YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Gündem

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

 


ELİNDEN TESBİHİ EKSİK ETMEYEN İTİRAZCI BİR RUMELİ KIZI: MERAL AKŞENER

Cesur, mağrur, inatcı

Meral Akşener, 18 Temmuz 1956'da İzmit'in Gündoğdu Köyü'nde doğdu. Akşener, ilkokulu köyde, ortaokulu İzmit'te bitirdi. 1974'te de Bursa Öğretmen Okulu'nu, 1979'da İ. Ü. Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nü bitirdi. Kocaeli Üniversitesi'nde 1993 Şubatı'na kadar İnkilap Tarihi hocalığı yapan Akşener'in yüksek lisans tezi Drama Tarihi, doktora tezi ise Kocaeli Şeriyye Sicilleri başlığını taşıyor. Akşener, DYP'den İzmit Büyükşehir Belediye Başkan adayı oldu, ancak seçilemedi. 1995'de parlamentoya girdi, Refahyol hükümetinde İçişleri Bakanlığı yaptı. DYP Kocaeli Milletvekili Akşener, Yeditepe Üniversitesi'nde İnkılap Tarihi hocalığı yapıyor. Fatih isminde bir çocuğu var.

Herkes onu 28 Şubat sürecinde yaptığı cesur çıkışlarıyla tanıdı. Refah-Yol Hükümeti'nin en riskli açıklamalarını üstlendi. Böyle önemli bir açıklama yaparken, arkasında tek bir milletvekili yoktu. O günü kahkahalarla anlatıyor: "Arkama baktım. Bir tek Allah'ın kulu kalmamış. Mecburen tek başına yaptım. Ertesi günlerde partiden istifalar başladı. Milletvekilleri milletten aldıkları vekaletin hakkını verseler, tam bir dirayetle arkasında dursalar, bugün herşey çok daha farklı olurdu."

Akşener'in dedeleri 1924'de Yunanistan Makedonyası'ndaki Drama'dan göç ederek, İzmit'e yerleştiler. Dedesi Tahir Efendi Rumeli'nin büyük alimlerinden. Akşener, ninesinden Balkan Savaşları'nın acılı öykülerini dinleyerek büyüdü. Akşener'in fikri dünyasında Balkan öykülerinin etkisi var. Batı Trakyayı geziyor, İskeçe'yi, Drama'yı. "Anneannemin anlattıkları acılı öyküler gözümün önüne geldi hep. İçim kıyıldı gezerken. Drama'da Türkler yok artık. Enterasan bir duyguydu" diyor Akşener.

Rumeli kızları itirazcıdır

Ortaokulu bitirdikten sonra Bursa Öğretmen Okulu'nun sınavlarını kazanıyor Akşener. Ama ağabeyi Nihat, yatılı okumasına itiraz ediyor, "Sonunda benim dediğim oldu. İtirazcı bir çocuktum. Rumelili kızlar itirazcı olurlar. Evde onların sözü geçer daha çok."

1970'de Bursa Öğretmen Okulu'na başlayan Akşener, hocalarından doğruluğu, dürüstlüğü, vatanın her yerinde şevkle görev yapmayı öğrendiğini vurguluyor. "En güzel yıllarımı yatılılıkta geçirdim. Çoğumuz küçük esnaf, çiftçi ve memur çocuklarıydık. Dayanışmayı ve paylaşmayı yaşayarak öğrendik. Birçok bariyerleri yıkarak bugünlere geldik" diyen Akşener, Öğretmen Okulu'nda folklor çalışıyor, voleybol, basketbol oynuyor. Lise birinci sınıfta müzik dersinden ikmale kalıyor.

Aaa bu bizim Meral

Meral Akşener Öğretmen Okulu'ndaki arkadaşlarıyla 26 yıl sonra ilk kez bir araya geliyor. Fikir, çok sevdiği arkadaşı Merih Öngüt'ten geliyor. "İki gün bir oteli kapattık. 74 dönemi mezun 60 arkadaş katıldı. Çığlıklar, yastık kavgaları, yatılılık günlerini yeniden yaşadık. 18 yaşında ayrılmıştık, 44 yaşında tekrar buluştuk. Siyasete atılan bir tek ben vardım." Akşener İçişleri Bakanı olduğunda çoğu arkadaşı soyadı nedeniyle tanımamışlar. Bir arkadaşı hasta yatağında Akşener'in eski bir resmini görünce, eşine albümünü getirterek karşılaştırıyor, o zaman anlıyor, "Bu bizim Meral" diyor."

