Bir yıl sonra geçen hafta İstanbul’un en eski ve yoğun ticaret merkezlerinden Mercan’a uğradım.
Down sendromlu 30 yaşlarında dünya tatlısı melek Süleyman her zamanki gibi züccaciye dükkanının önünde oturuyordu.
Yanına yaklaşıp selam verdim.
Kalktı, “Ooo Yaşar abi hoş geldin” dedi.
Sarıldık bana elindeki üzümü uzatarak “al ye” dedi.
“Yok Süleyman ben seni özlemişim” dedim.
Israr etti. Ben yine kabul etmeyince, elinden üzüm yemediğimi zannetti.
“Gel içerde üzüm var oradan ye” dedi.
Bu kez de cebinden 10 lira para çıkarıp uzattı
; “Al bunu o zaman, bir şeyler alırsın kendine” dedi.
“Sağol, ben seni gördüm yetti Süleyman” dedim.
“İyi” dedi yanımdan ayrılıp pasaja doğru yürüdü.
“Namaza beş dakika kaldı” dedi ve gitti.
En sevdiği iki şey var: Yemek ve namaz. Muhabbeti de çok seviyor paylaşmayı da.
Birgün merak ettim hangisini daha çok seviyor diye ve denemek için öğle namazı çıkışı; “Süleyman bugün en sevdiğin yemekler var, hadi bitmeden acele edelim” dediğimde,
“Sen git, ben iki rekat sünniyi kılıp geliyorum” deyince namaz sevgisinin yemekten ağır bastığını anladım ve denediğim için utandım.
En basit tanımıyla
bedendeki hücrelerin 46 yerine fazladan bir kromozoma, yani
sahip olmasıdır.
O yüzden de bütün dünyadaki Down sendromlular birbirine benzerler.
Kötülük düşünebilme ya da başkasına zarar verebilme gibi bir özellikleri yoktur.
O fazladan bir kromozom Süleyman’ı bütün olumsuz dış etkenlerden, kültür bozulmasından korumuş.
Süleyman’ın bizden kromozomu 1 adet fazla ama insanlığı birden çok hem de bayağı çok.
Gurursuz, kibirsiz, art niyetsiz, eğilmeden, bükülmeden, konjönktüre bakmadan, paylaşımcı, yardımsever olmak için,
, dosdoğru yaşamak için down sendromlu mu olmak lazımdı!
Gerçeği, insanların ölçüsü ile değil, insanları gerçeğin ölçüsü ile tanı.
Beş kişilik otomobil istiyoruz
Türkiye taşıt üretiminde dünya 15’incisi. Dünyada banttan inen her 67 araçtan biri Türkiye’de üretiliyor. Ama otomotivin devler liginde yerli bir markası yok.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu hafta “Türkiye’nin Otomobili Ortak Girişim Grubu Tanıtım Toplantısı”nda, Türkiye’nin otomobilini yapacak babayiğitleri açıkladı.
Ortak Girişim Grubu’nda
Anadolu Grubu, BMC, Kıraça Holding, Turkcell Grubu ve Zorlu Holding var.
Onlarca ana sektörü harekete geçiren otomotivde gelişmiş ülkeler neredeyse tekel konumunda.
Dolayısıyla bizim babayiğitlerin işi zor.
Eğer yapılırsa beş kişilik otomobil istiyoruz. Malum otomobiller genelde 4 kişiliktir. Ancak bizde 3 çocuk olayı nüfusun devamı için çok önemli.
Biz yapacaksak bu arabayı, 5 kişinin rahat seyahat edebileceği geniş bagajlı, yakıtı ucuz araba yapalım.
Ancak ev mantığının da değişmesi gerekiyor.
Köylerdeki geleneksel evlerimizi terkedip şehirlerde kültürümüze uygun olmayan evlerde ömrümüzü tüketirken geniş ev ve avlu kültürümüzü de yitirdik.
Hazır yerli araba üretmeye hazırlanırken bu arada evlere de bir el atılsın.
Buzdağı Yayınları Ankara’dan yeni piyasaya çıkardığı iki kitabını göndermiş sağolsun.
Bir tanesi
İslami Finans ve Yeni Finansal Sistem
adını taşıyor.
Gelecekteki finansal krizlerden korunmak için ahlaki bir yaklaşımın ele alındığı kitapta geçmiş krizlerden ders alınarak alternatif çözümler aranmış.
Yazarı 18 yıldır uluslar arası kurumlarda İslami finans konusuyla ilgili araştırmalar yapan
İkinci kitabın ismi
. Uzun yıllar Pekin’de yaşayan yazar
kitaba gözlemlerini yansıtmış.
Brezilya’da 32 yıldır yapılan Uluslararası
Mostratec Bilim ve Teknoloji Fuarı’nda
ülkemizi temsil eden Okyanus Koleji Fen Lisesi öğrencileri Selin Yurtsever ve Hüseyin Emre Akgüç’ün geliştirdiği “akıllı klozet”,
arasından gümüş madalya alarak dünya ikincisi oldu.
Tuvalete çıkanların idrarlarındaki değişiklikleri algılayarak, hastalıkları teşhis ettiği için adına akıllı klozet denmiş. Ürünün maliyeti de düşükmüş.
Efendim elalem uzaya çıkıyor, yazılım üretiyor biz klozetle uğraşıyoruz demeyin.
Geleceğin en önemli küresel sorunu sağlıksız beslenmelerden dolayı uğraşmak zorunda olacağımız hastalıklar olacak.
Gençlerin projesi o yüzden çok önemli.
Proje gençlerden üretimi de sermaye sahiplerinden olsun.