Kılıçdaroğlu’na Gandi elbisesi biçmek

04:0030/06/2017, Cuma
G: 17/09/2019, Salı
Özlem Albayrak

Doğru, Kılıçdaoğlu ve diğer “adalet” yürüyüşçülerinin yolları üzerine tezek dökmenin savunulacak hiç bir tarafı yok. Öyle bir ucuzluk, basitlik ve yüzeysellik hali ki, insan bu durumu nasıl eleştireceğini şaşırıyor. Karakterle, kişilikle, seviyeyle; insanın ortaya koyduğu eylem biçimini kendisine yakıştırabilme kriterleriyle ilgili biraz da. Doğrusu, kötülük çoğunlukla anlaşılabilir bir durumdur, düşman gördüğünü aşağılama güdüsü de kabul edilebilir. Sorun; düşmanlık ya da dostluk, ittifak veya

Doğru, Kılıçdaoğlu ve diğer “adalet” yürüyüşçülerinin yolları üzerine tezek dökmenin savunulacak hiç bir tarafı yok. Öyle bir ucuzluk, basitlik ve yüzeysellik hali ki, insan bu durumu nasıl eleştireceğini şaşırıyor. Karakterle, kişilikle, seviyeyle; insanın ortaya koyduğu eylem biçimini kendisine yakıştırabilme kriterleriyle ilgili biraz da. Doğrusu, kötülük çoğunlukla anlaşılabilir bir durumdur, düşman gördüğünü aşağılama güdüsü de kabul edilebilir. Sorun; düşmanlık ya da dostluk, ittifak veya rekabet, sevgi veya buğz; her ilişkide ve durumda bir hukuk olması gerektiğinden habersiz olmaktır.


Tezek dökme eylemi de böyle; bunu yapabilmek için sadece savaş hukukunu çiğnemeyi tercih etmen yetmez; ahlaki seviyenin, değer yargılarının da buna müsait olması gerekir. Çünkü o tezek, yoluna döktüklerine değil sana aittir. Çünkü sevginin üst sınırı yoktur, ama buğzun vardır/olmalıdır; yoluna tezek dökmek yani, yoluna gül dökmenin aynı derecedeki karşıtı değildir. Eh, bunu görebilmek de ahlak, kalite ve derinlik gerektirir.

Kılıçdaroğlu ve “adalet” yürüyüşçülerini yüzde yüz haksız buluyor olabilirsin. Bu yürüyüşün devlet sırlarını ortaya dökenleri, kendi ülkesi aleyhine casusluk yapanları, darbe yapıp 250 vatandaşımızı gözünü kırpmadan öldürenleri zımni biçimde desteklemek anlamına geldiğini düşünüyor olabilirsin. Kılıçdaroğlu’nun FETÖ ve PKK’ya alan açtığına, kaosa zemin hazırladığına da inanıyor olabilirsin. Bendeniz de bunlara neredeyse yüzde yüz inanıyor, bırakın Gandi olmayı, Kılıçdaroğlu’nun açıktan olmasa da asıl derdinin yeni bir Gezi’nin fitilini ateşlemek olduğunu tahmin ediyorum, ancak yine de “tezek” tepkisini de o oranda çirkin buluyorum. Bilmem anlatabiliyor muyum?

Tezeği gerektirmese de, Kılıçdaroğlu’na “pasif devrimci” ya da “Gandi” diyemeyeceğimiz aşikar ama. Bu yürüyüş “Tuz Yürüyüşü” değil, yürüyenler de meşru ve haklı bir davanın “sivil itaatsiz”leri değil. Çünkü Gandi kolonyal bir toplumda ortaya çıkmış anti-emperyalist bir milliyetçiydi. Gandi, somut olarak çeşitli eziyetler görmesine karşın, hem de başka bir ülkenin sömürgesi altında şiddet karşıtı kalabilmiş, ülkesinin bağımsızlığı için sivil itaatsizlik eylemleri ortaya koymuştu. Daha da önemlisi Gandi, köylülüğü bir üçüncü yol ekonomi ve dünya kurgusu etrafında seferber edebilmişti. Aslına bakılırsa Gandi’nin önerdiği şey, devlet karşıtı bir sosyalizmdi; ancak anti-kolonyal mücadelenin önderleri Gandi’nin ortaya çıkardığı ortak sinerjiyi soğurarak kapitalist bir devlet kurdular. Bu devletin, Hindistan’daki kolonyalizm sonrası uluslaşma sürecinin arızaları ise ortada.

