1960 yılında Tekirdağ’da doğdu. Müziğe 11 yaşında başladı ve 12 yaşından itibaren, başta çocuk şarkıları olmak üzere çeşitli formlarda besteler yaptı. İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuarı’nı bitirdi. M.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde İslâm Felsefesi alanında yüksek lisans yaptı. 100. Yıl Üniversitesi Müzik Bölümü’nün kuruluşuna katkı sağladı ve bir süre araştırma görevlisi olarak çalıştı. İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Türk Mûsikîsi alanında doktora yaptı. Beş yıl boyunca Cemal Reşit Rey Konser Salonu Genel Sanat Yönetmenliğini yürüten Doç. Dr. Yalçın Çetinkaya, Haliç Üniversitesi Konservatuarı’nda öğretim üyesi ve İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda öğretim görevlisi olarak dersler verdi. ‘Memleket Meseleleri’ başlıklı röportajlarıyla, Yazarlar Birliği Röportaj Ödülü’ne lâyık görüldü. Reklâmcılık ve Manipülasyon, İhvân-ı Safâ’da Müzik Düşüncesi, Memleket Meseleleri ve Müzik Yazıları adlı yayınlanmış dört kitabı bulunuyor. Müzik Felsefesi, Müzik Sosyolojisi gibi alanlarda çeşitli dergi ve gazetelerde yayınlanmış çok sayıda makalesi bulunan Çetinkaya, halen İTÜ Türk Musikîsi Devlet Konservatuarı Müzikoloji Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır.
Ayder balı çok değerlidir. Çünkü Ayder Yaylası’nda yaşayan bir bal arısı, tertemiz bir havada dolaşır ve beşyüz kadar farklı çiçek türüyle ve yüze yakın da endemik çiçek türüyle beslenir. Bu bal arısının yaptığı bal da, dünyanın en değerli balı olur. Buna mukabil, çiçeği ve ağacı daha az yörelerdeki arılar maalesef Ayder Yaylası’nda beslenen arılar kadar şanslı değildir ve yaptıkları bal da Ayder balı kadar değerli değildir. Ayder balının kilosu neredeyse bin liraya yaklaşırken, bitki ve çiçek örtüsü daha zayıf yörelerde elde edilen balın kilosu ortalama elli, altmış liradır. Bu fark, hiç kuşkusuz balın kalitesiyle ilgilidir. Arı, Ayder Yaylası’nın zengin çiçek örtüsünden beslenir, bu çiçeklerden aldığını yüksek kaliteli bal olarak insanoğluna verir. Daha az çiçek türüne sahib yörelerin arıları, Ayder Yaylası’nda beslenen arılardan daha az maharetli, daha az kabiliyetli değildir. Ancak beslendikleri ortam Ayder Yaylası gibi temiz, havadar ve bitki örtüsü bakımından zengin olmadığı için, ballarının kalitesi de Ayder balı kadar yüksek değildir.
Çiçek türleriyle ve temiz havasıyla, bir bal arısının beslendiği ortam çok önemlidir. Balı kaliteli kılan, arının beslendiği ortamın çiçek örtüsü bakımından zenginliğidir. Sonuç olarak bal arısı, beslendiği ortamdan ne alırsa, o aldığını işleyip bal olarak verir. Arının, kendisine Allah’ın verdiği bal yapma kabiliyetinden ve Allah’ın vahyetmesinden başka bir mahareti yoktur. Elbette fıtrî olarak bu maharetini sonuna kadar kullanır, ama eldeki malzeme de önemlidir.
Sanatçı da bu bakımdan, bal arısına benzer. Fakat sanatçının beslendiği ortam, ait olduğu toplumdur. Bir bal arısının nasıl kaliteli bal yapabilmek için zengin bitki örtüsü ve çiçek zenginliği olan bir ortama ihtiyacı varsa, sanatçının da nitelikli sanat eserleri ortaya koyabilmesi için, onu iyi yetiştiren bir ortama ihtiyacı vardır. Bu ortam da, ait olduğu toplumdur. Dolayısıyla sanatçıyı içinde yaşadığı ve ait olduğu toplumdan bağımsız kabul edemeyiz. Toplum ne kadar kaliteli ise, sanatçının ortaya koyduğu sanat eseri de o kadar kaliteli olur. Kaliteli bir toplumun, kalitesiz eserler ortaya koyan bir sanatçı yetiştirmesi mümkün değildir. Ayrıca kalitesiz eser ortaya koyan kişi de zaten sanatçı değildir. Sanatçı ile toplum arasındaki ilişki, tıpkı bal arısının yaşadığı tabii ortam ile ilişkisi gibidir. Toplumun değer yargıları, eğitim seviyesi, estetik algısı yüksek ise, bu toplumun yetiştirdiği sanatçı da ait olduğu toplumu yansıtacağından, eserleri üst düzey sanat eserleri olacaktır.
Toplumda ne varsa, sanatçısında da o vardır. Sanatçı, toplumdan aldığını tıpkı bir bal arısı gibi işleyerek yine topluma verir. Belki toplumdan aldığına kendi cevherinden birşeyler katarak verir, ama malzeme toplumdan olunca, ortaya çıkan sanat eseri de topluma ait olur, toplumun özelliklerini yansıtır.
Toplum ve sanatçı ilişkisini, toplumun sanatçı üzerindeki etkisini müzik üzerinden okumak ve anlamak daha fazla mümkündür. Müzik, diğer sanat dallarına göre toplumu ifade etmek bakımından daha ileride bir sanat dalıdır. Hele müzik, bir ticarî meta haline dönüşmüşse, müzisyen de elindeki ticarî değer olan müziği topluma kabul ettirebilmek için, toplumun beğenilerini dikkate almak durumunda olacaktır. (Buna direnen çok az sayıda gerçek sanatçı olduğunu unutmamak gerekir). Toplumun beğenilerini dikkate alan bir müzisyen de, eserinde toplumun hikâyesini anlatıyor veya toplumunu yansıtıyor demektir.
Hiç şüphesiz, içinde yetiştiği toplumu aşan, toplumuna müziğiyle yön veren öncü müzisyenler de vâroldu müzik tarihinde. Ama yine de bu tür müzisyenler bile ait oldukları toplumu yansıttılar. Sanatçının ve özel olarak müzisyenin, yaşadıkları toplumun öncüsü olduklarına dair özel bir yazı kaleme almak gerekiyor. Ancak, sanatçının ait olduğu toplumu yansıttığı konusu da bir köşe yazısında anlatılabilecek bir konu değil. Bu yazı konuyla ilgili şimdilik sadece bir hatırlatma yazısı olsun.
Son olarak şunu ifade etmeliyim: Arı işini vahy ile yapar, sanatçı ise ilham ile. İkisinin de kaynağı, aslında ilâhîdir. Fakat şeytan, sanatçıya daha fazla musallat olarak, onun ilâhî bağlantısını kurcalayıp koparabilir, bu bağlantıyı kendisine doğru yönlendirebilir ve yönetebilir. Dolayısıyla bal yapmak arının imtihanı değildir ama sanatı, sanatçının imtihanıdır ve sanatçının sorumluluğu daha ağırdır.
Galiba bu konu hakkında da ayrı bir yazı yazmak gerekecek.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.