Temmuz 2017’de dünya

04:004/07/2017, Salı
G: 17/09/2019, Salı
Yaşar Taşkın Koç

Memleketi twitter'dan yöneten ilk lider olarak tarihe geçmeye hazırlanan ABD Başkanı Donald Trump, dün günlük raporları arasına bir de “İlginç şeyler oluyor” diye her anlama çekilebilecek gizemli bir twit daha sıkıştırdı. Trump, Suudi Arabistan Kralı ile Ortadoğu barışı hakkındaki telefon konuşmalarının üzerine eklediği bu cümleyle acaba ne demek istedi?Bilemiyoruz tabii ki. Zaten olumlu anlamda veya olumsuz anlamda kullanmış olsa bile bizim için yine bir şey fark etmeyecekti çünkü kendisiyle olup

Memleketi twitter'dan yöneten ilk lider olarak tarihe geçmeye hazırlanan ABD Başkanı Donald Trump, dün günlük raporları arasına bir de “İlginç şeyler oluyor” diye her anlama çekilebilecek gizemli bir twit daha sıkıştırdı. Trump, Suudi Arabistan Kralı ile Ortadoğu barışı hakkındaki telefon konuşmalarının üzerine eklediği bu cümleyle acaba ne demek istedi?


Bilemiyoruz tabii ki. Zaten olumlu anlamda veya olumsuz anlamda kullanmış olsa bile bizim için yine bir şey fark etmeyecekti çünkü kendisiyle olup bitenleri algılarken, değerlendirirken olumlu olumsuz kavramları karşılıklı yer değiştiriyor sık sık. Bakalım bu mesajın ardından neler yaşanacak?

Önemli çünkü hem ABD hem Suudi Arabistan bölgenin birçok meselesinde biz istesek de istemesek de beğensek de beğenmesek de önemli aktörler.

Katar Krizi bir başlayıp bir biter gibi olup tekrar alevlenirken bu “ilginç” yorumu ister istemez kara kara düşündürüyor insanı. Meselenin içine DEAŞ’la mücadeleden Katar’a, Filistin’in geleceğinden Ürdün ve hele ki İran’a kadar çok başlığı içerdiği belli ve bu başlıkların her biri bizi de çok çok yakından ilgilendiriyor.

Geçtiğimiz günlerde Suudi Hava Kuvvetleri’ne bağlı uçakların alarm durumuna geçtiği iddiaları, şimdi Kral’ın G-20 Zirvesi’ne katılmayacağının açıklanması, Doha’nın kendisinden istenilen 13 maddeyi reddetmesinin üzerinden sorunun beklemede ama istim üzerinde bir beklemede olması, Filistin’in geleceğini belirleyecek lider kadrosu için Filistinlilere rağmen arayışların ve ittifakların başladığı iddiaları peş peşe kısacık bir haftaya sığıyor.

Bölge her gün hatta her saat değişen dengeler, yenilenen ittifaklar, yepyeni ve beklenmedik ama siyasal ama askerî ataklarla küçük küçük depremlerle sarsılıp duruyor.

Gazze’de elektriksiz, gıda ve ilaç sıkıntısı içinde iki milyona yakın insanın derdi de bu sarsıntılar arasında kaybolup gidiyor. Filistin’in Filistinlinin derdi sadece kendileri dışından kaynaklanan sorunlar mı acaba? Yoksa bu kangren olmuş meselenin çözümü için kendi aralarındaki ayrımlar, farklı ilişkilerin ne kadar rolü var?

Bütün bu meselelerle yakından ilgisi olduğunu herkesin bildiği Kıbrıs’ın geleceği İsviçre’de taraflar arasında henüz müzakere edilmişken Ege Denizi’nde Türk bayraklı yük gemisine Yunan sahil güvenliğinin ateş açtığı son dakikası düşüyor ajanslara. Gemide 16 mermi deliği olduğu bilgisi geliyor biraz sonra…

Adanın geleceğiyle ilgili kritik toplantıların devamı da bu hafta yapılacak. Ve böyle bir olayın gölgesi altında başlayacak. Umarız, bu operasyon görüşmelerle ilgili bir siyasal tavrın uzantısı değil ve açık denizlerdeki rutin kaçakçılık işlemlerinden biridir.

Sonuçta tarihin en büyük göç, mülteci sorunuyla karşı karşıyayız ve insan kaçakçılığı, çocuk kaçırma, organ kaçakçılığı yapan insanlık düşmanlarının en kârlı olduğu dönemin içindeyiz.

Unicef Güney Sudan, Nijerya, Yemen ve Somali’de tam bir milyon dört yüz bin çocuğun ölüm tehdidi altında olduğunu belirtiyor. Bu rakam gözünüze korkunç gelmeli ama maalesef elli katı daha korkunç olanı da sırada.

Kuruluş, çocuk ölümleriyle ilgili son raporunda çocuk ölümlerini azaltmada ilerleme sağlanamazsa tam 70 milyon çocuğun daha beş yaşına gelmeden hayata veda edeceğini açıkladı.

Parmağına iğne batsa çocuğumuzun ne kadar içimiz yanar ortada. Ama biz ortalama bir ömür sürdüğümüzde aynı süre içinde kaç milyon çocuk ölecek veya sakat kalacak; öldü ve sakat kaldı…

Kirada oturmanın bile ne büyük dert olduğu; ev değiştirmenin insana nasıl ağır geldiği bir hayatta, kendi ülkesinden çıkmak zorunda kalıp geri bile dönemeyenlerin sayısı çeyrek milyarı buldu…

Ne insan aklı ne bir inanç bugün içinde bulunduğumuz hayatı, yaşananları akıl vicdan ve kalp için anlaşılır kabul edilir bulabilir.

Ama yine de böyle…

Dünyanın, sorsanız, en çok aklıyla tartıştığı, en çok inançlar üzerinden savaştığı bir dönemde üstelik.

#ABD
#Donald Trump
#G20
#Kıbrıs