Ama konumuz Gandi’nin Hindistan’daki anti-emperyalist mücadelesi ve kolonyalizm sonrasında O’nun mobilize olmuş mirası üzerinde yükseltilen uluslaşma süreci değil elbette. Konumuz Kılıçdaroğlu ve Kılıçdaroğlu’na bir “pasif devrimci”, “sivil itaatsiz” diyebilmek için ya Gandi’yi ya da Kılıçdaroğlu’nu hiç bilmiyor, tanımıyor olmak gerekir.

Kılıçdaroğlu bir devrimci değil; onyıllar boyunca statükonun, Kemalist ideolojinin, ceberut devletin, halkı tepeden inme bir biçimde Batılılaşmaya zorlayan bakış açısının temsilciliğini, sözcülüğünü yapmış bir partinin, CHP’nin genel başkanı. Günümüzde statükonun değişmiş olduğunu savlayanlar olabilir. Buna göre, devleti 15 yıldır AK Parti yönettiği ve şekillendirdiği için CHP’nin muhalefete düştüğünü, artık statükoyu temsil etmediğini öne sürenler olabilir. Bu doğru bir yaklaşım, ama CHP’nin 15 yıldır muhalefette olması; CHP’nin, çarşaflılara rozet takmak, dindar tabana karşı değilmiş gibi davranmak gibi göstermelik hareketler dışında, bundan 20 yıl önceki CHP’yle neredeyse birebir aynı CHP olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Allahaşkına Kılıçdaroğlu’nun partisinin ne o gün ne de bugün köylülerle/yoksullarla/madunlarla bir ilgisinin olduğunu kim iddia edebilir.

AK Parti’nin eski statükoyu eleştire eleştire iktidara gelip yeni bir statüko kurduğu yolunda yorumlar ve eleştiriler var. Bu, doğru veya yanlış olabilir. Ama aklı başında hiç kimse, Kılıçdaroğlu’nun sözü edilen/varolduğu iddia edilen AK Parti statükosuna “özgürlük, sivil haklar” nedeniyle karşı çıktığını söyleyemez. Zira CHP, özgürlük ve sivil haklar söylemini araçsallaştırarak AK Parti’ye muhalefet ediyor; ama asıl hedefi, yeni tür statüko diye tanımladıkları AK Parti iktidarının sona ermesi ve eski statükonun geri dönmesi. Bunu, “adalet” yürüyüşünü tanıtan afişteki fotoğrafta, Kılıçdaroğlu’nun arka fonunda askerin bulunması bile tek başına kanıtlayabilir.

Adalet için, özgürlük için, sivil haklar için falan yürüyüş başlatıyorsunuz; ama afişinizin arka fonunda uygun adım yürüyen silahlı askerlerin fotoğrafı oluyor. Tarihi boyunca darbeleri desteklemiş bir parti için bu durum, bilinçdışının dışavurumu değilse, nedir?

Cumhuriyet devletinin yarattığı burjuva sınıfını temsil eden CHP’nin ne eskiden ne de şimdi köylülerle ve yoksul sınıfla bir bağı olmadığı gibi, hele de 2013’ten sonraki tutumlarından sonra Kemal Kılıçdaroğlu’na, tıpkı Gandi’ye dendiği gibi anti-emperyalist demek de çok zor. Çünkü, yürüyüşün nedeni bile bunu değilliyor; düşünün ki, Kılıçdaroğlu devlet sırlarını ifşa eden ve yabancı bir istihbarat örgütü adına çalıştığı söylenen –aslında bilinen- bir gizli örgütün yani FETÖ’nün verdiği bilgilerle devlet güvenliğini zaafa uğratan ve tutukluluk cezası alan bir vekil için yürüyor. Bu yürüyüşün anti-emparyalist olmadığını bilmeye, hiçbir şey değilse bile bu durum kafi…

Kimse yollara tezek dökmesin, ama kimse de Kılıçdaroğlu’ndan bir Gandi çıkarmaya çalışmasın. Olmuyor, üstüne oturmuyor, sarkıyor, dökülüyor. Velhasıl komik oluyor.

#Kemal Kılıçdaroğlu
#Gandi
#FETÖ
#PKK
#AK Parti