T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Komplo teorilerine sakın kanmayın

Ortalığın 'komplo teorileri' ile kaynadığından yakınan Hadi Uluengin'e hak veriyorum. Ne kadar akıl almaz senaryolar onlar! Bugünküne benzer ortamların sağlıksız olduğunu en iyi geçmişte 'komplo teorileri' ile haşır neşir örgütler içinde bulunmuş kişiler bilir zaten... Hadi'nin o benzersiz üslubuyla dile getirdiği yakınmaya ben de yürekten katılıyorum.

Kendi hesabıma, komplo teorilerine esir düşmemek için, iki yöntem uyguluyorum: Birincisi, komplocu gazete ve dergilere göz bile atmıyorum... İkinci yöntemim ise, herkesin 'güvenilir' bulduğu dışındaki kaynaklara itibar etmemek... AP, UPI, AFP, Reuters ve benzeri haber ajansları, BBC, CNN, VOA gibi tv ve radyolar, New York Times, Sunday Telegraph, Jerusalem Post, Ha'aretz gibi gazeteler ile Batılı yazarların yazdığı veya muteber yayınevlerinin yayınladığı kitaplar... Benim başvuru kaynaklarım bunlarla sınırlı.

Bu kaynaklarda okuduklarımı bile ihtiyatla karşılamamı herhalde mâzur görürsünüz. Çünkü, bugünküne benzer ortamlarda, yönetimler, elleri altındaki iletişim araçlarının itibarını zedelemeyi bile göze alarak koyu bir sansür uygulayabiliyorlar. Daha dün bizim gazetelerde de yer alan 'Voice of America'nın (VOA, Amerika'nın sesi radyosu) Tâlibân lideri Molla Muhammed Ömer ile gerçekleştirdiği mülâkatın yayınına, ABD dışişleri bakan yardımcısı Richard Armitage'ın, hem de radyoevine kadar giderek engel olmak istemesi göz açıcı bir haber. Bereket VOA direndi. Gerçeklerin peşinde koşanların, ya da güvenilir kaynaklara dayanarak yazı yazan ve yorum yapanların işleri epey güç...

Kendi başımdan geçen Dünya Ticaret Merkezi'nde (DTM) hayatlarını kaybeden İsrailliler ile ilgili sayısal bilgi olayını hatırlayacaksınız. Bir Ürdün gazetesi (el-Watan), güvenilir kaynaklara dayanarak verdiği haberde, ikiz kulelere yapılacak intihar saldırısından haberdar olan İsrail'in, erişebildiği vatandaşlarına, "11 Eylül sabahı DTM'den uzak durun" mesajı ilettiğini bildirmişti. CNN'in ve Jerusalem Post ile Ha'aretz gibi gazetelerin arşivinde dolaşıp, ölü ve kayıp kişilerle ilgili ya tablo olmadığını, ya da verilen tablolarda İsrail'in bulunmadığını görünce, Ürdün gazetesinin haberini sizlere aktarmıştım...

Önce, ABD yönetimine yakın bir akademisyen dost "Dehşete kapıldım" tepkisini verdi, sonra Milliyet'teki tabloda, "İsrail'in kaybı 133" rakamıyla karşılaştım.

Tam olayı kendi yönümden kapatılmış sayıyordum ki, Batı'nın güvenilir haber kuruluşlarından Agence France-Presse'in (AFP) servise soktuğu bir haberle karşılaşmayayım mı? AFP'nin son (26 Eylül) raporuna göre, DTM'de İsrail'in can kaybı sadece iki kişi, iki kişi de çarpan uçaklarda hayatını kaybetmiş... kayıp İsrailli sayısı da 60...

>Gelin de, bu durum karşısında, Dr. Sollaso gibi hiddetten şapkanızı yemeyin bakalım... O haberi okuyunca, bazı yazar dostların "Absürd" dedikleri cinsten "İsrail olaydan haberdardı, uyruklarını da uyardı" haberine hak veresim geldi. Oysa, buna inanmak, işin içinde bir 'komplo' olduğunu düşünmek demek... Deli miyim ben?

Bu da yetmezmiş gibi, dün (26 Eylül 2001), 'komplo' kokan başka bir haberle İsrail'de çıkan Ha'aretz gazetesinde yüzyüze gelmeyeyim mi? Akıl sağlığımı korumak için öyle kenarda köşede kalmış haber ve yorumlardan gözümü bile kaçırırken, bir İsrail gazetesinin aklımı şaşırtmak için devreye girmesi... Olacak şey değil!

En iyisi, "İki Odigo çalışanı DTM saldırısını öngören mesaj aldılar" başlıklı Yuval Dror imzalı Ha'aretz haberine (26 Eylül 2001) bir göz atmak: "Anında mesaj servisi Odigo, ikiz kulelere 11 Eylül günü yapılan saldırıyla ilgili olarak, iki çalışanının, saldırıdan iki saat önce mesaj aldıklarını söylüyor. Şirket, saldırıyı öngören mesajı gönderen kişiyi bulmak için İsrailli ve FBI dahil ABD'li güvenlik güçleriyle işbirliği halinde."

Bilgisayar ve internet kullanıcıları ICQ adlı sistemi bilirler; kişilerin birbirleriyle eşzamanlı olarak görüşüp haberleşmelerine yarayan bir sistemdir ICQ. Odigo da aynı işe yarayan benzer bir sistemmiş... Bu arada, ICQ'nun da Odigo gibi İsrailli bir şirketin ürünü olduğunu öğrendim. Sistemi kullanan biri, olaydan tam iki saat önce, iki Odigo çalışanına gönderdiği mesajlarla, "Göreceksiniz, ikiz kulelere saldırı olacak" demiş, iyi mi?

İngiliz Sunday Telegraph gazetesi de, geçen hafta (16 Eylül 2001), İsrail istihbaratının, ABD'yi, görünür bazı hedeflere yönelik saldırılar düzenleneceği konusunda bir ay önce uyardığını yazdı. Gazeteye göre, iki Mossad uzmanı, Ağustos ayında, Washington'a kadar giderek, CIA ve FBI'yı uyarmış...

Mossad'ın yüzünü pek göstermeyen başı Ephraim Halevy'nin, bizzat katıldığı "Ortadoğu'da istihbarat ve barış" konulu konferansta yaptığı konuşmada, Batılı istihbarat örgütlerini elektronik âlet edevâta fazlaca güvenip insana (casusa) dayanan beşerî istihbaratı ihmal etmekle eleştirdiğine dair Jerusalem Post (25 Eylül 2001) haberini okuduğumda, ilk tepkim, "Amma da böbürlenmiş ha!" oldu, ama sonra sonra, "Halevy'nin övünmesi yerinde" demek zorunda kaldım.

Hadi Uluengin'in 'komplo teorileri'ne yüz verilmemesine dönük uyarısı da haklı bir uyarı; kafayı dinç tutmak istiyorsanız, mantıklı haberler veren kaynaklardan hiçbir zaman şaşmayacaksınız...


27 Eylül 2001
Perşembe
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED