Güçlü kalmanın tek yolu var

04:003/12/2017, Pazar
G: 18/09/2019, Çarşamba
Yaşar Süngü

Türkiye ekonomisinin ABD’dekiReza Zarrabdavasıyla krize gireceği yolundaki iddiaları kim dillendiriyorsa bilsinler ki dış tehditler beş para etmez; o yüzden bu topraklardakardeş kavgasınıkörüklüyorlar, başarılı da oluyorlar.Onlar da bilirler biz dış düşmandan değil, içimize giren düşmana yenilmekten, düşmanı tanıyamamaktan korkarız.Biz her askeri darbe ile yediğimiz sopalar ve bitmeyenkronik işsizlikyüzünden krizlere aşılıyız.“Ekonomik kriz söylentileri”ülke ayrımı gözetmeden, yatırım yapmak isteyen

Türkiye ekonomisinin ABD’deki
Reza Zarrab
davasıyla krize gireceği yolundaki iddiaları kim dillendiriyorsa bilsinler ki dış tehditler beş para etmez; o yüzden bu topraklarda
kardeş kavgasını
körüklüyorlar, başarılı da oluyorlar.

Onlar da bilirler biz dış düşmandan değil, içimize giren düşmana yenilmekten, düşmanı tanıyamamaktan korkarız.


Biz her askeri darbe ile yediğimiz sopalar ve bitmeyen
kronik işsizlik
yüzünden krizlere aşılıyız.
Ekonomik kriz söylentileri”
ülke ayrımı gözetmeden, yatırım yapmak isteyen herkesi frenler.
İç veya dış fark etmez, sermaye,
Eminönü’ndeki güvercinler gibi ürkektir
, en ufak gürültüde uçar gider.

Güven ve istikrar arar.

Onun için bu söylentilere itibar etmemek lazımdır.

“Bize bir şey olmaz”
tembelliğine kapılmadan her türlü tedbiri de almak gerekir.

**

Ekonomik kriz söylentilerinin dış düşmandan başka kimseye faydası yoktur.

Krizlere karşı
en etkin tedbir
ekonomik değil, sosyaldir
.

O da nedir?

Ülke içinde
birlik beraberlik ruhunu
güçlendirmektir.

Bu devletler için de şirketler için de, bireyler için de böyledir.

“Ocusun, bucusun” demeyi bırakmaktır.

Bölüneceksiniz diyenlere karşı el ele tutuşmak ve sarılmaktır.

“Bölüşürsek tok oluruz, bölünürsek yok oluruz”
sözü çok gerçekçi ve hiç aklımızdan çıkmaması gereken bir sözdür.
Uymamız gereken kural bellidir;

Çaresi bulunan şeylerde acze, çaresi bulunmayan şeylerde de ümitsizliğe düşmemek.

**

Biz güçlü olursak her oyunu bozarız.
Güçlü olmanın yolu da ekonomiden değil
sosyal ve kültürel
zenginlikten, birlik beraberlikten geçiyor.
Yaşam biçiminden yemek türüne ve tarzına kadar
yabancılaşan
bir toplumun zengin ve güçlü olma şansı yoktur.
İçeride düşman üreterek
güçlü olma şansımız ise hiç yoktur.
Ekonomik zenginlik, hiçbir ülkeye veya bireye kültür zenginliğini getirmez ama
kültürel zenginliğin
sonu hem devlet hem vatandaş için ekonomik zenginliktir.
Ne diyordu
İzzetbegoviç
, savaş ölünce değil, düşmana benzeyince kaybedilir.
  • İzlanda kadar KOBİ sayımız var
  • Şimdi bu ülke ekonomisi ile ilgili bazı rakamları hatırlayalım;
  • İngiltere’yi Euro 2016’da yenerek kupadan eleyen 300 bin nüfuslu İzlanda kadar KOBİ sayımız var.
  • Gelişmiş ülkelerle boy ölçüşecek kadar büyük ölçekli işletmemiz
    7 bin
    civarında.
  • Kalitesi düşse de üniversite sayımız
    200’e
    yaklaştı.
  • Ar-Ge merkezi
    579 adet
    , tasarım merkezi sayısı
    68
    ve teknopark sayısı
    65’e
    ulaştı.
  • Yıllık yerli patent başvuru sayısı, 2016 yılında
    6 bin 445
    .
  • Faydalı model başvurularıyla birlikte değerlendirildiğinde yerli buluş sayısı
    10 binin
    üzerinde.
  • 2011
    yılından bu zamana
    100 binin üzerinde
    marka
    başvurusuyla sürekli olarak Avrupa’nın en fazla marka başvurusu yapılan ülkesiyiz.
  • 2016
    yılında
    40 bini
    aşan tasarım başvurusuyla Türkiye, en fazla tasarım başvurusu yapılan ülkeler sıralamasında Avrupa’da
    2’nci,
    dünyada ise
    4’üncü
    sırada yer alıyoruz.
  • Coğrafi işaret başvuru sayımız
    420
    , tescil sayımız
    229
    .
  • IMF ile Dünya Bankası
    ekim ayında ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası da bu ay Türkiye’ye ilişkin büyüme beklentilerini yükseltmişti.
  • Bu hafta da Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (
    OECD
    ), Türkiye için 2017 yılı büyüme beklentisini yüzde 3,4’ten yüzde 6,1’e, gelecek yıl için de yüzde 3,5’ten yüzde 4,9’a yükseltti.
  • 2017’de
    yıllık büyüme oranının
    yüzde 7
    civarında olması bekleniyor.
  • Demir İpek Yolu
    ” olarak nitelendirilen, Tarihi İpek Yolu’nu canlandıracak Bakü-Tiflis-Kars (BTK) Demiryolu Hattı ile Türkiye’den Azerbaycan’a gidecek ilk tren Mersin’in Tarsus ilçesinden yola çıktı.
  • Hat ile
    Türkiye, Çin ve Avrupa
    arasında önemli bir koridor oluştu.
İnsani kalitemizi nasıl arttırırız?

7,4 milyar olan dünya nüfusunun 3,4 milyarı internete bağlı, 2,3 milyar kişi sosyal medyayı aktif olarak kullanırken, 3,8 milyar kişi mobil cihaz kullanıyor.

Ülkemizde ise 80 milyon insanın
46 milyonu internete
bağlı,
42 milyonu
ise sosyal medyayı aktif kullanıyor.
İnsani kalitemizi
arttırırsak bu alanı doğru kullanabileceğiz ve meselenin büyük kısmınız çözmüş olacağız.

İnsani kalitemizi nasıl artırırız?

En önemli sorumuz bu olmalı.

Okuyarak, kültürel ve sosyal değerlerimizi
tekrar keşfederek, birbirimize ihtiyacımız olduğunu kabullenerek.
#Türkiye
#Avrupa
#İzlanda
#KOBİ