Enjekte

04:0029/11/2017, Çarşamba
G: 18/09/2019, Çarşamba
Tamer Korkmaz

Sahtekâr Donald Trump’ın, “YPG’ye silah yardımı kesilecek” sözünden üç gün sonra,Suriye’nin kuzeyinde silah taşıyan100 TIRdahagörüntülendi!Yani,YPG-PKK’ya silah sevkiyatı tam gaz devam ediyor.Pentagon’dan yapılan açıklamada da,“YPG ile işbirliğini sürdüreceğiz”denildi…Mevzubahis olan Haydut Devlet ABD ise içi boş sözler ya da kuyruklu yalanlar emrindeki terör örgütüne silah sevkiyatı ile “at başı” gider!İçerideki “etki ajanları” bu kuyruklu yalanlar üzerinden “ABD’nin menfaatleri” doğrultusunda

Sahtekâr Donald Trump’ın, “YPG’ye silah yardımı kesilecek” sözünden üç gün sonra,
Suriye’nin kuzeyinde silah taşıyan
100 TIR
daha
görüntülendi!

Yani,YPG-PKK’ya silah sevkiyatı tam gaz devam ediyor.


Pentagon’dan yapılan açıklamada da,
“YPG ile işbirliğini sürdüreceğiz”
denildi…

Mevzubahis olan Haydut Devlet ABD ise içi boş sözler ya da kuyruklu yalanlar emrindeki terör örgütüne silah sevkiyatı ile “at başı” gider!

İçerideki “etki ajanları” bu kuyruklu yalanlar üzerinden “ABD’nin menfaatleri” doğrultusunda ‘
Psikolojik Harp’
icra ederler.
İşte bu psikolojik savaşı veya algı harekâtını Atlantik’in Öte Yanı’ndan yapanlar da, yazılarına,
“Trump’ın telefonu neden gerekiyordu?”
diye başlık atarlar!

*

Mesela, Donald Trump dönemi başlamadan hemen önce Habertürk gazetesinin Washington temsilciliğine getirilen Serdar Turgut’un çok hususi misyonu,
“Türkiye’ye Amerikan politikalarını, tezlerini itina ile enjekte etmektir!”

Washington’dan Ankara’ya “ince ayar” vermeye çalışan; “ABD ile asla baş edemezsiniz; onların dümen suyuna girin, iyi geçinin, istediklerini yapın!” demeye getiren yazılardan bahsediyoruz!

“ABD bize neden bu kadar karşı, deyip kızmak yerine onu anlayıp sakince stratejiler geliştirmeliyiz” cümlesi de işte bu “iliştirilmiş” yazılardan birisinde (24 Kasım ’17) geçiyor…

Aynı yazıda
“Amerikan düşmanlığı yapmak bize, ulusal güvenliğimize zarar verir”
cümlesi de yer alıyor!

Özetle, Sam Amcası’nın Serdar Turgut’u “ABD’ye boyun eğin!” demek istiyor!

*

Anlaşılan o ki…

Mister Turgut’a göre; ABD’nin uzun yıllardır Türkiye’ye her türlü düşmanlığı/saldırıyı yapmasında hiçbir sorun yok!

Ya, nedir?

“Kabahat, kendisini savunan Türkiye’de!”

Washington’ın hesabına klavye kuşananların söylemeye çalıştıkları aynen şudur:

“ABD’yi bize kızdığı için anlayışla karşılamalıyız, buna mukabil bütün olup bitenlere rağmen onlara asla kızmamalı, taleplerini harfiyen yerine getirmeliyiz!”

Bu telkinler; AK Parti Hükümeti’ni ABD ile uyumlu bir kulvara taşımak, dahası “Ankara’yı eskiden olduğu gibi tekrar Washington’ın yörüngesine yerleştirmek” için yapılıyor!

*

Oysa, Türkiye’nin “ulusal güvenliğini” tehdit eden bizzat ABD’nin azılı düşmanlığıdır…

“Dostluk ve müttefiklik” yalanıyla maskelenmiş sistemli bir düşmanlıktan söz ediyoruz.

“Ulusal güvenliğimize” tehdit; ABD’nin komutasındaki terör örgütlerini (PKK’yı, DEAŞ’ı, FETÖ’yü) mütemadiyen Bağımsız Türkiye’ye saldırtmasından kaynaklanıyor!

ABD-NATO’nun, 15 Temmuz 2016’da FETÖ’nün eliyle Türkiye’yi işgal etmeye kalkışması, bu devasa tehdidin hangi boyutlara ulaştığını “ayan beyan” gösterdi.

Haydut Devlet ABD’nin bütün bu düşmanlıkları, Mister Turgut’a göre “ulusal güvenliğimize hiçbir zarar vermiyor!”

*

Serdar Turgut, Habertürk’te yayınlanan 17 Ekim 2011 tarihli yazısına,
“Ben gerçek vatan sevgisini Fetullah Gülen Cemaati’nde gördüm”
başlığını atmıştı!

O yazısında başlıktaki bu cümleyi tekrarlamış ve şunu da eklemişti:

“Dahası vatanseverliği onlardan öğrenmeye başladım…”

*

Hani, Ali Bulaç Paralel Yapı’nın Mehtap TV’sindeki canlı yayında ABD’den
“Anavatan!”
diye söz etmişti, ya…
Serdar Turgut’un sözünü ettiği “gerçek vatan sevgisinin!” aslında onun Locaefendisi’nin
“Amerikan vatanına sevgisi”
olduğuda aradan geçen altı yılda defalarca tescillendi!

Hal böyleyken…

Serdar Turgut’un “öğrendiğini” söylediği vatan sevgisi; “hangi vatanın sevgisi” oluyor, acaba?

Sualin cevabı, üzerindedir!

*

Peki, Habertürk’teki o yazıdan bir yıl kadar öncesinde ne olmuştu?

Serdar Turgut’un da aralarında yer aldığı dört “gazeteci” 18 Eylül 2010 tarihinde Pensilvanya’daki çiftliğinde Gülen’i ziyaret etmişlerdi.

Locaefendi, kahvaltıda bir araya geldiği Serdar Turgut, Cüneyt Özdemir, Ferhat Boratav ve Bejan Matur’a “imzasını taşıyan bir saat” hediye etmişti!

#Türkiye
#Medya
#FETÖ