İklim değişikliği Türkiye’ye göçü arttıracak

04:0029/11/2017, Çarşamba
G: 18/09/2019, Çarşamba
Yaşar Süngü

Dünya Ekonomik Forumu’nun2017 Küresel Risk Raporu’na göre, iş dünyasını ençok etkileyecek ve en olası 3 riskin arasında aşırı hava olayları ve su krizi yer alıyor yani iklim değişikliği kaynaklı felaket senaryoları uzak bir geleceğe ait değil.Hepsini hali hazırda yaşamaya başladık bile.Maliyetinin 1.2 milyar lirayı bulduğu söylenen İstanbul’da 20 dakikalık dolu yağışının arkasından Antalya’da yaşanan hortumda neredeyse 40 kişi yaralandı, 2 bin dönüm arazi zarar gördü.Üstelik bulunduğumuz coğrafyadason900

Dünya Ekonomik Forumu’nun
2017 Küresel Risk Raporu’
na göre, iş dünyasını ençok etkileyecek ve en olası 3 riskin arasında aşırı hava olayları ve su krizi yer alıyor yani iklim değişikliği kaynaklı felaket senaryoları uzak bir geleceğe ait değil.

Hepsini hali hazırda yaşamaya başladık bile.

Maliyetinin 1.2 milyar lirayı bulduğu söylenen İstanbul’da 20 dakikalık dolu yağışının arkasından Antalya’da yaşanan hortumda neredeyse 40 kişi yaralandı, 2 bin dönüm arazi zarar gördü.

Üstelik bulunduğumuz coğrafyada
son
900 yılın en kötü kuraklıklarından
birini yaşıyoruz.
Son yapılan analizlerin mevcut uyum çalışmaları ve ulusal katkı beyanları ile 2 derece hedefini tutturamayacağını, sıcaklık artışının
3-4 derece
arasında yaşanacağını gösterdi.
2003 yılında
Avrupa’da yaklaşık 70 bin kişinin ölümüne sebep olan
sıcak hava dalgası
, bu yüzyılın sonuna doğru normal bir yaz sıcaklığı haline gelecek.
2050’
ye kadar 200 milyon kişi iklim değişikliği sebebiyle göç edecek.
En yoğun göç alan ülkelerden biri de
Türkiye
olacak.

Su alanında da senaryo iyi değil.

Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye
içilebilir su zengini
bir ülke değil.
Kişi başına düşen su miktarı gerçek su zengini ülkelerin
yedide birinden
az.
Türkiye aynı zamanda
iklim değişikliği
sebebiyle üretimin ençok düşeceği ülkelerden biri olacak.

Bu nedenle daha da kıtlaşan kaynaklar, göçle birlikte artan nüfusa ne yazık ki yetmeyecek.

Mevcut durumu risk olarak da fırsat olarak da görmek mümkün.

**

Küresel düzeyde zorlu bir yüzyıldan geçiyoruz. Dijitalleşme, rekabeti farklı kulvarlara taşıyor.

Geçen yüzyıl hoyratça kullanılan doğal kaynaklar bu yüzyıla ciddi ödevleri, miras bıraktı.

CDP İklim Konferansı’
na katılan uzmanların da dile getirdiği gibi etkilerini gezegenin her noktasında hissettiğimiz iklim değişikliği sorunu, sadece insanı değil, tüm canlıları ilgilendiren bir sorun.

İklim değişikliği ve hızla artan doğal kaynak kullanımının doğurduğu riskler her geçen gün daha fazla hissedilirken geri dönüşü olmayan bir yola girmeden harekete geçilmesi gerektiği söyleniyor ama söylenenler, gündem olmadan buharlaşıp yeniden gizleniyor.

Oysa gezegendeki hiç kimse iklim değişikliğinin etkilerinden kurtulamayacak.

Çünkü,
‘Doğa, insan olmadan da yaşar ama insan, doğa yok olduktan sonra yaşayamaz.”

O yüzden iklim değişikliği sorunuyla mücadele genelde tüm ülkeler, özelde tek tek insanlar için bir zorunluluk.

Sonbaharda ölen yapraklar, ölen hayvanlar çevreyi kirletmeden, gübre olarak tabiatta geri dönüşüme uğruyor.

Tabiatı kirleten ve kirli bırakan tek canlı insan.

Çevreyi koruma konusunda söylenen en doğru söz şu:
Tabiatı örnek alırsak asla yanılmayız.
  • Çin, güneşe yatırım yapıyor
  • Enerjideki küresel kurulu güç 6 milyon megavata ulaştı, bu kapasitenin de yüzde 10-15’ini
    yenilenebilir enerji kaynakları
    oluşturdu.
  • Bu yıl inanılmaz ölçüde
    güneş
    yatırımı oluştu.
  • Aynı zamanda
    rüzgara
    da yatırım gerçekleşti, ama güneş çok daha ciddi yatırım çekti.
  • Dünyada toplamda
    180 bin megavat
    yeni kapasite devreye girdi. Bunun yarısı güneşten geldi, güneşin de yarısı
    Çin’
    de yapıldı.
  • O yüzden burada Çin’e bakmak lazım.
  • Karbon emisyonlarının azaltılması noktasında Çin yol gösterici olacak, Amerika değil.
  • Bu yıl Çin’deki toplam panel üretim kapasitesi de
    100 bin megavata
    ulaştı.
  • Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde
    200 bin megavata
    çıkacağıyla ilgili görüşler var.
  • Çin’de bugün itibarıyla (
    güneşteki
    ) kurulu güç 100 bin megavatı geçti.
  • Çin’in toplam kurulu gücü ise 1 milyon megavat seviyesinde.
  • Herkesi şaşırtacak bir şekilde ve herkesten önce, aslında
    Çin, Paris İklim Anlaşması’ndaki
    sorumluluklarını 2020 civarında gerçekleştirecek.
Geleceğin araçları elektrikli
Çin aynı zamanda
pil teknolojilerine
de ciddi anlamda yatırım yapıyor.
Dünyada kurulu güç olarak geçen yıl pil kapasitesi
30 bin megavatsaat
seviyesinde bulunuyordu.

Bu da 300 bin pilli araca yetiyor.

Her yıl satılan araç sayısı ise
100 milyon
.

Çin’in bu yıl yapacağı yatırımlarla beraber pil kapasitesi 30 bin megavattan 300 bin megavatlara çıkıyor. Yani, 10 kat artıyor.

Bu da
2020’den
itibaren piyasada
elektrikli araçların
artacağı anlamına geliyor.
#İklim
#türkiye
#Çin
#Enerji