T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
S O N   D A K İ K A 25 MART 2006 CUMARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Gönül: Kerkük'te yapılacak referandumun yasallığı tartışmalı

Kerkük'ün halen Irak'ın istikrarını etkileyen "hayati konu" olduğunu belirten Bakan Gönül, demografik yapısı tehlikeli bir biçimde değiştirilen kentte bu koşullarda yapılacak referandumun yasallığının tartışmalı olacağını belirtti.

Vecdi Gönül.
Los Angeles World Affairs Council adlı kuruluşun düzenlediği bir konferansa katılan Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Kerkük'ün halen Irak'ın istikrarını etkileyen "hayati konu" olduğunu belirten Gönül, etnik ve dini farklılığıyla bu kentin, ülkenin "küçük bir modeli" olduğunu, bu nedenle de kentin kaderinin, güvenlik ve istikrar bakımından Irak'ın kaderi için bir test niteliği taşıdığını kaydetti.

Kerkük'ün demografik yapısının tehlikeli bir biçimde değiştirildiğinin sır olmadığını ifade eden Gönül, bu koşullarda 2007 yılında kentin kaderini belirlemek üzere yapılacak referandumun yasallığının tartışmalı olacağını, Kerkük'ün kaderinin, tüm Irak halkının katılımıyla belirlenmesi gerektiğini ve bu çerçevede Türkiye'nin, Irak'ta daha fazla BM katılımını desteklediğini ifade etti.

IRAK'A TÜRKİYE'DEN 4 BİN 990 SORTİ

ABD'nin Irak Savaşı'nda Türkiye'nin gösterdiği işbirliğine işaret eden Gönül, Türk hava sahasından 4 bin 990 sorti gerçekleştirildiğini ve İncirlik Üssü'nün kullanıldığını, Irak'a asker gönderilmesi yönünde parlamento kararı çıkarıldığını hatırlattı.

Türkiye'nin Irak ile ekonomik ve ticari ilişkilerinin 2003 yılından bu yana ikiye katlandığını belirten Gönül, Irak'ın işlenmiş petrol ihtiyacının yüzde 50'sinin Türkiye tarafından sağlandığını, 2006 yılında Irak'ın elektrik ihtiyacının 4'te 1'inin Türkiye tarafından karşılanacağını, yiyecek, içme suyu, ilaç ve inşaat malzemelerinin büyük bölümünün Türkiye'den taşındığını, Irak'a insani yardım götüren 100 Türk kamyon şoförünün bu uğurda yaşamlarını yitirdiklerini anlattı.

Atatürk'ün, "yurtta barış, cihanda barış" anlayışındaki Türk dış politikası çerçevesinde Türkiye'nin, Irak'ta barış sürecini desteklediğini ve bu ülkenin toprak bütünlüğüne özel bir önem verdiğini belirten Gönül, Irak'taki farklı etnik grupların varlığı nedeniyle, ülkenin bütünlüğünün korunamamasının tüm bölgeyi ve Ortadoğu barış sürecini tehlikeye atabileceğini söyledi.

Gönül, "Bu nedenle Türk kamuoyu, Irak'taki Kürt nüfusun ayrılıkçı davranışın endişeyle bakıyor ve sorumsuzluk olarak görüyor" dedi. Gönül, Irak'ın doğal kaynaklarının tüm Irak halkına ait olduğunu, ancak Irak'ın kuzeyinin, bu kaynakları kendisinin gibi gördüğünü söyledi.

Irak seçimlerinin demokrasiye doğru atılmış büyük bir adım olduğunu belirten Gönül, "Şu aşamada sorumlu siyaset ve liderlik, başarı ile başarısızlık arasındaki farkı ortaya koyacak" diye konuştu.

Yeni Irak hükümetinin önündeki en acil konunun, anayasada değişiklik olduğunu belirten Gönül, 15 Ekim'de kabul edilen metnin, uzlaşmayı yansıtmadığını ve değişiklik yapılmazsa Sünniler'in katılımının tehlikeye atılacağını ülkenin güvenliğine ters etkisi olacağını vurguladı.