Fakültede ülkücüydüm

Meral Akşener İzmit'te kadınlara yönelik etkinliklerde aktif rol oynuyor. Fakir öğrencilere burs alabilmek için kapı kapı dolaşıyor. "Siyaset meydanına paraşütle inmedim" diyen Akşener, "Politika konuşulan bir evde yaşadım. Babamın amcası Hasan Tahsin Argun İsmet İnönü'nün yakın çevresindendi. Anne tarafım hep DP, AP ve DYP teşkilatlarında çalıştılar. Abim 12 Eylül'den önce Kocaeli MHP İl Başkanlığı yaptı. Gençliğimde ülkücü gençlik içinde yer aldım. MHP milletvekilleri Mustafa Verkaya, Mehmet Gül, Mehmet Şandır, ANAP Milletvekili Ali Doğan ve Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Ramiz Ongun'u ağabeyim vasıtasıyla fakülte yıllarımda tanıdım" diyor.

Romancı olmak istedim

Akşener lise yıllarında hikayeler yazıyor. Peyami Safa'nın, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın romancılığını beğeniyor. Türk, Rus ve Batı klasiklerini bir bir elden geçiriyor. Arkadaşları ona "Ayaklı kütüphane" lakabı takıyorlar. Romancı olma duygusu fakülte yıllarında nüksediyor, "Yoldan geçen insanları izler, onların hayatını kurgulardım. Bir gün elinde filesiyle şişman bir kadının peşine düştüm. Çok yavaş yürüyordu. Vefa Lisesi'nin oraya geldik, silahlar patladı. Kadın benden hızlı koşuyor. Bir evin boşluğuna sığındık. Korkudan sarıldı bana. Ailemin kökenini anlatan bir roman yazmak isterdim. Bir roman yazıyorum, ismi Ağla Makyavel Ağla. Bir de Mevlana'nın müridi, Muiniddin Pervane'nin eşi Gürcü Hatun'u yazmak isterdim."

Niçin'ci bir insanım

Akşener'in fikrî inkişafında hocası İbrahim Kafesoğlu'nun etkisi büyük. Bunlara Nurettin Topçu, Mümtaz Turhan, Erol Güngör ve Cemil Meriç'i eklemek gerek. Nasıl sorusundan çok niçin sorusuna kafayı takıyor. "Niçin'ciyimdir. Bu daha zordur" diyen Akşener, "Öte yandan inatçıyımdır, ama kör inat değil. İnsanı incitmekten nefret ederim. Özür dilerim. Bunu geri adım atmak olarak görmem. İnandığım şeylerin bedeli ne olursa olsun yapmaktan geri durmam. Laubaliliği ve haksızlığı kaldıramam. Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol ilkesine inanırım" diyerek ekliyor.

Tespih elimden düşmez

Akşener dobra dobra bir insan. Sözünü esirgemiyor. Bu nedenle "Erkek gibi kadın" deniliyor kendisine. "Her gittiğim yerde bana tespih hediye ediyorlar. Evimde yüzlerce tespih var. Tespih benim için zikir aracıdır. Elimden tespih düşmez. İnsanın iç dünyasıyla barışık olması daha önemlidir" diyor.

Akşener mizah seven bir siyasetçi. Politikada yaşadığı sıkıntıları kahkahalarla anlatıyor. "Fıkra anlatmayı beceremem. İyi taklit yaparım, yöresel şiveleri kıvırırım. Eğlenceli ders anlatırım. İnkılap tarihi dersleri durgun geçer, benim sınıfımda katılım her zaman yüksek olmuştur."

Severek evlendim

Devrimci olan eşiyle severek evleniyor. "Eşim komşumuzun oğluydu. Severek evlendik. Boğaziçi Üniversitesi'ni bitirdi. Ben siyasete atıldıktan sonra yaşam tarzımızı, çevremizi değiştirmedik. Sade bir hayatımız var. Komşuluk ilişkilerine önem veririz. Kayınvalidemden Allah razı olsun. Epeydir yükümüzü paylaşıyor" diyor.

