Kriminal şovların yerli dizilere etkisi

04:0023/11/2017, Perşembe
G: 18/09/2019, Çarşamba
Sema Karabıyık

Yasaklama sınırlama ile gündüz ekranını düzeltmenin mümkün olmadığını dile getirmiştim. Nitekim gelen gideni arattı. Gündüz ekranının şu anki durumunu tanımlayacak kelime bulamıyorum. Oysaki yasaklamak yerine izdivaç programlarında yaşananların kurgu olduğunu ilan etmek yeterliydi. Kurgu olduğu bilinciyle seyredildiğinde zararı asgari seviyede tutmak mümkündü. Aile hayatına, evlilik kurumuna zarar veriyor çok iddialı yorumlardı. İzdivaç formatlarına yasak geldi gündüz ekranı günlük gülistanlık mı

Yasaklama sınırlama ile gündüz ekranını düzeltmenin mümkün olmadığını dile getirmiştim. Nitekim gelen gideni arattı. Gündüz ekranının şu anki durumunu tanımlayacak kelime bulamıyorum. Oysaki yasaklamak yerine izdivaç programlarında yaşananların kurgu olduğunu ilan etmek yeterliydi. Kurgu olduğu bilinciyle seyredildiğinde zararı asgari seviyede tutmak mümkündü. Aile hayatına, evlilik kurumuna zarar veriyor çok iddialı yorumlardı. İzdivaç formatlarına yasak geldi gündüz ekranı günlük gülistanlık mı oldu? Aksine kriminal şovların zararı izdivaçlarla kıyaslanmayacak kadar büyük.


Temanın ne olduğu fark etmeksizin realiti şovların tahrip gücü çok yüksek. Zaman zaman cinayetlerin aydınlatılmasına yardımcı olsa, kayıp vakalarını hemen çözüme kovuştursa da realiti şov yıkıcı bir tür. Neticeye ulaşmak için özel hayatın sınırlarını ihlal eden, ekranda gözükmek istemeyenleri direkt şüpheli ilan eden bir format. Gerçekleri açığa çıkarmak uğruna yalan söylemenin iftira atmanın bu kadar kolay olduğu başka bir format yok!

Ayrılanlar, kavuşamayanlar, kayıplar derken; yaz aylarında Yaşamdan Hikayeler programında açılan bebek ticareti dosyası kriminal şovlarda birden fazla vaka ile yer buldu kendine. 1970-1990 yılları arasında doğum hastanesinde doğum yapan, cenazesi teslim edilmeden öldüğü söylenen bebeklerin çocuksuz ailelere satıldığı iddiası dillendiriliyor her gün. Benim çocuğum da yaşıyor olabilir mi umudu eşliğinde sadece İstanbul ve Ankara’dan değil, diğer illerden de ihbar telefonları yağıyor TV kanallarına. Biyolojik anne babasını arayan evlatlar, ölmediğine inandığı evladını bulmaya çalışan anne babalar. İhbarların çokluğu, o yıllarda ülke çapında büyük bir dolandırıcılık şebekesinin bebek ticareti yapmış olabileceğine işaret ediyor. Dar gelirli, eğitimsiz ailelerin bebeklerinin zengin ailelere satıldığı dillendiriliyor. Programlarda gayri meşru bebek ifadesi de sıklıkla kullanılıyor. Bebeklerin gayri meşru olarak kabul görmesinin sebebi evliliklerin resmi olmamasından kaynaklanıyor. Bahsi geçen yıllarda imam nikahı ile yapılan evlilikler çoğunluktaydı. 80’li yıllarda, ANAP hükümeti zamanında, Papatya Vakfı öncülüğünde, toplu nikahlar kıyıldı resmi nikahsız kimse kalmasın anonsları eşliğinde. Bu detay gözden kaçırıldığında dönemin gerçekleri göz ardı edildiğinde, kriminal şovlarda kullanılan dilin etkisiyle o yıllarda gayri meşru çocuk patlaması yaşanmış gibi bir algı oluşuyor. Çürüme, yozlaşma o zamanlarda başlamıştı yorumları yapılıyor.

Fakirler arasında yıllar önce böylesi şeyler yaşanmışsa üst başlığı altında, yerli dizilerde yaşanan her türlü gelişme sıradanlaştırılıyor. Karmaşık ilişkiler ağından oluşan senaryolarda ilişkiler karmaşıklaştıkça senaryo olgunlaştı yorumları yapıldığında gerçekten şaşırıyorum. Kızları zengin hayata kavuşsun diye sözüm ona her türlü fedakarlığı yapan Fazilet Hanım ve Kızları’nda olduğu gibi. Kahya olarak girdiği yalıda büyük kız Hazan aşk adı altında iki kardeşin ilişkilerini güçlendirmekle zayıflatmak arasında gidip geliyor. Yağız kardeşi Sinan uğruna fedakarlık yaparak Hazan aşkını ‘şimdilik’ erteliyor. Küçük kız Ece ise evin beyiyle nikah masasına oturdu ama ne oturma! 17 yaşında nişanlısı Yasin’den hamile kalan Ece Hazım Bey'le evlenince, Yasin de intikam uğruna Hazım Bey'in kızı Selin ile evlendi. Ece çocuğunun biyolojik babasının üvey kayınvalidesi oldu.

İki çocuğuyla ayakta kalma mücadelesi veren, dar gelirli bir kadının yaşadığı sıkıntıları gerçekçi bir şekilde gözler önüne seren Kadın’da tüm hikaye kıskanç üvey kardeş Şirin’in söylediği yalanlara endeksli. Ablasının kocası olduğunu bile bile Sarp’a sevdalanan, aşkı karşılıksız kalınca adama tacizci damgasını yapıştıran, vapurdan düşerek ölmesine sebep olan, her bölüm yalanlarına yeni yalanlar ekleyen Şirin, Bahar’ın hayatını zorlaştırmaya devam ediyor.

Senaryo yazılırken çarpık ilişkiler ağı neden tercih edilir, neden bazıları bu durumu senaryo olgunlaştı olarak değerlendirir anlamak mümkün değil!

#Kriminal
#Dizi