafyanın çalıntı mallarını alıp sattığı kaydedildi.

FEHRİYE GİBİ KAÇIRILABİLİR Mİ?

4 Mart'tan bu yana Brüksel'deki Forest Hapisanesi'nde tutuklu olduğu belirtilen Özbey'in Türkiye'ye iade edilip edilmeyeceği tartışılmaya başlandı. Brüksel Savcılığı basın sözcüsü Jos Colpin, "Tutuklamanın Türkiye'nin iade istemi ile ilgisi yok. Özbey, hırsızlık yapmaktan yargılanacak" derken, Özbey'in Türkiye'ye iade edilmesi olasılığı hakkında açıklama yapmaktan kaçındı. 5 Nisan'da mahkemeye çıkacak olan Özbey'in serbest bırakılarak tutuksuz yargılanmasının mümkün olduğuna dikkat çeken kaynaklar, sanığın bu suçtan en fazla 5 yıl ceza alabileceğine dikkat çektiler. Kaynaklar, terörist Fehriye Erdal'ın "göz göre göre" kaçtığını hatırlatarak, Özbey'in de yeniden kayıplara karışabileceği endişesini dile getiriyorlar.

İDAM NEDENİYLE İADE EDİLMEMİŞTİ

Belçika'nın Erdal skandalının ardından Özbey'in tutuklanmasını gizli tutması tepki çekti. Türkiye'nin Belçika nezdindeki Büyükelçiliği, dün Adalet Bakanlığı'na, Özbey'in tutuklanma gerekçesini sordu. Ankara şimdi Belçika Adalet Bakanlığı'nın yanıtını bekliyor. 1999 yılında Türkiye'nin yaptığı iade başvurusunun halen geçerli olduğu belirtiliyor. Belçika o tarihte, Türkiye'de idam cezasının halen yürürlükte olması nedeniyle bu istemi reddetmişti.

AĞCA: İPEKÇİ'Yİ YALÇIN VURDU

Papa suikastinden sonra 19 yıl cezaevinde kaldığı İtalya'dan Türkiye'ye iade edilen ve gazeteci Abdi İpekçi'yi öldürmek suçlamasıyla halen Kartal Cezaevi'nde kalan Mehmet Ali Ağca da, İpekçi'yi öldüren kişinin Yalçın Özbey olduğunu öne sürmüştü. Ağca, Roma'da Papa suikastından yargılanırken dile getirdiği bu iddiayı, daha sonra Türkiye'de çıkarıldığı mahkemede ve gazeteci Mehmet Ali Birand'a verdiği röportajda dile getirdi.

ÖZBEY: PARA VERDİM AMA VURMADIM

O günlerde yine Belçika'da yaşayan Özbey ise bu iddiayı reddederken, Ağca'ya İpekçi cinayetinden önce para yardımı yaptığını, daha sonra da Kartal Askeri Cezaevi'nden kaçırılması sırasında kullanılan arabanın kendisine ait olduğunu kabul etmişti.

Kanlı dönemin kilit ismi

Yalçın Özbey, bugüne kadar Türkiye'de hiç yargılanmadı. 1980 öncesi olaylara damgasını vuran isimlerden biri olan Özbey, Abdullah Çatlı, Oral Çelik, Mehmet Ali Ağca gibi isimlerle birlikte yasadışı eylemler gerçekleştirmekle suçlanıyor. 1983 ve 1993'te Almanya'da iki kez uyuşturucuyla yakalanan Özbey, Türkiye'ye iade edilmedi. 1997'de serbest kaldı. Aynı yıl Belçika'da yakalandı, ancak yine iade edilmeden serbest bırakıldı.

Bu sırada Emniyet Genel Müdürlüğü İrtibat Görevlisi Nail Aydın'la görüşme yaptı. Bu görüşmeye ilişkin tutanaklar

İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Oral Çelik'in yargılandığı Abdi İpekçi cinayeti davasında mahkeme tarafından resmen istendi. Ancak emniyet tarafından konuyla ilgili olmayan dosyalar gönderildi. Özbey, İpekçi davasından 20 yıla kadar ağır hapis cezası istemiyle yargılanırken, 1995'te Almanya'da iki MİT görevlisinin aldığı ifadesinin ses kayıtlarının imha edildiği ortaya çıktı. Şubat 2000'de ise İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, "Elimizde yeterli delil yok" diyerek, davanın yeniden açılmasına gerek olmadığına karar verdi.