T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 16 ARALIK 2005 CUMA | ||
|
Türkiye, AK Parti ve özellikle Başbakan Tayip Erdoğan'a karşı ağır itham ve yalanlarla adını duyuran bir kişi Michael Rubin. Neocon kuşağın genç öncülerinden. Neoconların mabedi American Enterprise Institute bünyesinde ABD'den çok İsrail istihbaratına bilgi topluyor. En büyük destekçisi, The Middle East Forum'um yöneticisi olan, Campus Watch adlı örgütüyle Müslüman öğrencileri fişlemekle meşgul olan, İslam'a karşı savaşın önemli savunucularından ve doğrudan İsrail istihbaratına çalışan Daniel Pipes. Rubin, The Middle East Quarterly adlı derginin editörü, Pipes gibi isimlerden oluşan ırkçı bir gruba mensup. Larry Franklin olayında, ABD'nin İran'la ilgili gizli dosyalarını İsrail'e aktarırken deşifre olan, üstü örtülmeye çalışılan kapsamlı casusluk skandalında da Rubin'in adı geçiyor. Irak işgalinden sonra İsrail komandolarının Kuzey Irak'ta yapacağı operasyonlarda ne gibi tehditlerle karşılaşabileceğine ilişkin bilgiler de İsrail'e aktarılmış. İsrail'in istediği bu bilgileri hazırlayan ise Michael Rubin. Bütün mesaisini Türkiye'de askeri darbe provokasyonuna, iç savaş senaryolarına, Tayip Erdoğan'ın yıpratılmasına hasretmiş. Öyle iddialar ortaya atıyor ki, dışarıdan bakan Türkiye'de iç savaş yaşanıyor sanır. Patronu, yıllarca lobicilik adıyla Türkiye'nin milyonlarca dolarını hortumlayan Richard Perle gibi isimler. Türkiye'den de ekonomik siyasi destek alıyor, işbirlikçileri var. Tetikçilik yapıyor. Birileri kiralamış ve belli hedeflere yöneltmiş. Özel görevi bu, genel hedefini İsrail aşırı sağı belirliyor. Mayıs ayında düzenledikleri "Turkey: The Road to Sharia?" başlıklı sempozyumda, Türkiye'yi Ortodoks İslamcıların yönettiğini, Tayip Erdoğan'ın Türkiye'yi şeriata sürüklediğini, İran laikleşirken Türkiye'nin İslamlaştığını, Türkiye'nin bir an önce düşman kategorisine alınması gerektiğini, ABD'nin Türkiye'deki bu gidişe müdahale etmesinin zorunlu olduğunu ve Türkiye'nin AB üyeliğine destek verilmemesi gerektiğini iddia ettiler. Dahası var: Türkiye'nin artık ortak olamayacağı, terörle mücadelede birlikte çalışılamayacağı, Hamas, Hizbullah ve Iraklı direnişçilere karşı mücadele etmediği, Beşşar Esad'la, İran'la yakınlaştığı, Washington, Brüksel ve Moskova ile ilişkileri kesip İslam dünyasına yöneleceği, İslamcıların komünizm ve faşizm kadar tehlikeli olduğu gibi tuhaf hezeyanlar... Onlara göre: Türkiye ABD dışında hiçbir ülkeyle yakın olamaz. AB ile, İslam dünyası ile, Rusya ile, Asya ülkeleri ile, Afrika ile Türkiye arasında gelişecek yakınlaşma, Türkiye'nin yeni bir dış politika açılımı geliştirmesi çok tehlikeli. Açıkça söyleyemedikleri için hassas sorunları kaşımaya, iç gerilimi artırmaya, iç kavgalar çıkarmaya çalışıyorlar. Amaç eski defterleri açtırmak ve bu ülkenin enerjisini iç gerilimlere yönlendirmek... AK Parti ABD'ye karşı "Alman-Fransız-İspanyol ekseni"ne oynuyormuş, ABD'den bağımsız Ortadoğu politikası geliştiriyormuş, Atatürk'ün devleti tehlikedeymiş, bu gidişi durdurmak için askerler harekete geçirilmeliymiş, AK Parti parçalara ayrılmalıymış… Rubin, Türkiye'nin kara para cenneti olduğunu, AK Parti'nin kadrolaştığını, gizli gündemi olduğunu, Suudi sermayesi ile ayakta durduğunu öne sürerek, Türkiye'yi Hasta Adam ilan ediyor. Rubin, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın ABD ziyareti sırasında AK Parti ve Tayip Erdoğan'a yönelik öfkesini tekrarladı. National Review dergisinde yine ağır ithamlarda, aptalca değerlendirmelerde bulundu. Ona göre Türkiye-Amerika arasındaki en önemli sorun reddedilen 1 Mart Tezkeresi değil; bizzat Başbakan Recep Tayyip Erdoğan! Gizli gündemden kadrolaşma iddialarına, Kur'an kurslarından içki tartışmasına kadar aklınıza ne gelirse ele almış ve bir iç çatışma tezi işlemiş. Rubin'in yalanları neden karşılıksız kalıyor? AK Parti'den bu saçmalıklara neden bir cevap verilmiyor? Bu ne suskunluk? Biri çıkıp da "kardeşim sen neler saçmalıyorsun" diye sormayacak mı? Bu tetikçiye haddini bildirmeyecek mi? Biz, Türkiye adına bunları hazmetmekte zorlanıyoruz. Cevap vermesi gerekenler nerede?
Çok tuhaf! ABD İsrailli gençleri tutukluyor!
Tuhaf şeyler oluyor! ABD içinde İsrailliler gözaltına alınıyor! Iowa ve South Dakota'da 21 İsrailli gözaltına alındı. Operasyon devam ediyor. Rus istihbaratına dayandırılan ve Salı günü İsrail gazetesi Yediot Ahranot'a da yansıyan haberde, "genç İsrailliler"e bir yerlerden "çalışma ruhsatı" temin edildiği, bazılarının sınır dışı edildiği bazılarının ise gözaltında olduğu bildirildi. Gözlemciler, operasyonun ABD kentlerine yapılması beklenen nükleer saldırıyla bağlantısı olduğunu, "sanat öğrencisi" olarak gösterilen bu kişilerin İsrail istihbaratına mensup olduğunu, elektronik izleme, patlayıcı ve özel operasyon eğitimli aldıklarını belirtiyor. 11 Eylül'den hemen sonra gözaltına alınan İsrailli öğrenciler örneğini veriyorlar. İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad; "Sıykırım bir masal, Avrupalılar İsrail'e toprak versin, İsrail Alaska'ya yerleştirilsin, İsrail haritadan silinmeli" mealinde sözler söyledi. İsrail; İran'ın nükleer tesislerine saldırı hazırlığı içinde, ABD'yi ve dünyayı provoke ediyor, Akdeniz'deki nükleer denizatlılarını saldırı için yeni silahlarla donatıyor. ABD ve İsrail'in İran'a yönelik tehditleri tırmanıyor, Türkiye'de jet yakıtları depolanıyor. "El Kaide"nin mini nükleer silahlarla ABD kentlerini vuracağı"na ilişkin uyarılara ısrarla devam ediliyor. Bu gelişmeler, size bir şeyler hatırlatıyor mu? Bunları ABD kentlerine nükleer saldırı uyarılarıyla birlikte değerlendirelim. Birileri, İran'ın nükleer tesislerine saldırı için ABD topraklarında bir tezgah mı hazırlıyor?
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |