Dünya Ekonomik Forumu’nun2017 Küresel Risk Raporu’na göre, iş dünyasını ençok etkileyecek ve en olası 3 riskin arasında aşırı hava olayları ve su krizi yer alıyor yani iklim değişikliği kaynaklı felaket senaryoları uzak bir geleceğe ait değil.Hepsini hali hazırda yaşamaya başladık bile.Maliyetinin 1.2 milyar lirayı bulduğu söylenen İstanbul’da 20 dakikalık dolu yağışının arkasından Antalya’da yaşanan hortumda neredeyse 40 kişi yaralandı, 2 bin dönüm arazi zarar gördü.Üstelik bulunduğumuz coğrafyadason900
Dünya Ekonomik Forumu’nun
2017 Küresel Risk Raporu’
na göre, iş dünyasını ençok etkileyecek ve en olası 3 riskin arasında aşırı hava olayları ve su krizi yer alıyor yani iklim değişikliği kaynaklı felaket senaryoları uzak bir geleceğe ait değil.
Hepsini hali hazırda yaşamaya başladık bile.
Maliyetinin 1.2 milyar lirayı bulduğu söylenen İstanbul’da 20 dakikalık dolu yağışının arkasından Antalya’da yaşanan hortumda neredeyse 40 kişi yaralandı, 2 bin dönüm arazi zarar gördü.
Üstelik bulunduğumuz coğrafyada
900 yılın en kötü kuraklıklarından
birini yaşıyoruz.
Son yapılan analizlerin mevcut uyum çalışmaları ve ulusal katkı beyanları ile 2 derece hedefini tutturamayacağını, sıcaklık artışının
arasında yaşanacağını gösterdi.
Avrupa’da yaklaşık 70 bin kişinin ölümüne sebep olan
, bu yüzyılın sonuna doğru normal bir yaz sıcaklığı haline gelecek.
ye kadar 200 milyon kişi iklim değişikliği sebebiyle göç edecek.
En yoğun göç alan ülkelerden biri de
olacak.
Su alanında da senaryo iyi değil.
Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye
bir ülke değil.
Kişi başına düşen su miktarı gerçek su zengini ülkelerin
az.
Türkiye aynı zamanda
sebebiyle üretimin ençok düşeceği ülkelerden biri olacak.
Bu nedenle daha da kıtlaşan kaynaklar, göçle birlikte artan nüfusa ne yazık ki yetmeyecek.
Mevcut durumu risk olarak da fırsat olarak da görmek mümkün.
Küresel düzeyde zorlu bir yüzyıldan geçiyoruz. Dijitalleşme, rekabeti farklı kulvarlara taşıyor.
Geçen yüzyıl hoyratça kullanılan doğal kaynaklar bu yüzyıla ciddi ödevleri, miras bıraktı.
na katılan uzmanların da dile getirdiği gibi etkilerini gezegenin her noktasında hissettiğimiz iklim değişikliği sorunu, sadece insanı değil, tüm canlıları ilgilendiren bir sorun.
İklim değişikliği ve hızla artan doğal kaynak kullanımının doğurduğu riskler her geçen gün daha fazla hissedilirken geri dönüşü olmayan bir yola girmeden harekete geçilmesi gerektiği söyleniyor ama söylenenler, gündem olmadan buharlaşıp yeniden gizleniyor.
Oysa gezegendeki hiç kimse iklim değişikliğinin etkilerinden kurtulamayacak.
Çünkü,
‘Doğa, insan olmadan da yaşar ama insan, doğa yok olduktan sonra yaşayamaz.”
O yüzden iklim değişikliği sorunuyla mücadele genelde tüm ülkeler, özelde tek tek insanlar için bir zorunluluk.
Sonbaharda ölen yapraklar, ölen hayvanlar çevreyi kirletmeden, gübre olarak tabiatta geri dönüşüme uğruyor.
Tabiatı kirleten ve kirli bırakan tek canlı insan.
Çevreyi koruma konusunda söylenen en doğru söz şu:
Tabiatı örnek alırsak asla yanılmayız.
Çin, güneşe yatırım yapıyor
Enerjideki küresel kurulu güç 6 milyon megavata ulaştı, bu kapasitenin de yüzde 10-15’ini
yenilenebilir enerji kaynakları
oluşturdu.
Bu yıl inanılmaz ölçüde
yatırımı oluştu.
Aynı zamanda
da yatırım gerçekleşti, ama güneş çok daha ciddi yatırım çekti.
Dünyada toplamda
yeni kapasite devreye girdi. Bunun yarısı güneşten geldi, güneşin de yarısı
de yapıldı.
O yüzden burada Çin’e bakmak lazım.
Karbon emisyonlarının azaltılması noktasında Çin yol gösterici olacak, Amerika değil.
Bu yıl Çin’deki toplam panel üretim kapasitesi de
ulaştı.
Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde
çıkacağıyla ilgili görüşler var.
Çin’de bugün itibarıyla (
) kurulu güç 100 bin megavatı geçti.
Çin’in toplam kurulu gücü ise 1 milyon megavat seviyesinde.
Herkesi şaşırtacak bir şekilde ve herkesten önce, aslında
Çin, Paris İklim Anlaşması’ndaki
sorumluluklarını 2020 civarında gerçekleştirecek.
Geleceğin araçları elektrikli
Çin aynı zamanda
de ciddi anlamda yatırım yapıyor.
Dünyada kurulu güç olarak geçen yıl pil kapasitesi
seviyesinde bulunuyordu.
Bu da 300 bin pilli araca yetiyor.
Her yıl satılan araç sayısı ise
.
Çin’in bu yıl yapacağı yatırımlarla beraber pil kapasitesi 30 bin megavattan 300 bin megavatlara çıkıyor. Yani, 10 kat artıyor.
Bu da
itibaren piyasada
artacağı anlamına geliyor.
#İklim
#türkiye
#Çin
#Enerji