Kerkük'ün halen Irak'ın istikrarını etkileyen "hayati konu" olduğunu belirten Gönül, etnik ve dini farklılığıyla bu kentin, ülkenin "küçük bir modeli" olduğunu, bu nedenle de kentin kaderinin, güvenlik ve istikrar bakımından Irak'ın kaderi için bir test niteliği taşıdığını kaydetti.

Kerkük'ün demografik yapısının tehlikeli bir biçimde değiştirildiğinin sır olmadığını ifade eden Gönül, bu koşullarda 2007 yılında kentin kaderini belirlemek üzere yapılacak referandumun yasallığının tartışmalı olacağını, Kerkük'ün kaderinin, tüm Irak halkının katılımıyla belirlenmesi gerektiğini ve bu çerçevede Türkiye'nin, Irak'ta daha fazla BM katılımını desteklediğini ifade etti.

"PKK, IRAK'TA FAALİYET GÖSTERİYOR"

Gönül, PKK terör örgütünün Kuzey Irak'ta faaliyet göstermeyi sürdürdüğünü ve Türkiye'nin, sorumlu tüm taraflardan gereken önlemleri alarak bu konuyu çözmesini beklediğini kaydetti. Irak'ta merkezi bir hükümet yokluğu yüzünden örgütün terörist faaliyetlerini, hiçbir baskı olmadan sürdürdüğünü belirten Gönül, "Türkiye'deki görüş, Irak hükümeti ve koalisyon güçlerinin, Kuzey Irak'ta bu faaliyetleri bastırmada eşit sorumlu olduğu yönündedir" dedi.

Türkiye'nin, geçmişte ciddi sorunlar yaşadığı komşusu Suriye ile bugün bu sorunları, karşılıklı çaba sayesinde aştığını anlatan Gönül, uluslararası toplumun beklentilerinin her fırsatta Türkiye tarafından Suriye'ye aktarıldığını söyledi.

Türkiye'nin, İsrail ve Filistin ile çok güçlü ve özel ilişkileri bulunduğunu kaydeden Gönül, "Türkiye bölgede İsrail ile ekonomik, kültürel, siyasi ve askeri işbirliği bakımından en iyi ilişkileri olan ülke" dedi. Gönül, Türkiye'nin Filistin'e de somut destek sağladığını anlattı.

Filistin'de son parlamento seçimlerinin ardından Filistin halkının, müzakere yoluyla elde edilecek bir çözüm yönündeki isteğinin değişmediğine inanıldığını belirten Gönül, "Hamas'ın akılcı bir tavır alması ve hükümet sorumluluğuyla bağdaşmayan bütün terörist eylem ve söylemi bir kenara bırakması gerekiyor" diye konuştu. Gönül, Türkiye'nin, Yol Haritası kapsamında barış görüşmelerinin yeniden başlaması için gereken koşulları yaratmaya yardıma hazır olduğunu vurguladı.

NATO ile AB'nin genişlemesinin, Türkiye tarafından benimsenen değer ve ilkelerin daha geniş bir alana yayılmasına yardım edeceğini kaydeden Gönül, AB'nin Türkiye ile müzakerelere başlama kararının, Orta Asya için de siyasal ve ekonomik etkileri olduğuna dikkati çekti.

Gönül, AB'nin bu sayede bölgede barış ve demokrasiye katkıda bulunabileceğini ve yeni tehditlere karşılık vermede daha yeterli olacağını, ayrıca Türkiye'nin bölgede enerji geçiş koridorunda bulunmasının, küresel enerji güvenliğine katkıda bulunacağını anlattı.

ABD İLE İLİŞKİLERE DİKKAT ÇEKTİ

Bakan Gönül, ABD ile ilişkilerin, Türk dış politikasının temel taşlarından biri olduğunu söyledi. Türkiye'nin ABD ile ilişkilerin başka hiçbir ülkeyle ilişkisine benzetilemeyeceğini vurgulayan Vecdi Gönül, Türk-ABD askeri ilişkilerinin de en yüksek düzeyinde olduğunu söyledi.

Gönül konuşmasında, "ABD ile ilişkilerimiz, daima Türk dış politikasının temel taşlarından biri oldu ve başka hiçbir ülkeyle ilişkilerimizle karşılaştırılamaz" dedi. İki ülkenin sürekli olarak ortak değerler ve demokrasiye dayalı ilişkileri ilerletme yollarına baktığına dikkati çeken Gönül, gerçek bir stratejik ortaklık için dürüst ve kapsamlı bir diyaloğun şart olduğunu kaydetti.

