Berlin Station adlı 2016 yapımı dizi filmde Berliner Zeitung’un muhabiri, CIA ajanıyla tartışırken aynen şöyle diyor: “Amerikan dış politikası, teröristlerin öldürdüğünden daha çok insan öldürüyor. Nihayet, birisi bu gerçeği söylediğinde ise hemen onun adını karalıyorsunuz…”*Haydut Devlet ABD’nin dış politikası sivilleri, masumları“taammüden” öldürmeyeayarlıdır…Bir başka söyleyişle,Müslümanları katletmeküzerineinşa edilmiştir!*Dizideki Berliner Zeitung muhabirinin repliği ise bir yönüyle eksik kalıyor…Şöyle
Berlin Station adlı 2016 yapımı dizi filmde Berliner Zeitung’un muhabiri, CIA ajanıyla tartışırken aynen şöyle diyor: “Amerikan dış politikası, teröristlerin öldürdüğünden daha çok insan öldürüyor. Nihayet, birisi bu gerçeği söylediğinde ise hemen onun adını karalıyorsunuz…”
*
Haydut Devlet ABD’nin dış politikası sivilleri, masumları
“taammüden” öldürmeye
ayarlıdır…
Bir başka söyleyişle,
Müslümanları katletmek
üzerine
inşa edilmiştir!
*
Dizideki Berliner Zeitung muhabirinin repliği ise bir yönüyle eksik kalıyor…
Şöyle ki; sözünü ettiği -teröristlerin öldürdükleri, zaten ABD’nin “namı hesabına” katlediliyor!
Sadece Ortadoğu’dakilerin değil, dünyanın dört bir tarafındaki terör örgütlerinin
mühendisi/patronu
ABD’dir.
*
ABD, komutasındaki terör örgütleri FETÖ, PKK ve DEAŞ’ı Türkiye’ye saldırtmaya devam ederken; bir yandan da Ankara’yı “terörle bağlantılıymış” gibi göstermeye devam ediyor.
Bu iftira sistematiği
psikolojik harp
kapsamında işliyor!
*
Donald Trump “DEAŞ terör örgütünü, Obama ile Hillary’nin birlikte kurduklarını” geçen yılki seçim kampanyası sırasında ilan etmişti!
En iyi belge, itiraftır:
Hiç, kaçışı yok…
Bu kapı gibi
itiraf
da, öyle “yok saymakla” falan ortadan kaldırılamıyor!
Bir Amerikalı analistin “DEAŞ imkânsız olanı yaptı ve ABD dış politikasının düzgün görünmesini sağladı!” şeklindeki iğneleyici cümlesi, yine
itiraf
kapsamındadır.
Ha, artık ‘düzgün görünmesini’ de sağlayamıyor!
DEAŞ’ın/IŞİD’in Washington’dan yönetildiği gerçeği, son dönemde tamamen günışığına çıktı…
-Sam Amcaları’nın mızrağı, çuvala sığmıyor!
*
ABD, bölgede en başından beri DEAŞ’ı “doldur, boşalt” taktiği ile oynattı. DEAŞ’ın boşalttığı yerleri YPG/PKK aldı. Bu kirli oyun da, Kuzey Suriye’de bir “PKK devleti” kurma planı çerçevesinde icra edildi…
Dikkat…
Haydut ABD, emrindeki DEAŞ’ı şimdi de “Yeni Suriye Ordusu” ismiyle sahaya sürüyor!
Haseke’deki mülteci kampında büyük çoğunluğu DEAŞ teröristlerinden oluşan işbu Terör Ordusu’nun; ABD yönetiminden “yeni bir sefer görev emri” aldığı anlaşılıyor!
Söz konusu teröristlerin, Haseke’deki sığınmacı kampında en az altı aydır “Amerikan özel operasyon güçlerine bağlı eğitmenlerin” yönetiminde eğitildiği; Rusya Savunma Bakanlığı tarafından deşifre edildi.
Vaziyet, böyleyken…
ABD Savunma Bakanı James Mattis’in medyaya yaptığı
“IŞİD’in bittiğini söyleyenlere inanmayın!”
şeklindeki açıklamasını;
nasıl okumak lazım?
“Farklı isimler yahut etiketler üzerinden olsa da, IŞİD’imizi piyasaya sürmeye, sahada yeni görevlerle kullanmaya devam edeceğiz!” demek istiyor, aslında!
Bu arada, bir diğer yandan da; “Sakallarını kesen DEAŞ’lı bazı teröristlerin ise SDG/PKK’ya katıldığı” yolunda haberler geliyor!
*
Amerika Birleşik Yalan Devletleri’nin Başkanı Mister Trump’ın “YPG’ye silah yardımını keseceğiz” şeklindeki
kuyruklu yalanının ardından;
ABD’nin YPG-PKK terör örgütüne silah yardımı bütün hızıyla sürüyor.
ABD, PKK’ya gönderdiği 4 bin TIR’lık silah ve mühimmatı yeterli görmemiş olacak ki; üstüne bir de
silah fabrikası
kuruyor!
Bunun adı,
Terör Fabrikatörlüğü
’dür.
Terör Devleti
olmak yahut
Terörün Mühendisi
olmak; işte böyle bir şeydir!
#ABD
#Terör
#PKK
#DEAŞ
