Krizler geçici, dostluklar kalıcıdır

04:0011/10/2017, Çarşamba
G: 18/09/2019, Çarşamba
Yaşar Süngü

İnsan ilişkilerinde de devletler arası ilişkilerde de toplumdan topluma hiç değişmeyen ve eskimeyen kuraldır; Dostlarınla da düşmanlarınla da ölçülü ol,dostlarına her sırrını açma,düşmanlarına da zulmetme, adil ol, yarının ne getireceğini bilemezsin, bugünün dostları yarın düşmanın, bugünün düşmanları yarın dostun olabilir.Her insanın hata yapma lüksü olduğu gibi, hatadan dönme, pişman olma ve hatayı telafi etme hakkı vardır.Yaratıcı bile tevbe kapısını ölüm öncesine kadar açık tutar.Neden? Çünkü

İnsan ilişkilerinde de devletler arası ilişkilerde de toplumdan topluma hiç değişmeyen ve eskimeyen kuraldır; Dostlarınla da düşmanlarınla da ölçülü ol,
dostlarına her sırrını açma
,
düşmanlarına da zulmetme
, adil ol, yarının ne getireceğini bilemezsin, bugünün dostları yarın düşmanın, bugünün düşmanları yarın dostun olabilir.
Her insanın hata yapma lüksü olduğu gibi, hatadan dönme, pişman olma ve hatayı telafi etme hakkı vardır.

Yaratıcı bile tevbe kapısını ölüm öncesine kadar açık tutar.

Neden? Çünkü insanı o yaratmıştır. Bilir onun ne kadar yanlış yapacağını ve pişman olabileceğini.

O yüzden şans verir ona.

***

Ülkeler arasındaki dostluk ve ilişkiler ise biraz farklıdır.

Ülkeler arasında dostluğun tek nedeni karşılıklı
ekonomik ve siyasi menfaatlerdir.

İnsan insana ilişkilerde de menfaat önemlidir ve dostluğun dozunu menfaatin büyüklüğü belirler ancak bu menfaat sadece ekonomik değildir.

İnsan ilişkilerinde menfaat maddi ve manevi diye iki ayrılır ve çok çeşitlidir. İnsan ilişkilerinde
maddi menfaat, maddi kazanç, mevki elde etmek, şöhretten faydalanmak
gibi daha dar kapsamlı iken manevi menfaat kişiden kişiye değişir.

Kimilerine göre menfaat bile sayılmayan şeyler kimileri için çok cazip olabilir.

Çünkü her insanın farklı yapısı farklı beğenileri vardır.

Mesela evlilik programlarında çok kullanılan,
“Elektrik alma”
hadisesi insan ilişkilerinde menfaatin belli olmadığı bir alandır.

Birçok insan sadece kendisine yakın gördüğü için birçok insanlar dostluklarını devam ettirir. Onlardan bir menfaat beklentisi yoktur.

Buradaki
dostluktan alınan keyif ve hoşlanmayı
menfaat olarak görmek ne kadar doğru o da tartışılabilir.

***

Ülkeler arasında menfaat çakışması veya siyasi iktidarın tercihleri nedeniyle zaman zaman kısa süreli gerginlikler yaşanabilir.

Toplumun en küçük birimi ailelerde bile geçici kırgınlıklar olur.

Yeter ki geri dönüşü olmayan yollara girilmesin.

Bunlar normaldir ve geçicidir.

Geçici kırgınlıklar zamanla sağlam dostlukların kapısıdır.

Geçmişte Fransa, İngiltere, İtalya, İsrail, Yunanistan, Almanya, Hollanda, Rusya ve İran’la ilişkilerimizin gerginleştiği zamanlar oldu. Ancak bugün bu ülkelerle olan ticari ve siyasi ilişkilerimizde büyük bir zedelenme ve kayıp yok. Üstelik dün kavgalı olduğumuz İran ve Rusya ile bugün Irak’ta işbirliği bile yapıyoruz.

***

Bugün ABD ile yaşadığımız kriz de bunlardan farksız olacak.

Çünkü ABD ile savunma alanında çok sıkı işbirliğimiz var. Her ne kadar bugün tam tersi davransa da hala
‘stratejik ortak’
diyoruz
ABD, sürekli komşularımızı
(Irak, Suriye)
döverek, düşmanlarımızı
(PKK, PYD) silahlandırarak ve koruyarak,
bizi cezalandırmaya kalkarak
(Vize engeli)
buralardaki ekonomik ve siyasi menfaatlerini koruyabileceğini düşünüyorsa fena halde yanılıyor.

ABD’li şirketler Türk Cumhuriyetleri ve Ortadoğu ülkelerindeki ekonomik ilişkilerinin uzun vadede zarar görmesini istemezler.

İzin de vermezler.

***

ABD’li şirketlerle Türk şirketlerinin çok büyük sermayeli ortaklıkları var.

Siyasetçiler gidici, ülkeler kalıcıdır.

Halklar arasında bir düşmanlık söz konusu değildir.

Yarın
Trump
gider, daha aklı başında bir siyasetçi gelir.

ABD ile gerçek anlamda stratejik bir dostluk kurulur.

Bugün
dünyayı kan gölüne çeviren ABD siyasetçilerinin
bugün yaptıkları yanlışlık elbette bir gün kendilerini vuracaktır.
Böyle zamanlarda ülke olarak
siyasetçisi ile işadamıyla ve vatandaşıyla
bir olmak, sağlam ve dik durmak lazım.

***

Ülke olarak
kavgalara değil kardeşliğe, tüketime değil üretime
odaklanmak lazım.
Bugün dünyanın üçte birinde
savaş
yüzünden binlerce masum hayatını kaybederken, diğer üçte birinde
ekonomik kavgayla
milyonlarca insan
iş aş mücadelesi
ile ayakta kalma savaşı veriyor. Kalan üçte biri ise dünyada yaşanan bütün bu
adaletsizlikleri
sessiz sedasız izliyor.
Resmi işsiz sayısının
201 milyonu aştığı,
savaşın ortasında kalan milyonlarca masumun hem açlık hem de ölüm korkusu duyduğu bir dünyada yaşıyoruz.
İşsizlerin ve savaşın yaşandığı ülkelerdeki insanların eş ve çocukları ile kayıtdışının büyüklüğünü de hesap ettiğimizde
500 milyon insan
insanca yaşama şartlarından yoksundur.

Bu sürdürülemez bir durumdur.

Küreselleşen dünyada artık insanların yaşadığı
acılar
da küreseldir.

Çözümden de az ya da çok herkes sorumludur.

Eğer paylaşmayı bilirseniz ekmeği paylaşmak, ekmekten daha lezzetlidir.
#ABD
#Türkiye
#Diplomasi