İfadeler alınmış, deliller toplanmış, mahkeme süreci yaşanmış ama maddi delil yetersizliğinden neticeye ulaşılamamış üç vaka var şu anda televizyon ekranlarından her gün evlere misafir olan. Yıllardır aydınlatılamamış vakalar yeni işlenen cinayetlerden daha çok ilgisini çekiyor seyircinin. Vakti zamanında verilen ifadelerin uzmanlar aracılığıyla canlı yayında aktarılması, aynı zamanda bu kişilerin stüdyoya davet edilerek bir nevi sorgulanması, çelişkileri açığa çıkardığı için seyirci de kendini ekran başında dedektif gibi hissediyor ve öğrendikleri ışığında olayı çözümlemeye çalışıyor.
Şüpheliye, zanlıya dair her seyredenin bir fikri oluşuyor mutlaka.
Henüz yaşanmış bir cinayet vakasında olayın açığa çıkması için resmi makamlara güveniliyor, zaman tanınıyor. Faili meçhul dosyaların ekranlar aracılığıyla tekrar açılması ve peş peşe işlenmesi ise cinayetler aydınlatılmıyor, failler yakalanmıyor izlenimini güçlendiriyor.
Gerçeğin Peşinde; yeni yayın döneminde Müge Anlı’nın karşısına zorlu bir rakip olarak çıkabilmek adına peş peşe yıllardır aydınlatılmayan dosyaları açtı. 16 yıldır çözülemeyen Hande Çinkitaş ve Çağla Tuğaltay cinayetlerinden sonra, 10 yıl önce yaşadıkları köyde hunharca katledilen 10 yaşındaki iki çocuğun, Tuğçe ve Büşra’nın dosyasını açtı. Büyükşehirde aynı apartmanda yaşayanlar dahi birbirini tanımaz tezini desteklercesine, Hande ve Çağla her ikisi de yaşadıkları evde kimseler bir şey duymadan görmeden katledildi. Tuğçe ve Büşra ise herkesin birbirini tanıdığı bir köyde, gün ortası okula giderken saniyeler içinde kayboldu. 44 gün arandıktan sonra köye uzak bir noktada cesetleri bulundu. Köy kapalı bir kutu, resmi ifadelerle geçilemeyen suskunluk duvarı canlı yayında zorlanıyor. İntikam cinayeti olabilir ihtimaline karşı, aileler diğer kızın ailesini suçluyor ve olaydan sorumlu tutuyor.
İfadelerin kamera önünde tekrarlanması, geçmişte verilen ifadelerdeki yanlış beyanları açığa çıkartmaya vesile oluyor. Şüpheli ya da tanık sıfatıyla ifade verenler diğerlerinin verdiği ifadeden haberdar değil! Ekranda duyduğu anda aslında öyle değildi böyleydi diye itiraz ediyor. Hande Çinkitaş cinayetinde şüphelilerden biri baba diğeri ise üvey anne. Hande’nin elinde bulunan hayvan kılını araştıran cinayet ekibi, babaya hayvan besleyip beslemediğini sorduğunda, baba soruyu evde hayvan besliyor musun şeklinde algılamayı tercih ederek, hayır cevabını veriyor. Bu ifadeden yıllar sonra haberi olan hala, kardeşinin dükkanda köpek beslediğini söyleyerek tüm şüphelerin tekrar babada toplanmasına sebep oldu. Abisine taciz ve pedofili suçlamaları yapıldığında ise geçmişe dönük hatıraları canlandı, gelen ihbarlar suçlamalar ışığında iddiaları güçlendirecek sahneler hatırlamaya başladı. Hatırlıyor mu yoksa geçmişini yeniden mi yorumluyor?
AB uyum yasaları gereği gözaltı süresi 24 saat ile sınırlı. Emniyet görevlileri şüphelinin ifadesini 24 saat içinde almak ve savcıya sevk etmek zorunda. Ancak gerekli durumlarda gözaltı süresi uzatılabiliyor. Her türlü psikolojik, sözel şiddetin uygulandığı stüdyo mahkemelerinde ise günler hatta aylar sürebiliyor sorgulama, ifade alma.
Dosya stüdyo mahkemesinde yıllar sonra yeniden açıldığında resmi makamlar yayınları izliyor, programcılarla işbirliği yapıp özel ekip kurarak dosyaları resmi olarak da yeniden açıyorlar.
Ekran/ sosyal medya haberciliği arasına sıkışan medya, adliye koridorlarında haber kovalamak yerine ekran karşısına geçerek bilgi toplayıp haberleştiriyor. Hırsızlık kayıp cinayet vakalarında soruşturma mahkeme süreci takip edilmiyor, stüdyo mahkemelerinde yer almadığı müddetçe fikri takip yapılmıyor. Günlerce, hatta aylarca işlenen vakalar ise ifadeler itiraflar iftiralar eşliğinde neredeyse her gün medyada haberleştiriliyor. 16,5 yıl önce işlenen Hande Çinkitaş cinayetiyle ilgili internet tarandığında, haberlerin büyük çoğunluğunun reailiti şovda işlenmeye başladığı zamanlarda yapıldığı tespit edilir. Maktul yakınları hem resmi makamların hem medyanın dikkatini çekebilmek için katılıyor stüdyo mahkemelerine.
Suç temalı realiti şovlar sonrası katillerin, aile yakınlarıyla birlikte ön saflarda arama çalışmalarına katıldığı anlaşıldı. Kayıp vakasıyken cesedin bulunması ile birlikte cinayet vakasına dönüşen hadiselerde ilk soru bu oluyor: “Aile ile birlikte ön saflarda arama çalışmalarına katılan biri var mıydı?”
Suçluların, karşısındaki kişi ile göz kontağı kurmadığını bakışlarını kaçırdığını yazardı kitaplar. Sadece sunucunun, uzman konukların, locada oturan seyircilerin değil, kamera aracılığıyla milyonların gözlerinin içine bakarak masum olduğunu iddia ediyor artık suçlular. Televizyon, internet, sosyal medya sonrası suçlu tanımı ve profili tamamen değişti. Psikolog Tanju Sürmeli “suçluların genelde gözlerini kaçırdığı söylenir ancak son zamanlarda yapılan araştırmalar suçluların inatla gözbebeklerinin içine baktığı yönünde” deyince; kızının katili ilan edilen ama maddi delil yetersizliğinden resmi makamların harekete geçmediği, itiraf beklentisiyle programda her türlü sözel şiddete maruz bırakılan Nezih Çinkitaş şöyle dedi: “Peki siz suçlulara ne önerirsiniz bakıp gözlerini hemen çekmelerini mi?”
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.