Akşener iyi bir sinema izleyicisi. Ankara'da evlendirdiği iki talebesiyle sinemaya gidiyor. Robert De Niro, Kevin Costner, Michael Pfeiffer, Dustin Hoffman'ı beğeniyor. Türkiye'den Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit. Koçyiğit ile tanışıyor, hem sanatçı hem kişilik olarak beğeniyor. Hülya Koçyiğit'in Kınalı Yapıncak filmini unutamıyor. Oğlu Galatasaray Lisesi'nde okuduğu için Galatasaray'ı tutuyor. Bir de Kocaelispor'u.

Esme bre deli rüzgar

Hiç şiir yazmadım, ama çok severim. Necip Fazıl, Nihal Atsız, Abdurrahim Karakoç, Atilla İlhan. Ahmet Arif'i severek okurum. Halk Müziği'ni çok severim, türkü de söylerim. Bozlak severim. En çok sevdiğim türkü, 'Gayri dayanamam ben bu hasrete. Ya beni de götür, ya sen de gitme'. Rumeli türkülerinden 'Yağma yağmur esme bre deli rüzgar'ı. Neşet Ertaş, Musa Eroğlu, Mehmet Özbek, Esat Kabaklı'yı beğenirim.

Kuzu otlatamadım

Çocukluğum yazları hep bahçede geçti. Meyve ağaçlarıyla dolu bir bahçemiz vardı. En çok erik ağaçlarını severdim. Çocuklar taşlamasın diye akşama kadar nöbet beklediğim günleri hatırlarım. O yıllarda en büyük özlemim kuzu otlatmaktı. Kız çocuklarını göndermiyorlardı. Kuzu otlatmak içimde bir uhdedir. Pekin'den yola çıkarak Moğolistan ve Sibirya'dan geçerek Moskova'da son bulan tren seferine katılmak isterim. Fırsat bulursam yapacağım.

Başörtülü çocukları unutamadım

18 Nisan seçimlerinden önce Tansu Hanım'la İzmir'deydik. Sahil şeridinde seçim otobüsüyle gidiyoruz. Tansu Hanım binalardaki insanları selamlıyor. Otobüsün yanında beş-altı başörtülü genç kız var. Bir mektup vermek istiyorlar. Tansu Hanım farkında değil. Otobüs hızlandı. 2-3 kilometre kızlar otobüsün peşinden koştular. Ben farkettim. Zavallı kızlar terden sırılsıklam olmuşlar. Bana uzattıkları defteri aldım. İçinde bir mektup. Defterde bir dershane ve öğrencinin ismi yazıyor. Hiç unutmadım, kızın ismi ve soyadı Kader Akşamsefası. Üniversitede okumak istediklerini, başörtüsü yasağı nedeniyle okuyamadıklarını anlatan ve yardım isteyen bir mektup. Tansu Hanım'a ulaşmak için verdikleri çaba beni derinden etkiledi. O kadar üzüldüm ki birkaç gün etkisinde kaldım. Çocukların hali pür melalini hiç unutamadım.

Hacca gitmek istiyorum

Titiz bir insanım. Mükemmeliyetçiyim. Sinirlendiğimi belli etmemeye çalışırım, sabırlıyımdır. Bireysel konularda sabrederim, ama bir kez kestirip attıktan sonra geri dönmem yoktur. Sabrım sona erdiği zaman tehlike vardır. Siyasette başkalarının sorumluluğunu yüklendiğimiz için sabrımız iki kat daha artıyor. Hacca gitmeyi hep istemişimdir, kısmet olmadı. Hacca gidenlere Hacer-ül Esvet taşına sürmeleri için havlu veririm. Epey havlum oldu. Gelenektir. Öldüğünde havluları kişinin tabutuna korlar. Üniversitede topuklu ayakkabı giymedim. Malum öğrenci olayları. İyi koşabilmek için.

Ayağım uğurlu gelir

7 yıldır tatil yapmıyorum. Ancak pazar günü iyi uyurum. Eskiden Körfez'de sandalla balık tutmayı çok severdim. Kısmetliyim. Alışveriş yaptığım dükkan sahipleri de 'Ayağın uğurlu geldi abla' derler. Halıdere'de yazlık evimiz vardı, sakindi, denize girerdim, şimdi tadı tuzu kalmadı. Kalabalıkta denize giremem. Bu nedenle yıllardır giremiyorum. Denizi çok severim, bana asude kelimesini hatırlatır, tam karşılığıdır. Arınmayı da hatırlatır. Deniz sakinleştirir beni.

 


Kağıda basmak için tıklayın.

 

 

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV


Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...