Devamlılık meselesi

‘Dizide büyük skandal’ başlığıyla yapılan haberlere sıklıkla medya ve magazin sitelerinde rastlamak mümkün. Neymiş skandal merakıyla habere tıklandığında, devamlılık asistanının tecrübesizliğinden ya da dikkatsizliğinden kaynaklanan bir hata olduğu görülür. Birbirinin devamı olan iki sahnede oyuncunun kıyafetleri farklıdır. Misal kırmızı gecelik, oyuncu salondan yatak odasına geçtiğinde sarıya dönüşmüştür. Geçiş anındaki uyumsuzluğu fark eden biri haber yapar, diğer siteler kopyalayıp yapıştırır ve “büyük skandal” gerçekleşir. Rengi değişen kıyafetler, modeli değişen saçlar, gece ve gündüz uyumsuzluğu, dikkatli gözlerden kaçmayan çoğunluğun üzerinde durmaya gerek görmediği detaylardır.

En unutulmaz devamlılık hatası ise sezon finalinde kaldığı yerden devam eden Aşk-ı Memnu’da yaşandı. Oyuncular yaz tatillerini deniz güneş kum üçgeninde geçirdiklerinden meşhur sera sahnesinde ten rengindeki farklılık göze çarpmayacak gibi değildi.

Cesur ve Güzel’in kaza sahnesindeki devamlılık hatası ise skandal olabilecek boyuttaydı. Cesur’un kullandığı araçla takla atan araç farklıydı ama daha da önemlisi araç takla atarken yapılan yakın çekimlerde aracın içinde kimse olmadığı net bir şekilde görülüyordu.

İki sahne arası kuru mu ıslak mı olacağına bir türlü karar verilemeyen saçlar da Kara Sevda’nın ilk bölümüne damga vurmuştu. Uzun sürelerle baş etmeye çalışan her yerli dizinin mazisinde devamlılık hatası vardır. Görsel kaynaklı devamlılık hatalarını anlamak anlayış göstermek zor değildir bu sebepten.

Senaryo kaynaklı yapılan devamlılık hataları ise kılık kıyafet ya da zaman uyumsuzluğu gibi masum değil! Ki bunun son örneği Kara Yazı’da yaşandı.

Kanal D’nin büyük beklentilerle yayınlamaya başladığı, oyuncu kadrosu ile göz dolduran, Karadayı ve Kara Para Aşk geçmişleriyle seyircinin şifresini çözdüğü iddia edilen senaristlerin kaleminden çıkan Kara Yazı reytinge mağlup oldu. Ünlü ve iyi oyuncuların bir araya gelmesi bir projeyi kurtarmaya yetmiyormuş bir kez daha ezber ettik. Seyircinin şifresini çözmek mümkün değilmiş! Özellikle yüksek reyting alan diziyi uzatabildiğimiz kadar uzatalım düşüncesi yeni projeleri baltalıyormuş bir kez daha görmüş olduk. Senaristlerin hikaye ve karakter olarak kendini tekrarlaması seyirci nezdinde kabul görmüyormuş. Formülle hikaye anlatmak mümkün değilmiş. Çünkü bir noktadan sonra formül, karakterleri analiz etmeye de hikaye etmeye de yeterli gelmiyormuş.

Kara Yazı üzerinde yeterince çalışılmamış düşünülmemiş bir dizi görünümünde başladı. İlk bölüm hikayemizi sırlarla donatır, seyirciyi gizemli bir yolculuğa çıkartır, hiçbir şey göründüğü gibi değil diyerek, zengin fakir çatışmasını baba sevgisi(zliği) etrafında Yaren ve Mehmet özelinde şekillendiririz düşüncesi rağbet görmedi. Çünkü ilk bölüm, hikayenin kuruluşu itibariyle hikayenin ayakları yere sağlam basmıyordu, inandırıcılıktan uzaktı. Aynı durum Karadayı ve Kara Para Aşk’ta da vardı ama o zaman seyirci seyrederek tecrübe kazanmamıştı. Kendini tekrarlayarak dizi sektöründe yer almak isteyen senaristler için unutulmaz bir ders oldu Kara Yazı.

Yaren Derya’yı hapishanede ziyaret edebilmek için büyük zorluk yaşadı. Hatta Mehmet’in talebi birinci derece akraba olmadığı gerekçesiyle kabul görmedi. Sadece soyadı tutanlar alınıyordu görüşe ve infaz memuru gözetiminde yapılıyordu görüşme. İki kardeşin birbirine temas etmesi dahi engellendi. Bu sahneler gerçeği yakalamak, gerçeklik duygusu yaşatmak için değil duygu sömürüsü yapmak için yazılmış ve çekilmiş olmalı ki ikinci bölümden itibaren hapishane yol geçen hanına döndü. Her gelen elini kolunu sallayarak girdi içeri, Mehmet’in annesi bir bavul para getirdi Derya’ya. Mehmet ve Erdem’in ziyareti ise infaz memuru gözetiminde dahi yapılmadı. Erdem’le aralarında itişme yaşandı, Derya bayıldı. Hastaneye kaldırıldı hemşire arkadaşının yardımıyla hastaneden kaçtı.

Ne çok ziyaretçin geliyor şarkıcı ablanın bile bu kadar ziyaretçisi olmuyor repliğini gardiyana söyleterek doz aşımına dikkat çektiler ama yapılan görmezden gelinemeyecek kadar büyük bir hataydı. Neden hikayeler olgunlaşmıyor, felsefeleri havada kalıyor sorusuna cevap gibiydi.

Kaliteli oyuncuların oynadığı rüya kadronun bir araya geldiği diziler neden reytinge yenik düşüyor işte tam da bu sebepten. Hikaye kendi içinde bütünlük yakalayamıyorsa, ne anlatıldığının hangi düşünceyi savunduğunun farkında değilse, seyircinin ilgisiz kalması normal değil mi!