1960 yılında Tekirdağ’da doğdu. Müziğe 11 yaşında başladı ve 12 yaşından itibaren, başta çocuk şarkıları olmak üzere çeşitli formlarda besteler yaptı. İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuarı’nı bitirdi. M.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde İslâm Felsefesi alanında yüksek lisans yaptı. 100. Yıl Üniversitesi Müzik Bölümü’nün kuruluşuna katkı sağladı ve bir süre araştırma görevlisi olarak çalıştı. İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Türk Mûsikîsi alanında doktora yaptı. Beş yıl boyunca Cemal Reşit Rey Konser Salonu Genel Sanat Yönetmenliğini yürüten Doç. Dr. Yalçın Çetinkaya, Haliç Üniversitesi Konservatuarı’nda öğretim üyesi ve İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda öğretim görevlisi olarak dersler verdi. ‘Memleket Meseleleri’ başlıklı röportajlarıyla, Yazarlar Birliği Röportaj Ödülü’ne lâyık görüldü. Reklâmcılık ve Manipülasyon, İhvân-ı Safâ’da Müzik Düşüncesi, Memleket Meseleleri ve Müzik Yazıları adlı yayınlanmış dört kitabı bulunuyor. Müzik Felsefesi, Müzik Sosyolojisi gibi alanlarda çeşitli dergi ve gazetelerde yayınlanmış çok sayıda makalesi bulunan Çetinkaya, halen İTÜ Türk Musikîsi Devlet Konservatuarı Müzikoloji Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır.
Sayın cumhurbaşkanının müzik üniversitesi önerisini duyar duymaz o anda ilgi gösterip acele ile talimat vermesi belki eleştirilebilir ama, konuyu sahiplenmesi ve hızlı bir şekilde hayata geçirilmesi için bütün imkânları seferber etmesi de gerçekten takdîre şâyân bir husustur. Maalesef bu ülkenin yetkili kişi ve kuruluşları, sayın cumhurbaşkanının konuyu sahiplenmesi ve hızı karşısında, kifayetsizlikleri yüzünden acze düşmüşlerdir.
Müzik üniversitesi kuracak kişi veya kişilerin, sadece enstruman çalmak veya söylemek konusunda yeterli olmaları değil, bunun yanında tarihinden felsefesine, sosyolojisine müzikle ilgili her şeyi çok iyi bilmek, kendi müziği ile birlikte doğunun ve batının müziklerini bilmek, uçsuz bucaksız bir müzik bilgi ve ufkuna sahib olmak gibi bir mükellefiyetleri vardır. Bir üniversiteden bahsediyoruz çünkü ! İş maalesef birkaç arkadaş ve hocamız dışında kifayetsiz kimselerin eline kalmıştır. Bu tür bir üniversitenin, müzik zenginliğimizden yararlanıp yeni bir form ortaya koymasını sağlayacak orijinal çalışmalar yapmak yerine, başka ülkelerin örneklerini inceleyip sunmak ve kopyalamaya kalkmak, kifayetsizliklerinin ilk göstergelerindendir. Halbuki Türkiye gibi gerçekten müthiş bir müzik zengini ülkede dünya çapında öncü ve referans teşkil edecek, dünyanın bütün müzisyenlerini ve müzikbilimcilerini heyecanlandırarak bu üniversiteye dikkatlerini çekecek bir müzik üniversitesi kurulabilirdi. Fakat bunları konuşmak yerine lüzumsuz konular üzerinde konuşuldu, tartışıldı ve müzik üniversitesi fikri maalesef daha doğarken öldürüldü !
Müzik Üniversitesi fikri ile yola çıkıldı, “her kesimden” yeterli-yetersiz pekçok kişinin davet edildiği birtakım göstermelik istişâre toplantıları yapıldı, toplantılarda bir-iki düzgün konuşmanın dışında genellikle verimsiz ve sığ öneriler getirildi, Türkiye’de Türk Müziği-Batı Müziği- Halk Müziği çatışmaları gibi son derece anlamsız çatışma ve fikirler bu önerilere yansıdı, yeni, farklı ve ileride bir fikir ortaya atılamadı. Herkes, sahip olduğu düşünceye göre bir üniversite ismi önerdi, bu sığ ve ufuksuz fikir ve yaklaşımların ortaya konulmasının ardından da “Müzik Üniversitesi” gitti, “Ankara Güzel Sanatlar Üniversitesi” geldi. Cumhurbaşkanı Genel Sekreteri Sayın İbrahim Kalın’ın “Müzik Üniversitesi Arama Konferansı”nda yaptığı konuşmanın, koyduğu hedeflerin çok gerisinde kalındı. Neden böyle oldu ? Çünkü iş kifayetsiz, birikimsiz, donanımsız, ufuksuz insanlara teslim edildi.
“Müzik Üniversitesi” olarak tasarlanan bir girişimin, mimarlık, tiyatro başta bütün diğer sanatları da içine alan “Güzel Sanatlar” konseptine dönüşmesi, başarısızlığın ve müzik üniversitesi fikrinin gerçekleştirilemediğinin açık bir göstergesidir. Neden başarısızlık ? Çünkü ilk adım doğru atılmamıştır. İkincisi de; evet arkadaşlarımız ortaya güzel bir başlık atıyorlar, ancak bu ortaya atılan başlığın altını dolduracak birikim, donanım ve hazırlıkları olmadığı için, yetkililer bu başlığı beğenip “ haydi yapın, işte size imkân” deyip bütün birimleri harekete geçirdiği zaman da bocalıyorlar, karıştırıyorlar, ne yapacaklarını şaşırıyorlar ve başaramayıp böyle duvara tosluyorlar !
Müzik üniversitesi fikrinin ölü doğmasının diğer göstergesi de, üniversitenin Ankara’da kurulacak olmasıdır. Neyse ki üniversitenin adının “müzik üniversitesi” olmaktan çıkmış olması ve “Ankara Güzel Sanatlar Üniversitesi”ne dönüşmesi biraz rahatlatıyor. Çünkü Ankara bir müzik şehri değil, sadece kuru bir başkent. İstanbul, Osmanlı’dan itibaren hem kendi geçmişinin, hem Anadolu’nun ve hem de çevre kültürlerin müziklerini harmanlayarak kendi müzik kültürünü ve tarzını oluşturmuş dünyanın en önemli müzik şehirlerinden biridir ve İstanbul’un yanında Ankara’nın kültür hele müzik kültürü konusunda esâmîsi okunmaz. Ankara ve müzik deyince akla ilk gelen, cumhuriyetin faşizan müzik devrimleridir.
Kimseyi incitmek için söylemiyorum ama, belki de yerelden evrensel boyutlara ulaşabilecek, tarihi ve bugünüyle önemli müzik kültürlerinden yararlanarak ortaya yeni bir müzik biçimi ortaya koyabilecek, kendi zengin müzik dil ve kültürümüzü dünyaya öğretebileceğimiz “örnek” bir müzik üniversitesi fikri maalesef iki-üç samimi arkadaşımız ve hocamız dışında Türkiye’nin kifayetsiz, ufuksuz, bilgisiz ve bu ağır yükü taşıyamayacak sıklette kadro kapmak derdindeki müzikçileri, akademisyenleri ve bunların sığ fikir ve tartışmaları sayesinde hebâ edilmiştir. Geçmiş olsun.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.