“Türkiye’deki misyonumuzda yerel çalışanlara yönelik başka bir soruşturma bulunmadığına ilişkin Türk hükümetinden ilk etapta üst düzeyde güvence almış bulunuyoruz. Bundan sonra Türk hükümeti çalışanımızı gözaltına alma ya da tutuklama niyetine ilişkin önceden hükümetimize bilgi vermeyi taahhüt etmiştir.”
*
Hiçbir sözüne güvenilemeyecek olan ‘Amerika Birleşik Yalanlar Devleti’nin, Ankara’daki küçükelçiliği tarafından yapılan açıklamada aynen böyle deniliyordu!
Başbakan Yıldırım, bu laflara “Güvence vermek hukuk devleti ilkelerine uymaz” diyerek gereken cevabı verdi.
O vakit, sormanın tam sırasıdır:
İçerideki Amerikan muhipleri yahut etki ajanları böyle bir suali asla soramıyor! Soramazlar da…
Sormayı akıllarının ucundan bile geçirmezler!
ABD makamlarının yalanlarının üzerine “balıklama” atlarlar.
*
Nitekim Yurttaş Doğan’ın Posta’sı, ABD elçiliğinin açıklamasını zerrece sorgulamadı; Vize Ambargosu’nda “Sam Amcası’nın ağzıyla” konuştu:
*
Doğan Medyası’nın Posta’sı mı? Bir nevi Amerikan Posta’sıdır.
Aynen “Büyük Biraderi” Hürriyet gibi, ABD’nin amaçları doğrultusunda “Türkiye’ye ayar vermeye” yeltenir…
Bu minvalde “Psikolojik Harp” icra eder.
*
Aradan on dört sene geçti; çoktan unuttuk…
1 Mart tezkeresinin reddedilmesinden sonra; Paul Wolfowitz Ankara’ya “Yurttaş Doğan’ın Posta’sı üzerinden hareket çekmeye, posta koymaya” kalkışmıştı!
Dönemin ABD Savunma Bakan Yardımcısı olan (Neo-Con) Paul Wolfowitz’in Türkiye ziyareti öncesinde “iliştirilmiş” Mehmet Ali Birand, Washington’dan bildirmişti:
Yani? “Sömürge Gazetesi” psikolojisiyle atılmış bir başlıktan söz ediyoruz!
*
On dört yıl önce yahut on dört yıl sonra hiç fark etmiyor; Posta daima, Amerika’nın Sesi’dir!
7 Kasım 2017 tarihli Amerikan Posta’sında atılan “Türkiye Güvence Verdi, Amerika Yumuşadı” başlığının hemen altında yer alan haberi de unutmayalım:
Teksas eyaletinde Kilise’de katliam yapan “Amerikan Hava Kuvvetleri’nden atılma” ve “İncil okulunda öğretmen” olan Patrick Kelley için Posta’nın iç sayfanın manşetinde attığı başlık da şuydu:
Haberin spotunda ise Donald Trump’ın katliamla alakalı sözleri yer alıyordu:
*
Yurttaş Doğan’ın ortağı ABD Başkanı Trump ne diyorsa; Posta da harfiyen onu söylüyor!
Şayet…
-Katliam yapan bir Hıristiyan değil de bir Müslüman olsaydı…
Görüyorsunuz…
Kiliseye girip katliam yapanın bir Hıristiyan olduğu ortaya çıktığında; işbu terörist saldırıyı nasıl da “Psikopat’a bağlıyorlar!”
Bir de şu İzmir’deki Papaz maskeli Andrew Craig Brunson var:
Trump’ın Beyaz Saray’daki görüşmede Erdoğan’dan “ısrarla iadesini istediği” FETÖ işbirlikçisi Ajan Brunson’dan bahsediyoruz…
Sam Amcası’nın hesabına “tesir ajanlığı” yapan bir köşeci ise üç gün evvel “ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’in Türkiye ile ilgili bir numaralı gündem maddesinin Papaz’ın ABD’ye iadesi olduğunu” yazdı!
Pensilvanya’da ikamet eden ajanları Locaefendi’yi Türkiye’ye iade etmeyenler; İzmir’de konuşlanmış “Papaz kılıklı” ajanları için seferber olmuş durumdalar!
Amerikan muhibbi köşeci ise “Evanjelist bir Hıristiyan olan Pence’in her şeyden önce bir din adamını kurtararak ulvi bir hizmet yapmak istediğini” iddia ederek…
“Türkiye’nin, Papaz’ın FETÖ ile bağlantısı hususunda ısrarcı olmayıp, onu iade ederek Mike Pence’i tavlayabileceğini” söylüyor!
*
İşte bu “gözbağcı” satırlar; Washington’ın namı hesabına “etki ajanlığının nasıl yapıldığına” dair çarpıcı bir örnek oluşturuyor…
Bir yandan, CIA ajanı Brunson’ı “Hıristiyan bir din adamı” imiş gibi sunuyorlar! Onun talep edilen iadesini de Pence adına “ulvi bir hizmet” diye tanımlıyorlar!
Diğer bir yandan da; Ankara’ya/AK Parti Hükümeti’ne “Böylesi bir din adamını iade etmek için Amerika’ya artık daha fazla zorluk çıkarmayın!” telkininde bulunuyorlar!
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.