"Bakanlararası ilişkiler ve askeri personel ilişkileri en üst düzeyinde" diyen Gönül, son 20 yılda Türk-ABD savunma sanayii işbirliğinin toplam 13 milyar dolara ulaştığını bildirdi.

Türk-ABD "askeri stratejik işbirliğinin", yarım yüzyıldan fazla zamandır iki ülkenin NATO üyeliğine dek uzandığını belirten Gönül, "NATO, insanoğlunun gördüğü en başarılı uluslararası organizasyon. Bu organizasyon içinde ilişkilerimiz, stratejik işbirliğinin bütün boyutlarını kapsıyor" dedi.

2. Dünya Savaşı'nın sonuyla Türkiye'nin, Avrupa'nın geri kalanıyla birlikte komünizm tehdidine maruz kaldığını, ancak bu küresel tehdide ABD'nin Marshall Planı ile karşı koyabildiğini belirten Gönül, NATO'nun kurulmasıyla da Batı dünyasının, demokrasiye karşı bu tehdide "dur" dediğini anlattı.

Türkiye ve ABD'nin, balistik füzelerin ve kitle imha silahlarının yayılmasının engellenmesine büyük önem verdiğini belirten Gönül, NATO müttefiki olarak Türkiye'nin, Ortadoğu'da geliştirilebilecek bir füze tehdidine karşı ön cephede kaldığını hatırlattı ve ABD Başkanı George W. Bush'un ulusal füze kalkanı projesinde iki ülkenin işbirliği yapmasının kaçınılmaz olduğunu kaydetti.

Türkiye Cumhuriyeti'nin, kurulduğu 1923 yılından beri kültür ve uygarlıklar arasında uzlaşmaya katkıda bulunduğunu, yakın ekonomik ve siyasal bağlarla barışı desteklediğini anlatan Gönül, bunların kısmen, Türkiye'nin laikliğe olan bağlılığı ve dini liderlerin siyasette rolünün bulunmamasından kaynaklandığını söyledi.

Tarihi olarak Doğu ile Batı arasında köprü işlevi gören Türkiye'nin, daima aracılık yaptığını belirten Gönül, Batı dünyasında bazılarının Türkiye'yi, İslami geleneğiyle görmeye eğilimli olduklarını bildirdi.

Türkiye'nin AB ile üyelik müzakerelerinin başlamasına değinen Gönül, "Yakın gelecekte Türkiye'nin AB üyeliği, tarihi trendlerin birleştiği, kültürlerin uyumlu bir şekilde birarada varolabildiği ve AB'nin ruhi dokusunu zenginleştiren bir sembol olacak" dedi.

Türkiye'nin üyeliğinin, farklı kültürler arasında uyum, hoşgörü ve barış içinde birarada varolmanın altını çizerek güçlü bir mesaj vereceğini belirten Gönül, "Son gelişmeler, birçok tehditle karşı karşıya bulunan dünyada farklı toplumlar arasında diyalog eksikliğinin varlığını ortaya çıkardı. Türkiye, dünya tarihindeki bu kritik noktada, farklı kültürler ve dinler arasında, bütün milletlerin yanlış anlamaları ve güvensizliklerini giderecek şekilde ortak bir sorumluluğa sahip olduğuna inanıyor" dedi.

"KARABAĞ İÇİN ROL ALMAYA HAZIRIZ"

Yukarı Karabağ sorununun Türkiye tarafından, bölgede barış ve işbirliğinin önündeki ana engel olarak görüldüğünü dile getiren Gönül, bu soruna barışçı bir çözümün, bölgesel işbirliğinin gelişmesine katkıda bulunacağını ve Türk-Ermeni ilişkilerini normalleştireceğini savundu.

Bu çıkmazın aşılması için üçüncü tarafların aracılığının gerektiğini ifade eden Gönül, Türkiye'nin yapıcı rol oynamaya hazır olduğunu sözlerine ekledi.

  • WASHINGTON (A.A)

    Geri dön   Yazdır   Yukarı


  • ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
    Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
    Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi